2023 için yeni sene, yeni umutlar dedik... Pandemi öncesi yaşam koşullarına dönülemeyeceğinin kanıksanması, tüm dünyada halkın geleceğe yönelik beklentilerini alışılmadık şekilde farklılaştırmasıyla sonuçlandı. İlk çeyreğini geride bıraktığımız yılda; ekonomik refahın yok oluşu, deprem felaketinin unutulmayacak acısı ve pek çok etmenlerle mücadele edilen karamsarlığın hüküm sürdüğü tabloya bir de Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir seçim eklendi. Dünya Mutluluk Raporu 2022 yılı araştırmasında ve son yıllarda yapılan tüm araştırmalar Türkiye’nin en mutsuz ülkeler listesinde başı çektiğini gösteriyor. Bununla beraber ülkedeki antidepresan kullanımındaki artış da dikkatleri çekiyor. Elbette küresel ve toplumsal sorunları bugünden yarına çözmek kolay olmasa da bir yerden başlamalı ve bu dönemde markalara çok iş düşüyor…Peki belirsizlik üzerine belirsizlik yaşadığımız böyle bir dönemde tüketiciler markalardan neler bekliyor? Samsung Electronics Türkiye Mobil İş Birimi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Azdemir ile hedef kitlenin zor dönemlerde markalardan neler beklediğini ve ortak bir hedefe en verimli şekilde hizalanmak ve gerçek anlamda toplumsal fayda sağlamak için yaptıkları çalışmaları konuştuk.
Hedef kitle markalardan en çok duygusal olarak anlaşılmayı bekliyor
6 Şubat sabahı öğrendiğimiz deprem haberi, hiç kuşkusuz hepimizi derinden etkiledi. Yaşadığımız yapı güvenli mi, bir deprem olursa nerede yakalanırım, sevdiklerimin yaşam alanları güvenli mi? Ben de deprem bölgesinde yer alan bir ülkenin ferdi olarak hepimiz gibi bu soruları soruyorum. Çalıştığımız kurumların temsilcileri olarak, attığımız her adımda toplumun bu hassasiyetini dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum. Toplumdaki her birey aynı endişeleri taşıyor. Biz de bu endişeli topluma yaklaşırken, onların duygularını anlayarak hareket etmeliyiz. Bence hedef kitle, markalardan en çok da duygusal olarak anlaşılmayı bekliyor.
Toplumun gerçeklerini her zaman önceliklendiriyoruz
Samsung açısından baktığımızda ise yaşadığımız toplumun gerçeklerini her zaman önceliklendiren bir marka olarak; iş yapış şeklimizi, mevcut ve devam eden çalışmalarımızı hızlı bir şekilde bu önceliklere göre düzenledik. Felaketin hemen ardından ilgili kurumlarla iletişime geçerek 3 Milyon dolar tutarında bir bağış yaptık. Bu tutarın 1,5 Milyon doları nakit olarak bağışladık. Geri kalan 1,5 milyon doların, ihtiyaç öncelikleri doğrultusunda ilgili kurumlarla planlamasını yaptık. Samsung buzdolabı, çamaşır makinesi ve kurutma makinelerimiz ilgili kurumların yönlendirmesiyle depremzedelerin kullanımına sunuldu. ‘Mobil Servis Onarım Merkezi’mizi deprem bölgesinde konumlandırdık. Samsung olarak desteklerimizi ilgili devlet kurum ve otoriteleri ile işbirliği halinde gerçekleştiriyoruz. Deprem felaketinin ardından ortaya çıkan farklı ihtiyaçlara çözüm bulmak amacıyla tüm gayretimizle çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Uzun vadede ise topluma ve depremzedelere fayda sağlayacak çalışmalara odaklanıyoruz. Şimdiden bu çalışmalara başladığımızı söyleyebiliriz. Örneğin gençlerin eğitimine odaklanan sosyal sorumluluk projelerimizden Solve for Tomorrow kapsamında düzenlediğimiz atölye çalışmalarını, Antalya’daki geçici konaklama alanında kalan depremzede öğrenciler için gerçekleştiriyoruz. Gençlerin yaratıcı düşünme, iletişim kurma ve işbirliği yapma becerilerine destek olduğumuz bu atölyelere, uzman psikolog desteğini de dahil ediyoruz ve gençlere sosyal ve duygusal destek sağlayıcı psiko-drama atölyesi düzenliyoruz. Bu atölyeleri deprem bölgesindeki illerimizde de düzenleyeceğiz. Ayrıca, 2023 yılı içinde toplam 5 binin üzerinde gencimize online atölyeler/eğitimler vermeyi planlıyoruz.