Yapmak > Her şey
Pandemiden beri hayatımızda çok şey değişti. Brief ile şekillenen, sınırlanarak deliliğinden sıyrılan ve toparlanan yaratıcılık, brief ötesi yepyeni sınırlamalar ile karşı karşıya. Pre-ppm, brainstorming, bitmek bilmeyen iç toplantılar yerini daha içe dönük ancak yetenek odaklı bir yaratıcılığa mecburen bıraktı. Bir yandan da bütçeler farklı kısıtlamalar sebebiyle yeniden şekillendi. Duruma negatif bakmak isteyen negatif bakabilir, ben biraz daha pozitifim. Çekim kajusu olmayan (olsa da olmasa daha iyi olabilecek) yeni gerçeklikte çok daha derinlikli bir “fikir bulma” / “yaratma” / “üretme” biçimleri silsilesiyle karşı karşıyayız. Fikirler bulunuyor bulunmasına ama en önemli şeyin o fikri hayata geçirmek, “yapmak” olduğu gerçeğiyle her gün daha da acımasız biçimde yüzleşiyoruz. Özellikle de bahsi geçen fikir, o hep aranan “the fikir” klişe tabirine uyacak kadar heyecan uyandıran yenilikteyse. Bir zamanların önemi lafta kalan doer’ları artık her brief’in olmazsa olmazları.
2021’in en çok öne çıkan işleri değil seçtiklerim. En azından 2’si değil. Ama 2021’in fikir bulma, fikri yaratma ve üretme pratikleri adına en şahane 3’ünü seçtiğimi düşünüyorum.
Receats
Torontolu hamburgerci Good Fortune Burger’in satışları pandemiyle birlikte yere çakılıyor. Süreç uzadıkça evden çalışma tüm yaşam biçimini de yeniden şekillendiriyor. Good Fortune Burger; evde ekmek yapan, kendi eriştesini üreten ve bilimum enteresan tarifin peşinde koşan insanlara hamburger nasıl sipariş ettiririz sorusuna şu yanıtı buluyor: ürünlerimizi ofis eşyalarına dönüştürerek. Böylece beyaz yakalılar bizden yaptıkları her siparişi masraf gösterebilirler. Ürünlerin isimleri değişir. Çizburger zımba olur misal ve olaylar gelişir. Bunun bir reklam fikri değil, olağanüstü bir muhasebe buluşu olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Sonuç? Menüde değişiklikle gelen masraf gösterme şansı, sosyal medya iletişimi ile coştu. Reddit’te söz edilen bir mekan. Paylaşılan fişler. Zımba yediğini iddia eden hamburgerseverler.
The Isolated Festival
Göteborg Film Festivali pandemi nedeniyle 40 yıldır ilk kez gerçekleşmeyince, festival online olarak düzenlendi. Peki, bu şartlar altında festivale nasıl dikkat çekilecekti? Teması izolasyon olan festival, yalnızca bir izleyici için kapılarını, denizin ortasındaki bir fenerde açtı. Yapılan başvurular arasından bir talihli izleyici, bir deniz fenerinde filmleri izledi. Günlük olarak izlediği filmlere vlog yorumlar çekti. Sonuç? 65 ülkeden 120 bin kişi festivaldeki izole insan olmak istedi. Sinema deneyimi baştan yaratıldı. Sinema festivali deneyimi alt üst edildi.
Lionel Messi x 644
Artık PSG oyuncusu olan Messi, vaktinde Barcelona’daki 644. golünü atınca, Pele’nin bir takım için atılan en fazla gol rekorunu kırdı. Budweiser da bu durumu bir iletişim fırsatına çevirdi. Messi’nin golleri 1’den 644’e sıralandı. Şişelere özelleştirilerek basıldı. Gol attığı her kaleciye Messi’den yedikleri gol sırasına göre özel numaralı şişeler hediye edildi. Sonuç? Gol yemek hiç bu kadar keyifli olmamıştı.