Korona virüsün etkisi, kriz geçtikten sonra uzun süre hissedilecek gibi duruyor. Şu anda, birçok pazarlama çabası, tüketicilerin ne yapacaklarını bilmediğinden, durumun belirsizliğinden ya da markaların böylesine değişken bir ortamda para harcamaktan korkmalarından dolayı boşa gidiyor. Bununla beraber pandemi hali hazırda tüketici davranışlarını önemli ölçüde değiştirmiş durumda. İnsanların teknoloji, e-ticaret, canlı yayınlar, e-öğrenim, oyun ve online market alışverişi gibi birçok konuda alışkanlıkları değişti.
Startup Fortune'nun Kurucusu Mervik Haums TheNextWeb'de kaleme aldığı yazısında bir işletme sahibi olarak, pandemi sırasında pazarlama ve marka oluşturma söz konusu olduğunda bir düşünce değişikliğine ihtiyaç olduğunu söylüyor. Haums bu zamanların, müşterilerin neler yaşadıklarını anlamayı sağlayan farklı bir yaklaşım gerektirdiğini düşünüyor. İşletmelerin, müşterileriyle olan etkileşim biçimlerini değiştirmeleri gerektiğini dile getiriyor.
Pandemi dönemini bir kriz dönemi olarak nitelendiren Haums'a göre kriz bir dayanıklılık testidir, bu nedenle hem kendinizin hem de şirketin enerjisini uzun vadeye yaymak gerekir. Bu nedenle marka oluşturmak için kullanacak stratejilerle enerjiyi zamana yayarak uzun vadede başarılı sonuçlar elde edilebilir.
Marka stratejisi oluşturma deneyimime dayanan aşağıdaki beş strateji ile, işletmenin nerede olduğunu daha iyi anlaşılır hale gelecek, böylece markanın pandemi krizi sırasında hayatta kalmasını ve büyümesini sağlamak için en iyi eylem planı oluşturulabilecek. Haums kriz döneminde başarılı ve anlayışlı bir marka olmak için gerekli 5 farklı strateji şöyle açıklıyor.
1. Pazarın Size Ne Söylediğini Dinleyin
İç ve dış çevreyi dikkatlice dinleyin ve düşünceli bir şekilde iletişim kurun. Pazarlamanın genel kurallarından biri, pazarla eşleşen bir mesaj vermektir. Geçmişte başarılı mesajlar verseniz bile, mevcut durum bu mesajı yeniden düşünmenizi gerekebilir. Pandemi nedeniyle ülkelerde ekonomik gerileme, seyahat kısıtlamaları devam ettiği için, sosyal mesafe kavramı büyük önem taşımakta. Bu nedenle markanın pazarlama mesajları da bu şeylere ilişkin farkındalığı yansıtmalıdır.
Mesajlar her marka için farklılık gösterse de, izleyicilere bu krizin atlatılacağına ve markanın toplumla birlikte ilerleyeceğine inanmaları için bir neden verilmelidir. Örneğin Ford'un ''Built to Lend a Hand'' reklam kampanyası, şirketin tüketicilerine ve misyonuna olan yüzyıllık bağlılığına dayandığını gösteriyor.
2. Halkınıza Yardım Eli Uzatın
Koronavirüsün bize öğrettiği bir şey varsa, o da hepimizin birbirimizi düşünmesi ve toplumun iyiliği için birlikte hareket etmemiz gerektiğidir. İster küçük bir kasabada yerel bir işletme sahibi olun, ister binlerce üyesi olan çevrimiçi bir üyelik sitesi işletiyor olun, müşterilerinize kriz anında yardım etmeye istekli olduğunuzu bildirmek büyük önem taşır.
Çok fazla olmak zorunda değildir, ancak destek sunduğunuzu göstermek farklı yollar aramayı düşünmek gerekir. Belki ürün ve hizmetlerden bazıları ücretsiz olarak sunabilir ya da pandemiden daha kötü etkilenenlerin rahatlamasında büyük rol oynayan bir hayır kurumuna kârın büyük bir bölümünü bağışlayan bir promosyon yürütebilirsiniz. Bazen, diğer işletmelere yardım etme girişimi bile kendi işinizde büyük bir etki yaratabilir.
3. Müşteri Her Zaman Önce Gelir
Hepimiz bu küresel salgının sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Çoğu kötü olan bu sonuçlardan sürekli bahsetmek yapılması gereken en son şeydir. Her şeyden önce, müşterilerinize karşı onları hiç umursamıyormuş gibi muhtaç ve çaresiz görünmenizi sağlar. Ayrıca hali hazırda, müşterilerin endişelenmesi gereken kendi sorunları varken sizin durumunuz ne kadar önemlidir? Örneğin karınızın azalması hakkında konuşuyorsanız, bir aile üyesini virüs nedeniyle kaybeden biri için bunun herhangi bir önemi var mıdır? Sorumlu bir şekilde hareket etmeyen markalar, maalesef ki tüketicilerin tepkisiyle karşılaşacaktır.
4. Doğruluk ve Dürüstlük Timsali Olun
Kriz dönemlerinde herkes konuşur. Birçoğu fikirlerini gerçeğe dayandırıyor olsa da, konu gerçeği aramaya geldiğinde genel halk kendi başının çaresine bakmak zorunda kalmaktadır. Bu nedenle şirket olarak daima dürüst ve etik pazarlama ve marka stratejileri uygulamak gerekir. Ayrıca kriz anında müşterilerilere net mesajlar vermek daha da önemlidir. Müşterilerin en savunmasız oldukları zamanlarda müşterilerinden yararlanan işletme olarak bilinmek istemezsiniz.
Örneğin, COVID'in başlangıcından bu yana, dünyada birçok vicdansız tüccar, kullanılmış yüz maskelerini toplamış, yıkamış ve sonra onları halka yeniden satmaya çalışmıştır. Bir marka olarak, asla insanlara bu tarzda satışlar yapmamalısınız.
5. Bir Umut Mesajı Verin
Kriz zamanlarında umut vermek pozitif enerji yaratmanın harika bir yoludur. Hepimiz bir şekilde bu virüsten etkileniyoruz ve hepimiz bir araya gelip birbirimizin arkasında olduğumuzu göstermeliyiz. Bu sayede insanlar her zaman onları nasıl hissettirdiğinizi hatırlayacaktır.
Özellikle bu konu iş dünyasındaki liderler için önemlidir. Müşterilere ve genel kamuoyuna üzerinize düşeni yapmaya istekli olduğunu göstermek çok iyi bir fırsattır. Örneğin kot üreticisi Levi’s, Instagram Live'da günlük çevrimiçi konserler düzenleyerek evde sıkılmış insanları eğlendirmek için çaba sarf etmişti. Her gün saat 17: 01'de Levi's, Snoop Dogg, DaniLeigh ve Kali Uchis dahil olmak üzere marka temsilcilerinden birinin canlı performansını yayınlamıştır.