Fenomio'nun CEO'su Özgür Taşkaya ile MarTech Awards ve Fenomio Hakkında Konuştuk

MarTech Awards 2021'de Özel Kategoriler adlı kategoride "En İyi MarTech Startup'ı" ödülünü alan, influencer pazarlama platformu Fenomio'nun CEO'su Özgür Taşkaya'ya, MarTech Awards hakkında ve Fenomio olarak yaptıkları çalışmalar hakkında sorular sorduk. Keyifli okumalar.

Şeyma Büyükdumlu: MarTech Awards 2021’de “Özel Kategorilerde En İyi MarTech Startup’ı” kategorisinde Fenomio olarak ödül aldınız. Öncelikle tebrik ederiz. Bizlere çalışmalarınızdan çok kısa bahsedebilir misiniz?

Özgür Taşkaya: Tabii ki. Fenomio, markalara sosyal medya fenomenleri ile ölçeklenebilir performans pazarlama imkanı sunma hedefiyle yola çıktı ve Eylül ayında platformumuzu yayına aldık. Markaların sosyal medya fenomenleri ile tıklama başına ödeme, mobil app yükleme başına ödeme ve aksiyon başına ödeme (satış, kayıt vs gibi) yöntemleriyle çalışmasını sağlıyoruz. Marka ve fenomenlere elde ettikleri sonuçları platformumuzdan gerçek zamanlı gösteriyoruz. 

ŞB: Bu yıl çok değerli, jüri kadromuzun elemelerinden geçerek bir ödül kazandınız. Sizce bu ödülü Fenomio’ya kazandıran ne oldu, Fenomio’nun en önemli faydası nedir?

Özgür Taşkaya: Fenomen pazarlamasını geleneksel yöntemlerden çıkarıp ürünleştirerek hem marka hem de fenomenlerin arzu ettiği boyuta taşıdığımız için bu değerli jüriden ödülü aldığımızı düşünüyoruz. Her yaptığımız geliştirmeyi bu işi daha iyi nasıl yapabiliriz, markalarımıza nasıl reklam harcamalarından daha iyi geri dönüş sağlayabilir ve fenomenlerimizi nasıl daha mutlu edebiliriz düşüncesiyle yapıyoruz. 

ŞB: Fenomio’nun hedef kitlesi kimlerdi ve çalışmalarınız hedef kitlenin hangi problemine çözüm oldu?

Özgür Taşkaya: Fenomio’nun marketplace yapısı olduğundan dolayı iki temel hedef kitlesi var. İlki ürettiği yaratıcı içerik üzerinden gelir elde etmek isteyen fenomenler. Diğeri de bu fenomenler ile çalışarak ürün veya hizmetlerini son kullanıcıya ulaştırmak isteyen markalar. Markalar konusunda yelpazeyi oldukça geniş tutuyoruz çünkü son kullanıcıya ulaşmak isteyen tüm B2C markalar Fenomio’yu kullanabilirler. Örneğin Çiçeksepeti bizden aynı gün içerisinde yüzlerce fenomenden CPI bazlı trafik alabiliyor. Veya İzmir’de bir restoran platforma gelip CPC bazlı bir kampanya çıkıp başvuran fenomenlerden istediğini seçip çalışabiliyor.

ŞB: Fenomio olarak eksik bulduğunuz boşluğu nasıl fark ettiniz ve bu boşluğu doldurmak için nasıl bir iç görü ile hazırlandınız?

Özgür Taşkaya: Aslında benim bu konuya dair ilk boşluğu görmem üç sene önce oldu. Birleşik Krallık’ta çalıştığım firmanın growth ekibinde üçer haftalık sprintler halinde çalışıyor ve her bir sprint içerisinde farklı growth deneyleri yapıyorduk. Bunlardan birisini influencer marketing alanında yaptık ve aldığımız ROI hedeflerimizin çok üzerindeydi. Başarılı olan her bir deneyin sonraki adımı elde ettiğimiz sonucu ölçeklendirmek oluyordu ancak ilk sorunla burada karşılaştık. Ölçeklenebilir influencer marketing yapmamızı sağlayacak bir çözüm yöntemi maalesef yoktu. Teker teker fenomenleri bulup onlara ulaşmak gerekiyordu ve bu epey zaman alıcı bir yöntem olacaktı. İkincisi ise ulaştığımız fenomenler bizden her bir paylaşım için sabit bir ödeme istiyordu ve hepsini ayrı ayrı takip edip ulaştığı CPI’ları ve ROI’ları hesaplamak bizim için epey bir iş yükü oluşturacaktı. Ajanslar ise hem CPI çalışmıyor hem de kısıtlı bir kitleye ulaşmamızı sağlıyordu. Fenomio fikri ilk o zaman aklımda yer etti. Ancak bu fikri hayata geçirmek iki sene sonrasında Emre Atalay hadi bu projeyi birlikte yapalım dediğinde olacaktı. 

Fenomio’nun kurucu ortağı olan Emre uzun yıllardır mobil performans pazarlama alanında çalışıyor ve Barselona’da bu alanda çalışan başarılı bir ajansın da sahibi. Onun networku ve deneyimleri ile birlikte bu projeyi hayata geçirdik. 

Ürünümüzü alanında yetkin teknik ekibimiz ve stajerlerimiz ile yoğun bir şekilde çalışıp fenomenlerden ve markalardan geri bildirim alarak yarattık. 

ŞB: MarTech ekosistemi hakkında ne düşünüyorsunuz, MarTech’in geleceğini nasıl buluyorsunuz?

Özgür Taşkaya: MarTech hızla evrim geçiren ve ilginç gelişmelerin olduğu ancak Türkiye’de ne yazık ki üzerinde yeterince konuşulmayan bir alan. Birçok firmanın halen MarTech ekosisteminden yeterince faydalanmadığını düşünüyorum. Yaptığımız birçok pazarlama aktivitesi şu an otomize edilebilir durumda ancak halen birçok firmada bunlar manuel yapılıyor. Bunun yanı sıra analitik araçlar dediğimizde Google Analytics dışında pek araç kullanılmadığını görüyorum. Oysa ki Google Analytics’i Mixpanel ve Hotjar gibi araçlar ile kombine etmek çok daha detaylı içgörü sağlıyor ve markalara ne yapmaları gerektiğine dair daha net veriler sunuyor. 

MarTech’in geleceğine baktığımda ise önemi hızla artan akımlar ve değerli gelişmeler görüyorum. Kullandığımız saatten beyaz eşyalara kadar kullandığımız çoğu cihazın internete bağlı olduğu çağımızda veri gizliliğine verilen önemin artarak devam edeceğini düşünüyorum. MarTech ekosistemi de buna uyum sağlamak zorunda. Kişiselleştirme trendi de aynı hızda devam ediyor.

Deep learning alanında da MarTech ekosistemini yakından ilgilendiren gelişmeler oluyor. OpenAI tarafından geliştirilen GPT-3, makine öğrenimi tarafından şu ana kadar üretilen en etkileyici dil modeli. Birçok durumda insanlar tarafından yazılan metinler ile GPT-3 tarafından üretilen metinleri (tabii ki şu an İngilizcede) ayırmak zor. Tabii ki henüz mükemmel bir model değil fakat oraya doğru gittiğini görmek zor değil. Kısa sürede GPT-3 modelini kullanan birçok yazılım ortaya çıktı ve bunlar MarTech ekosistemine büyük katkı yapacak gibi görünüyor. Örneğin keywordleri verdiğinizde size hemen kullanabileceğiniz e-mail oluşturan yazılımlar çıktı bile. Hatta GPT-3 kullanarak react uygulamaları bile geliştirmek mümkün gibi gözüküyor.  

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir