Dilara Koçak'tan "Sürdürülebilir yaşam günlüğü"

Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda hazırlanan ve beslenme ve sürdürülebilirlik ilişkisini konu alan "Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü"nden detayları paylaştı.

Hoş geldin 2023! Yepyeni bir yıl, yepyeni başlangıçlar… Yeni yıl yeni hedefleri de beraberinde getiriyor. Peki, bu yıl yeni yıl hedeflerinizde neler var? Hayatınızda neyi daha çok başarmak istiyorsunuz veya neyi değiştirmek istiyorsunuz? Hadi gelin bu sene hedeflerinizin arasına gezegeni ve doğal hayatı korumayı da alın. Günlük yaşamınızı sürdürürken aldığınız her kararda, attığınız her adımda kendiniz kadar gezegeni ve üzerinde yaşayan diğer canlıları da düşünün...

Benim için 18 yıldır yeni yılın gelişi farklı bir heyecanı da beraberinde getiriyor: "Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü". Sürdürülebilir bir yaşamın en güzel habercisi demek daha doğru. Sizlerle de bu heyecanımı paylaşmak ve 3 ana madde ile Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü’nden bahsetmek ve bilgilendirmek istiyorum.

Beslenme 12 amaç ile doğrudan ilişkili
18 yıl önce başlayan "İyi Yaşam Günlüğü" çalışmamız son 3 yıldır "Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü" ismiyle yayınlanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu desteğiyle İngilizce baskımızı yayına aldık. Bu yıl da günlüğümüzde Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda beslenme ve sürdürülebilirlik ilişkisini tüm detayları ile görebileceksiniz. Çünkü beslenme 17 Amaçtan en az 12’si ile ilişkili. Bu yıl içeriğimizi oluştururken Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının beslenme ile ilişkisini her ay farklı bir konu üzerinden günlük sade uygulamalar ve pratik çözümler ışığında hazırladık.

Bu yılın teması "geleceği besle" diyebilirim. Gündeme almamız gereken ve en çok ihtiyacımız olan şey bugünün kaynaklarını kullanırken yarını tüketmiyor olmak. Doğayı kendisini temizleyebileceğinden fazla kirletirsek, kaynakları yenileyebileceğimizden fazla kullanırsak, kişisel ihtiyacımızdan fazlasını tüketirsek,  sürdürülemez bir yaşam bizi bekliyor. Dünyanın bizlere cömertçe sunduğu sınırlı kaynakların tükenebileceğine ve tüketim hızımıza dikkatleri çeken konu başlıkları, aslında başka bir gezegen olmadığını da bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Aynı zamanda geleceği beslemek için atabileceğiniz minik adımları da bu ajandada eklemeyi vazife edindik.

Mevsiminde beslenmek her yıl vazgeçilmez
Mevsiminde ve yerel ürünlere önem vermeyi her fırsatta vurguluyorum. Her sene olduğu gibi bu sene de Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü hem bireysel beslenme hem de gezegen sağlığı hakkında sizleri bilgilendirmeye devam ediyor. Ajandamızda her ayın ilk sayfalarında o aya ait sebze ve meyvelere, ayın balıklarına yer verdik, aslında buradaki hedefim ayın meyve ve sebzesini takip ederek market/ pazar alışverişinizi gözden geçirmeniz. Yerel ve mevsimine uygun beslenmek hem sizin sağlığınız hem de gezegen sağlığı için ilk kuraldır. Unutmayın bir yiyecek ne kadar uzak ülkelerden geliyorsa karbon maliyeti de yüksek, size mali yükü de yüksek, aynı şekilde uzaktan gelen ürünlerin hem besin değeri daha düşük, hem de farklı coğrafyaların besinlerinin bağırsak mikrobiyatanıza uyumu daha zorlayıcı.

Eski sizle vedalaşma vakti
Sürdürülebilir bir yaşam için kendinizde değiştirdiğiniz bir alışkanlığı her ay sonunda not almaya ve gelişiminizi takip etmeye ne dersiniz? Bu yıl dönüşümün ve değişimin bir parçası olmak ve bunu paylaşarak ilham veren olmanız için içeriğimize ‘eski ben seni ben’ bölümü koyduk. Böylelikle tüm yıl boyunca kendinizde değiştirdiğiniz özellikleri gözlemleyebilecek ve özünde gezegen için büyük bir adım atmış olacaksınız. Örneğin eskiden diş fırçalarken musluğu kapatmadığınızı, şu an ise diş fırçaladığınız süre boyunca musluğu kapatarak 25 litre suyun israfını önlediğinizi görmek geleceği besleme yolculuğunda hem kişisel olarak sizi hem de çevrenizdekileri motive edecek.

Çöpünüzü gözden geçirin
Kaynaklar tükenirken sadece iyi yaşamı konuşmamız yeterli olmaz, çünkü doğa ile ilişkimiz de sallantılı durumda. Hem birey sağlığı hem de gezegen sağlığı geri dönüşü zor bir noktaya doğru hızlı adımlarla ilerliyor. Deniz ve deniz canlılarının maruz kaldığı miktroplastikler anne sütünden, kanımıza ve akciğerimize kadar bizi de kirletiyorlar. Environment International dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre mikroplastiklerin artık insan kanına, hatta akciğerlerimize karışmış olduğu belgelendi. Üstelik bu mikro parçacıkların vücudumuzda nereye gittiği bile belli değil! Peki bu konuda ne yapabiliriz? Kahve satın almaya giderken kendi termosunuzu götürmeniz, alışverişe bez çantalarla gitmeniz gibi yapacağınız basit değişimlerde gezegeni ve insanlığı plastiklerden korumaya katkıda bulunabilirsiniz. Bu adımlardan bir diğeri ise çöpünüzü kontrol etmek ve geri dönüşüme konusunda özenli ve hassas davranmak.

Atıklarınızı ayrıştırmaya ne kadar dikkat ediyorsunuz? Yıllardır yediklerinizi yazmanızı istedim. Şimdi çöpünüzdekileri de takip etmenizi istiyorum. Neden mi? İklim aktivisti Wendell Berry’nin ‘Yemediklerinizden Sorumlusunuz ‘ sözünü her konuşmamda yineliyorum. Artık ben de sadece ne yediğinizin değil, neyi yemeyip çöpe attığınızin peşinde olacağım. Günlüğümüzde her ayın içerisinde yer alan geri dönüşüm kutucukları bu konuda size yol gösterici olacak. Kaynakları korumak ve kurtarmak için harekete geçelim. Unutmayın, şekli bozuk sebze meyveler, muz kabuğu, artan yemek, karton koli, bitmiş bir pil çöp değil, aslında hepimizin yaşam kaynağının önemli bir parçası.

Dileğim 2030 hedeflerine sadece 7 yıl kalmış iken, 2023 yılı doğa ile uyumlu kararlar aldığımız, doyasıya yaşadığımız, sağlıklı, güçlü ve mutlu hissettiğimiz, ‘doğduğumuz coğrafyada doyduğumuz’ bir yıl olması. Herkese tekrar iyi seneler!

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir