Pazarlama dünyası alabildiğine geniş bir dünya ve markalar için büyük bir okyanus. İşte bu büyük okyanusta boğulmamak, gemilerini batırmamak ve hedefledikleri istikamete varabilmek için markaların da belirli stratejileri oluyor. Maliyet etkin yapıda piyasada iyi bir konuma gelebiliyorlar tıpkı Walmart gibi, marka imajını güçlü tutup sadık müşteri yaratabiliyorlar tıpkı Apple gibi; ancak bu yazıda örneğini ele almak istediğim konu
deneyim pazarlayabilmek.
Geçtiğimiz günlerde bir Paşabahçe mağazasını gezdim. İlgi alanımda olmamasından ötürü bu konseptte mağazaları pek gezmem ancak iyi ki de gitmişim. Zira eski ve farklı sözcükleri günümüze taşıyan Lugat 365 ile bir anlaşma yapan Paşabahçe ekibinin hazırladığı şahane kupaları görme fırsatı buldum.
Olay aslında çok basit. Çay içerken, kahve içerken genellikle muhabbet ediyoruz. Muhabbetlerimiz çayımıza tat katıyor. Bu muhabbetlerin yanına eski kelimeler eklendiğinde ise ortaya farklı bir deneyim çıkıyor; fincanlar fincan olmaktan çıkıyor ve anılara, duygulara, maziye dönüşüyor. Bunu dönüştürmeyi başaran ise bir marka. 


Yazımı tamamlamadan önce deneyim ile ilgili birkaç istatistik paylaşmak ve bu konunun önemini vurgulamak istiyorum. Econsultancy’nin yaptığı araştırmaya göre işletmelerin %74’ü deneyimsel pazarlamanın satışları arttırmadaki anahtar etmen olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda %72’lik bir oran da deneyimsel pazarlamanın artmasının müşteri memnuniyetini arttıracağı görüşünde. Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı da (%44) deneyimin artması sonucu olarak marka sadakatinin de artacağını belirtiyor. Diğer istatistikler için aşağıdaki grafiğe göz atabilirsiniz.