“Kendimi hiçbir zaman plazalara hapsetmedim. Hep gezerek, gözlemleyerek, müşterilerimize yakın olmaya gayret gösterdim. Gerektiğinde konfor alanımın dışına çıkma noktasında hiç tereddüt etmiyorum” diyen LC Waikiki E-Ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş, kariyer yolculuğundaki kilometre taşlarını ve tecrübelerini tüm samimiyetiyle paylaştı.
İş hayatında en baskın duygum, risk alarak hep daha iyisini başarmak
Üniversite eğitimim sonrası, İspanya Hükümeti bursu ile Barselona’da ekonomi doktora programına başladım. Doktora yeterlilik derecemi aldıktan sonra, iş hayatına atılmaya karar verdim. İlk olarak Peppers&Rogers Yönetim Danışmanlık şirketinin Dubai ofisinde çalışmaya başladım. Daha sonra hayatımı değiştiren insan Cüneyt Yücel oldu diyebilirim. Dubai’de bir projede beraber çalışmıştık. Sonrasında ben Saudi Telecom’da bir projede çalışırken, telekomünikasyon sektörü çok ilgimi çekti ve Cüneyt Yücel sayesinde yolum Turkcell ile kesişti. 6 aylık bir ilk iş tecrübesi sonrası Turkcell pazarlama departmanı ile pazarlama dünyasına giriş yapmış oldum.
Eğitim hayatımın kariyerime etkileri...
Koç Üniversitesi İşletme ve Ekonomi bölümlerini bitirdikten sonra, İspanya’da Universitat Autonoma de Barcelona Üniversitesi’nde ekonomik analiz konusunda yüksek lisans ve doktora yeterlilik derecelerimi aldım. Aldığım eğitim özellikle pazarlamanın analitik tarafındaki işlerde bana çok yardımcı oldu. Ekonomi bilimi çok sistemsel düşünmeyi gerektiren bir disiplin ve hep gelecekte gitmek istediğiniz noktayı hayal ederek, planlı adımlarla yürümeyi gerektiriyor. Kafa dağınıklığına asla izin yok diyebilirim. Bunun faydasını çok gördüm. Planlarımı çok az hatayla, kısa zamanda hayata geçirebilecek çalışma disiplini bana hızlı olma konusunda çok avantaj sağladı. Aynı zamanda işletme bölümünden de lisans tarafında mezun olduğum için, ağırlıklı proje bazlı takım çalışmalarıyla geçen eğitim hayatım, yaptıklarımı etkili anlatma konusunda bana çok yardımcı oldu diyebilirim.
Kariyerimdeki kilometre taşları...
Risk alabilen bir yapım var. Gerektiğinde konfor alanımın dışına çıkma noktasında hiç tereddüt etmiyorum. Yıllarca telekomünikasyon sektöründe çalışmama rağmen, hiç tecrübem olmayan hazır giyim perakende dünyasına geçişimin buna güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum. 2. danışmanlık dönemimde 30 ülkede çeşitli projelerde yer aldım. Turkcell’deki işimi bırakıp, bir hafta sonrasında hayatımda daha önce görmediğim Cezayir’de bir projeye başlamakta bir saniye bile tereddüt etmedim.
Kendimi hiçbir zaman plazalara hapsetmedim. Hep gezerek, gözlemleyerek, müşterilerimize yakın olmaya gayret gösterdim. Müşterilerimizin gerçek ihtiyaçlarını anlamadan başarılı olmamıza imkân yok. Oturduğumuz yerde sadece müşteri araştırmalarını okuyarak bunu başarmanın mümkünatı yok. Türkiye’de 50’den fazla ili gezdim, yurtdışında 30’dan fazla ülkede bulundum. Bunun çok faydasını gördüğümü söyleyebilirim.
Her zaman hayal ederim. Bir sonrası ne olmalı. ‘’Sen yola çık, yol sana görünür’’ sözü hep kulağımdadır. Çalışmak, hem de çok. Çalışmadan olmuyor. Kader gayrete aşıktır sözünü asla aklımdan çıkarmam. Olumsuzluklardan dolayı asla yıkılmam. Hep ne ders çıkarabilirim ona bakarım. Olmuş olan olacaklar arasından en hayırlısıdır der yoluma devam ederim. Belki de en önemlisi güven verebilmek. Rahmetli Doğan Cüceloğlu hocamızın da dediği gibi, bir insanın gelebileceği en yüksek mertebe güvenilir insan olabilmek.
Akılla gönülü birleştirmek gerektiğine inanıyorum. Çalıştığım şirketleri kendi şirketimden farklı görmedim ama her zaman hep şirket faydası demedim. Yaptığımız işlerin insanların hayatına da olumlu katkılar yapması, benim için olmazsa olmaz.
İş hayatımda karşılaştığım zorluklar ve motivasyon kaynağım...
İşe başladığımda hep daha iyisini başarmak, bunun hızlı olması ve gerektiği zaman risk alarak bu yolda yürümek baskın duygularımdı. Hâlâ da öyle ama başka prensipler de zamanla eklendi tabii. İnsanların günü idare etmeyi tercih etmeleri, beklentileri yükseltmemek için potansiyel alanlara eğilmemesi beni çok rahatsız ediyordu. Aldığım paranın hakkını veremiyormuş gibi hissediyordum. En büyük motivasyon kaynağım bu zorlukları aşacağıma olan inancımdı. Başarıları göstererek, arkadaşlarımı bu başarılara ortak ederek, bu özelliklerime uygun yerlerde ve liderlerle çalışmayı tercih ederek bu zorlukları aştım. Eğer bu beklentilerimi bulamazsam yeni bir maceraya atılma noktasında yine bir saniye bile tereddüt etmem diyebilirim.
Ailemin hayattaki seçimlerime etkileri...
Ailem benim her şeyim. Ben konferanslarda kendimi tanıtırken bir baba olarak tanıtmaya başlıyorum, benim için en değerli ünvan o. Annem ve babam hâlâ hayatta olduğu için çok şanslıyım. Her zaman bana çok destek oldular ve hep doğru alanlara yönlendirdiler. Başarılarıyla gurur duyduğum ve çalışkanlığını her zaman kendime örnek aldığım bir doktor abim var. Sonsuz bir sevgiyle bağlı olduğum bir eşim ve dünya tatlısı 4.5 yaşında ikizlerim var. Benim iş hayatındaki başarımın en büyük mimarı eşimdir. Her kararımda hep arkamda oldu. Benim mentorum oldu, koçum oldu. Daha iki aylık evliydik, potansiyelini ortaya çıkarman için yurtdışı tecrübesi senin için çok önemli diyerek beni destekledi. Bunu kim yapar ki? Üç sene boyunca sadece hafta sonları görüşebildik. Ona karşı inanılmaz bir saygım var, o benim rol modelim diyebilirim. Benim o an arkamda durması iş hayatımda dönüm noktası oldu diyebilirim.
Çocukluk kahramanım...
Toni Schumacher. Fenerbahçe’nin ve Alman Milli Takımı’nın kalecisi. Anaokulunda bile kalecilik yapardım. Sonra okul takımlarında da kalecilik yaptım lise ve üniversitede. Çocukken her hareketini izlerdim, akşamları uyurken onun gibi bir kaleci olduğumu hayal ederek uyurdum.
Unutamadığım sunumlardan...
Hiç unutmuyorum, Dubai gümrüğünde proje yapıyoruz. Çok zorlu bir müşteri, projeye devam mı tamam mı sunumu yapılacak. Devam konusunda da pek ışık yok açıkçası. Kimse niyetli değil sunuma, müşteriden de çekiniyoruz. Ben gönüllü oldum. Çok taze ekonomi bilgileri de var. Projenin Dubai ekonomisine ve kalkınmasına katkısını kalkınma modeliyle anlatan bir sunum yapmıştım. Çok beğenilmişti, iş hayatına çok kuvvetli bir başlangıç olmuştu ve özgüvenle dolmuştum. O sunumu hâlâ gülümseyerek hatırlıyorum.
İlk maaş heyecanım...
İlk maaşımı aldığımda en büyük hayalim, bana yıllarca destek olan ailemin üzerinden o ağırlığı almaktı. O açıdan çok mutlu olmuştum. Onlara hediye olarak bir buzdolabı almıştım. Hâlâ duruyor.
Bulunduğum noktadan mutlu muyum?
Bu hayatta her saniyemden çok mutluyum. Her saniye şükretsek az, ömür yetmez. Harika bir ailem, sevdiğim bir işim var. 41 yaşındayım, sağlıklıyım ve tüm sevdiklerim benimle. Daha ne isteyebilirim ki? İnsanların da hayatına dokunabildiğimiz, sevdiğim bir işim var. Yaptığım işi gönülden yaparsam ve hakkını verirsem iyi yerlere gelebileceğimi düşünüyorum. Öyle de oldu, çok şükür diyebilirim.
Bugünkü işimi yapmıyor olsaydım...
Doktor olmak isterdim. Tüm sağlık çalışanlarına inanılmaz saygı duyuyorum, Allah onları başımızdan eksik etmesin. Bu kadar somut şekilde insan yararına dokunan başka bir meslek yok bence.
İş hayatında unutamadığım anım...
İlk Güney Afrika seyahatimi ve projemi unutamıyorum. Evdeki Güney Afrikalı çalışanların bana menemen ister misin ve kahveniz sade mi olsun dediklerindeki şaşırmam ve çalışırken yanıma dev bir kuşun konması sonrası yaşadığım korkuya çok gülmüştük.
Motivasyonum kaynağım...
İhtiyacı olanlara faydalı işler yapabilmek, başarılı olalım ki bunu daha çok yapabilelim. Bulunduğum iş alanında ilkleri hayata geçirmek beni motive eden şeyler diyebilirim.
Mesleğin ilk yıllarındaki Ömer Barbaros Yiş'e vereceğim tavsiye...
Asla beni değil, hep bizi düşün. Önce güven. Hep adaletli ol. Biraz daha sabırlı olmayı öğren. İnsanların hayatına dokunacak işler yapmayı asla unutma, her şey performans değil. Çık biraz plazadan dışarı, gerçek hayatın içinde ol.