L’Oréal Türkiye Kurumsal İletişim ve Etkileşim Direktörü İrem Karaoda Tanrıkulu: "İş modeli gezegenin sınırlarına saygı duyarak geliştirilmeli"

L’Oréal Türkiye Kurumsal İletişim ve Etkileşim Direktörü İrem Karaoda Tanrıkulu ile L’Oréal Türkiye'nin geride bıraktığımız yıla dair en iyi projelerini ve yeni dönemde tüketicilerin markalardan beklentisini konuştuk.

Günümüz dünyasında tüketiciler; markalardan yalnızca satın aldıkları ürün ve hizmetleri değil, büyük ve cesur somut girişimleri hayata geçirmesini bekliyor.

Dünya sorunlarıyla ilgili, duyarsız kalmayarak toplumsal faydaya odaklanan ve şeffaf bir şekilde paylaşan şirketlerin marka değerini artırdığı gerçeğinden söz edebiliriz. Bu bağlamda, L’Oréal Türkiye Kurumsal İletişim ve Etkileşim Direktörü İrem Karaoda Tanrıkulu ile L’Oréal Türkiye'nin geride bıraktığımız yıla dair en iyi projelerini ve yeni dönemde tüketicilerin markalardan beklentisini konuştuk.

"Bilim Kadınları İçin" projemiz, bilimde cinsiyet eşitliğine dikkat çekme adına önemli bir misyon üstlendi"

L'Oréal Grup olarak UNESCO işbirliğiyle tüm dünyada 23 yıldır “Bilim Kadınları İçin” programını hayata geçiriyoruz. Programın bu yılki ayağı da oldukça ses getirdi ve bilimde cinsiyet eşitliğine dikkat çekme adına önemli bir misyon üstlendi. Bilimde cinsiyet eşitliğinin desteklenmesine, genç ve yetenekli bilim kadınlarının tanınmalarına ve rol modeller oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçlayan programımız, global anlamda ilk olarak 1998 yılında düzenlendi. Global ölçekte şu ana kadar destek alan bilim kadını sayısı 3400’ü geçti.

Köklü geçmişiyle kadınların bilime katkısını somut desteklerle öne çıkartan “Bilim Kadınları İçin”, ülkemizde 19.yılını geride bıraktı. Bu yıl 4 Türk bilim kadının her biri, kapsamlı ve gelecek vadeden çalışmalarıyla L'Oréal Türkiye’den 120 bin TL’lik burs kazandı. Türkiye’de bugüne kadar 112 genç bilim kadının projelerine kaynak sağlandı. L’Oréal Türkiye olarak dünyada programı en fazla destekleyen 5. ülke konumundayız. 4 yıl art arda olmak üzere, toplam 5 Türk bilim kadınımız, programın global ayağında “Uluslararası Yükselen Yetenek” seçilerek uluslararası platformda Türkiye’nin adını duyurdu.

“Bilim Kadınları İçin” programı, her yıl 250’den fazla genç ve yetenekli bilim kadınını destekliyor. 40 yaş altındaki bilim kadınlarının başvurabildiği “Bilim Kadınları İçin” programında kazananlar; akademik özgeçmişleri, projelerinin bilime yaptığı katkı, uygulanabilirliği, sürdürülebilirliği ve bilimsel yeniliği gibi kriterler göz önüne alınarak UNESCO tarafından belirlenen bağımsız jüri tarafından seçiliyor.

"Hedefimize giden yolda rotamızı dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve anlamlı markalar yaratmak olmak üzere; 3 devrim belirliyor"

L’Oréal Türkiye olarak, Grubumuzun globalde belirlediği “Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratma” hedefiyle paralel şekilde çalışmalar yürütüyoruz. Hedefimize giden yolda rotamızı dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve anlamlı markalar yaratmak olmak üzere; 3 devrim belirliyor.

Dijitalleşme devriminde Tekno-Güzellik şirketi olma amacına sahibiz. Teknolojiyi her alanda önceliklendiriyoruz. Bunu, ilk olarak geleceğin güzellik ürünlerini ve deneyimlerini yaratmak için yani inovasyon amacıyla yapıyoruz. İkincisi, yeni fikirler üretmek ve hayata geçirmek için sürdürülebilir ürün dizaynı ve üretimi sağlayan endüstri 4.0’ı; 3 boyutlu baskı, robotlar, dijitalleşmiş tedarik zinciri ve kitlesel üretimden kişiselleştirilmiş üretime geçiş içinse teknolojiyi kullanıyoruz. Üçüncü olarak da tüketicilerimizle derin ve anlamlı bağlar kurmak için teknolojiden yararlanıyoruz. Tekno-Güzellik anlayışımız, bunun da ötesinde geleneksel güzelliğin dışındaki tüm konuları kapsıyor.

Öncü rol üstlendiğimiz sürdürülebilirlik alanında ise gurur duyduğumuz global programımız “Gelecek için L’Oréal” kapsamında taahhüt ve çalışmalarımız var. “Gelecek için L’Oréal”, gezegenimizin sınırlarının aşılmaması için gereken somut adımları atmaya ve her birini ölçümlemeye öncelik verdiğimiz, tüm değer zincirini ve tüm paydaşlarımızı kapsayan bir program. Kendi iş yapış şeklimizi gezegenimizin sınırlarına saygı duyarak dönüştürme, kendimizle sınırlı kalmayarak tüm iş eko-sistemimizi sürece dahil etme​ ve dünyanın acil çözüm gerektiren çevresel ve sosyal sorunlarının çözümüne katkıda bulunma olmak üzere; ​3 temel taahhütte bulunuyoruz.​

"2025’te tüm üretim tesislerimizin yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanarak karbon nötr olmalarını hedefliyoruz"

Bu konuda kendimiz için belirlediğimiz hedeflerden de bahsetmek isterim. İklim konusunda 2025’te tüm üretim tesislerimizin yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanarak karbon nötr olmalarını hedefliyoruz. Su alanında tüm formüllerimizin su eko-sistemlerine saygılı olmasını garantileyerek, endüstriyel süreçlerde kullandığımız suyun yüzde 100’ünü yeniden kullanıma kazandırmış olmayı ve tüketicilerimizin ürün kullanımı için olan su tüketimlerini yüzde 25 azaltmayı taahhüt ediyoruz. Biyo-çeşitlilik adına, içerik ve ambalaj malzemelerimizin yüzde 100’ünü, 2030’a kadar sürdürülebilir kaynaklardan elde edeceğiz. Bunların hiçbiri ormanların tahribatına yol açmayacak. Doğal kaynaklar konusunda da çalışmalarımız var. 2030’da formüllerimizdeki içerik maddelerimizin yüzde 95’i biyolojik temelli hale gelecek, minerallerden veya döngüsel süreçlerden elde edilecek. 2025 yılına kadar plastik ambalajlarımızın yüzde 100’ünü yeniden doldurulabilir, yeniden kullanılabilir, geri dönüşüme kazandırılabilir hale getireceğiz. Üretim tesislerimizdeki atıkların yüzde 100’ü geri dönüşüme ve yeniden kullanıma kazandırılacak.

İş eko-sistemi kapsamında programın etkisini büyütmek ve tüm değer zincirimizi kapsamak için ana müşteri, tedarikçi ve iş ortaklarımızı programa katkı sağlamaları adına dahil ediyoruz ve onlarla belirlediğimiz ortak hedeflere yürüyoruz. Tüketicilerimizin daha bilinçli ve sürdürülebilir tüketim seçimleri yapabilmeleri için ürünün sosyal ve çevresel faydasını görebilecekleri şeffaf etiketleme sistemini hayata geçiriyoruz. Toplumun dezavantajlı kısmından gelen 100 bin kişiye istihdam sağlamak ve 3 milyon kişinin markalarımızın sosyal programlarından yararlanmasını sağlamak, diğer önceliklerimiz. Dünyanın acil sorunlarının çözümüne katkı sağlamak için kadınların güçlendirilmesi ve doğanın yenilenmesi yolunda 150 milyon Euro değerinde fon ayırdığımızı da belirtmek isterim.

 "Topluma ve çevreye pozitif katkı sağlamak vazgeçilmez değerlerimiz arasında yer alıyor"

Anlamlı markalar yaratmak konusuna gelecek olursak; bu noktada ana amacımız tüketicimizin güvenini kazanarak büyümek. En iyi ürünlerle beraber en iyi servisleri sunarken aynı zamanda topluma ve çevreye pozitif katkı sağlamak vazgeçilmez değerlerimiz arasında yer alıyor. Bunun için Türkiye’de çok sayıda projeyi hayata geçiriyoruz. “Bilim Kadınları İçin” programından az önce bahsetmiştim. Bu programın yanı sıra Stand-Up hareketine de bir o kadar inanıyoruz. L’Oréal Paris; Stand-Up Sokak Tacizine Karşı Dur hareketi ile dünyada ve ülkemizde büyük yankı uyandırdı. Kadınların yüzde 78’i kamusal alanda sokak tacizine uğradığını ifade ediyor. L’Oréal Paris ve sivil toplum kuruluşu Hollaback!, Stand-Up programı ile herkesin karşılaşabileceği sokak tacizine son vermek için uygulanabilecek 5 ana yöntemden oluşan «5D» eğitimini geliştirdi ve bu eğitimi farkındalık yaratmak amacıyla herkesin erişimine açtı. Bugüne kadar eğitime 37 bin kişi katıldı. Türkiye olarak ise globalde dördüncü ülke konumunda yer alıyoruz.

Diğer yandan, Garnier markamızla yeşile bağlılık sözümüz var. Ürün etiketlerine çevresel ve sosyal etki matrisi ekliyoruz. Sektörde öncü olduğumuz bu yenilikle, tüketicilerin daha sürdürülebilir tüketim tercihleri yapmalarına yardımcı oluyoruz. La Roche-Posay markamız ile kanserle mücadelede insanlara destek oluyoruz. Kiehl’s markamız da çevre ve toplum duyarlılığını bir üst seviyeye taşıyarak sosyal girişim «ecording» ile yeni bir iş birliği yaptı. Sürdürülebilirlik çalışmalarına tüketicileri doğrudan dahil eden projeyle; her Kiehl’s alışverişine karşılık ecording drone’larla ağaçlandırılması gereken alanlara bir adet tohum topu atışı gerçekleştiriliyor. Kiehl’s müşterileri, tohumunu seçiyor ve tohum operasyonunun detayları ile ilgili bilgilendiriliyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir