GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı: "Denize açılmanın verdiği huzur ve keyif tarifsiz"

“Denizde yalnızca rota üzerinde değil, kendi içime doğru da bir yolculuk yapıyorum.” GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, henüz üç aylıkken tanıştığı tekne yaşamını bu sözlerle anlatıyor.

Az gürültü, temiz hava, sağlıklı yaşam, izole olma, şehrin stresinden uzaklaşma, mahremiyet arzusu, çocuklar için uygun yaşam alanları… Sebepler belki aynı, belki de birbirinden tamamen farklı olsa da modern dünyanın getirdiği hareketlilikten uzaklaşma ihtiyacı ile beraber doğaya dönüş trendleri kendine daha çok yer buluyor. “Denizde yalnızca rota üzerinde değil, kendi içime doğru da bir yolculuk yapıyorum.” GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, henüz üç aylıkken tanıştığı tekne yaşamını bu sözlerle anlatıyor.

Denize açılmanın verdiği huzur ve keyif tarifsiz

Kendimi bildim bileli doğayla kurduğum ilişkinin bana en çok mutluluk veren parçası denizde olmak. Tekneyle daha üç aylıkken tanışmışım. Çocukluğumda hemen hemen her hafta sonumuzu babam, eniştem ve ben denizde geçirirdik. Adalar, Armutlu, Marmara Adası gibi çok uzak olmayan yerlere giderdik. Hayatımın en güzel anlarını hep denizde yaşadım. Denizde büyüdüm diyebilirim ve o hatıralardaki huzur bugün her tekneye çıkışımda yine etrafımı sarıyor. Bu yüzden ne zaman doğayla olan bağlantımın zayıfladığını, şehrin karmaşasının beni içine çekmeye başladığını hissetsem denizde zaman geçirip tazelenirim.  

Denizde yalnızca rota üzerinde değil, kendi içime doğru da bir yolculuk yapıyorum

Denizde dünyanın tüm koşuşturmasından uzaklaştığımı hissediyorum. Günümüzde iş hayatı herkes için son derece yoğun. Teknoloji hayatımızdaki anlık bildirim sayısını giderek artırıyor ve bizi devamlı etkileşim içinde tutuyor. Büyük bir şehirde yaşamanın da trafik, kalabalık, gürültü gibi her gün size stres yükleyen belli acı noktaları var. Denizde bu etkilerden arınabiliyorum. O sakinleştirici ortamda yalnızca rota üzerinde değil, kendi içime doğru da bir yolculuk yapma fırsatım oluyor. Tam da bu nedenle teknemizin adı Serenity; yani “Huzur”. Ailemle birlikte en çok huzur bulduğumuz yerlerden… Dünyayla bağlarımı bir süreliğine koparabildiğim tekne turlarından dönerken kendimi her seferinde daha zinde ve enerjik hissediyorum. Denizden uzak olduğum günlerde bile tekrar maviliklere açılmanın hayalini kuruyorum, aklımın bir köşesinde hep bir sonraki planı ne zaman ve nasıl yapacağıma dair fikirler uçuşuyor.

Zaman içinde bir sürü fırtınayla karşılaştım, kayalara çıktım, bozulan, arızalanan teknelerle uğraştım. Denize sürekli açılan herkesin yaşayabileceği tüm aksaklıkları ben de yaşadım. Bu anılardan birkaçını hâlâ unutamam. Yine babam ve eniştemle denizde olduğumuz bir gün Armutlu dönüşünde motorumuz bozulmuştu. Benim için macera dolu bir gündü. Bir diğer macera da henüz 17 yaşındayken arkadaşlarımla başımıza gelmişti. Kardeşten öte dostum Sinan Uycan ile Kalamış Marina’dan Sivri Ada’ya zodiac botla gitmeye karar verdik. Gençlik var tabii, heyecanlıyız. Kınalıada açıklarında motor bozuldu. Hafta içi olduğu için bize yardım edecek bir motorun geçmesi saatler sürmüştü. Biz de Marmara Denizi’nin ortasında saatlerce beklemek zorunda kaldık. Başı eğlenceli, sonu kâbus dolu bir gün oldu kısacası.Tüm bunlara rağmen deniz tutkumda en ufak bir azalma olmadı, açıkçası ben de zaten o adrenalini çok seviyorum. Denizde olmak çok büyük dikkat istiyor. Elbette teknoloji ilerledikçe teknelerin donanımı daha da arttı, çok daha konforlu çok da az sorun çıkaran teknelerle artık yola çıkabiliyoruz. Ancak deniz bu; ne zaman ne olacağını her zaman kestiremeyebilirsiniz. Bu nedenle denizdeyken hep çok dikkatli,  gözünüz hep açık olmak zorunda.  

Favori rotalarım; maviyle yeşilin buluştuğu Sadun Boro Koyu ve Bozburun Bölgesi  

Sevdiğim rotalardan bahsetmek gerekirse, Ege kıyılarını çok seviyorum, birbirinden eşsiz çok sayıda koy var. Ama benim favori rotalarım arasında öncelikli olarak maviyle yeşilin buluştuğu Sadun Boro Koyu ve Bozburun Bölgesi yer alıyor. Sonrasında da yine muhteşem doğasıyla görenleri kendine hayran bırakan, suyunun dinginliğiyle de denizcilerin çok tercih ettiği Marmaris ve Göcek geliyor. Bunların dışında ailemle yaz aylarının büyük kısmını biraz daha kuzeyde, Çeşme’de geçiriyoruz. Orada da Paşalimanı ve Hacettepe koyları çok sevdiğimiz, esintisiyle yaz sıcağının çok bunaltmadığı, tertemiz deniziyle vakit geçirmekten büyük keyif aldığımız yerler.  

Tekneyle açılmanın getirdiği zihinsel ve bedensel rahatlamayı başka hiçbir yerde bulamazsınız  

Tekneyle nereye gidersem gideyim yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Zihnimi yoran düşüncelerden kurtulmuş, çok daha dinamik ve dinlenmiş oluyorum. Denizin sağlık, zindelik ve mutlulukla pozitif bir ilişkisi olduğuna inanıyorum. Deniz ister durgun ister dalgalı olsun; ister içinde ister kıyısında olun. Her şekilde iyileştirici bir etkisi var. Aslına bakarsanız teknedeyken de ilgilenmeniz gereken çok fazla konu oluyor. Örneğin tekneyi temizlemeli, bakım yapmayı aksatmamalısınız. Özellikle uzun yolculuklarda çapasını atmak, halatını bağlamak, yelkenliyse eğer yelkeni açmak/toplamak gibi yorucu olarak algılanabilecek işlerle kendiniz ilgilenmelisiniz. Ancak tüm bunları yaparken dahi yorulmak bir yana kendimi daha dinç hissediyorum. Çünkü getirdiği zihinsel ve bedensel rahatlamayı başka hiçbir yerde bulamazsınız. En azından benim için öyle.

 Denizde olmak disiplin işidir. Tüm kurallara uyulduğu zaman denize açılmanın vereceği keyif ve huzur tarifsiz

 Deniz muhteşem bir yer olduğu kadar tehlikelidir de. O yüzden gerekli eğitimleri tamamlamadan kesinlikle sorumluluk almamak lazım. Kuralları öğrenmeden asla denize açılmamalı. Disiplin ve dikkat çok önemli. Denize açılırken yanınızda muhakkak tecrübeli ve konuya hâkim bir kişinin daha olması önemli. Kişisel önlemlere de mutlaka dikkat etmek lazım. Can yeleği, kaymaz ayakkabı, daha soğuk havalar için uygun mont gibi koruyucu ekipmanlar hazır tutulmalı.Teknolojiyi de sonuna kadar kullanmak gerekir. Ayrıca sefere çıkmadan önce, dalga boyu, rüzgâr, hava durumu gibi tüm koşulları önceden kontrol etmek ve uygun koşullarda açılmak gerek. Açılacağınız denizi de tanımak mühim; gel-gitleri bilmek, yerel akıntıları öğrenmek daha güvenli bir yolculuk yapılmasını sağlayacaktır. Seyir esnasında su yüzeyini de sık sık kontrol etmelisiniz. Kütükler, başka teknelerden düşen parçalar, ağlar tekneye ve pervaneye zarar verebilir, bu da güvenlik açısından büyük risk oluşturur.Denizde olmak disiplin işidir. Tüm kurallara uyulduğu zaman denize açılmanın vereceği keyif ve huzur tarifsiz. 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir