Effect BCW Kurucu Ortağı Gonca Karakaş " Dijital dönüşümle gelişen teknoloji, işlerimizin bir parçası haline gelen AI, aslında yaratıcılığı daha da ayırt edici hale getiriyor." diyor. Karakaş ile 2023 yılını, 2024 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
Yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda 2023’ü, Şubat ayında art arda yaşadığımız iki büyük depremle hatırlayacağız. Ülkemizin güneydoğu bölgesindeki 15 milyon insanı doğrudan etkileyen bu felaket karşısında tüm Türkiye’nin tek yürek olmasını ve yaraları sarmak için bütün gücünü birleştirmesini de asla unutmayacağız. Devletimizin, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra tüm iş dünyasının ve bireysel olarak da her birimizin katıldığı bu yardım hareketinde iletişim sektörünün aldığı aktif rol ve sağladığı büyük katkı da unutulmayacaklar arasında yerini alacak.
Effect BCW olarak biz depremin sabahından itibaren yoğun bir tempoyla hizmet verdiğimiz markalar başta olmak üzere şirketleri bilgilendirmeyi ve yardım çalışmalarına en etkili şekilde katılmalarını sağlamayı amaçladık. İlk günlerde bölgeye gönderilen yardımların yoğun olması nedeniyle, bunların organizasyonu büyük önem taşırken zaman geçtikçe yardımların sürekliliğinin daha önemli hale geleceğini bildiğimiz için müşterilerimizi, uzun vadeli ve iletişim stratejilerine uyumlu bir dayanışma programına yönlendirdik. Bütün bunların yanı sıra Mart ayında Gooddays etkinliğini gerçekleştirdik. Etkinliğin bir gününü sivil toplum kuruluşlarının deprem bölgesi için hazırladıkları projelerin tanıtımına ayırdık. Gooddays’te, böylesi zorlu bir dönemde kendimizi ve birbirimizi iyileştirmek için neler yapabileceğimize odaklandığımız bir platform yarattık. Bu platforma, tüm sektör temsilcilerini davet ettik. Böylece sadece kendi müşterilerimizle değil Türkiye’de iş dünyasının büyük çoğunluğunu temsil eden çok geniş bir kitle ile bu sivil toplum kuruluşlarını buluşturmuş olduk.
En önemli trendler: Kurumsal gaye (purpose) ve sürdürülebilirlik
Bu süreçte yaşananlar, son dönemde önemi sürekli artan ve yükselen trendler arasında yer alan “kurumsal gaye” (purpose) konusunun, markaların kendilerini konumlandırmalarında ne kadar değerli olduğunu da ayrıca açık bir şekilde ortaya koydu. Bunların yanı sıra çevresel, sosyal ve ekonomik olarak tüm yönleriyle sürdürülebilirlik konusu da 2023’te bizlerin en öncelikli gündem maddeleri arasında yerini aldı. Farklı sektörlerden müşterilerimize bu konuda verdiğimiz iletişim danışmanlığı hizmeti çerçevesinde örnek teşkil eden projeleri hayat geçirmenin gururunu yaşadık. Bunlardan Beymen Promise lansmanının, tüm yönleri ve ayaklarıyla, lüks moda sektörünün sürdürülebilirlik konusuna yaklaşımında rehber niteliği taşıyan bir yapıya kavuşmasından da büyük memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. Sürdürülebilirlik konusunda çalışmalarımıza geçen yıl olduğu gibi bu yılda COP28’de devam ettik. Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi olduğum ve Effect BCW olarak gönüllü iletişim danışmanlığını üstlendiğimiz Yuvam Dünya Derneği’nin COP28’de gerçekleştirdiği “Bizim Hikayemiz” panelinde, konunun uzmanları ve gönüllü sözcüleriyle, bu konuda çok önemli adımlar atan iş liderlerini bir araya getirdik.
Elbette müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda, pazarlama iletişimi, iç iletişim, yatırımcı iletişimi gibi disiplinimizin farklı başlıkları altında çok başarılı projeleri de hayata geçirdik. 2023’ü değerlendirirken öne çıkan başlıkların ve örneklerin daha çok sürdürülebilirlik, sosyal fayda konularında olmasının, önümüzdeki yıl ve hatta daha sonrasında da bu konuların önemini ve değerini koruyarak hayatımızda yer almaya devam edeceğinin güçlü bir göstergesi olarak kabul ediyorum.
Yapay zekâ, iş dünyasındaki yeni yetkinlik ihtiyacını başka bir seviyeye taşıdı
Bütün bunların yanında 2023’e küresel ölçekte damga vuran bir konunun da yapay zekâ (AI) olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. AI teknolojilerinde, 2023 yılında yaşanan eksponansiyel gelişim, McKinsey&Company’nin İşimizin Geleceği raporunda da belirttiği, büyük yetenek değişiminde bizi yeni bir evreye taşıdı. Zira dijital dönüşümün bu fazı, beyaz yakalı çalışanların da yeni yetkinlikleri hızla edinmesini zorunlu kıldı. Effect BCW olarak bu konuda düzenlediğimiz eğitimlerle, çalışma arkadaşlarımızın gelişimine odaklanmanın yanı sıra AI teknolojilerini, çalışmalarımıza altyapı oluşturup bizi destekleyecek şekilde kullanmaya başladık. Bu konudaki asıl önemli adımları, bir parçası olduğumuz global yapımız BCW grubunda atmaya başladık. İnsan kaynağımızın sahip olduğu yetenekleri geliştirmenin yanı sıra yapay zekâ teknolojilerinde uzmanlaşmış yeni ekipleri yapılarımıza kazandırmayı amaçlayan bu çalışmalarımızın sektörümüzde öncülüğünü üstlendiğimiz trendler arasında yerini alacağını düşünüyorum.
Forbes’ta yeni okuduğum bir makale, sektörümüzdeki 2024 yılı trendleri arasında öne çıkan diğer bir başlığın da veriye dayalı halkla ilişkiler olacağını yazıyordu. Bu da uzun zamandır yükselişini sürdüren ve AI teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde, bugüne kadar yarattığı katma değeri katlayarak etki alanını, gücünü artıracak bir trend olarak önümüze çıkıyor.
Tüm zamanların eskimeyen trendleri: İletişimde yaratıcılık ve samimiyet
Buradan konuya ilgi duyanlarla paylaşacağım son iki trend ise iletişimin özünde olan ve her zaman önemini ve yerini koruyacak başlıklardan oluşuyor. Bunlardan biri yaratıcılık. Dijital dönüşümle gelişen teknoloji, işlerimizin bir parçası haline gelen AI, aslında yaratıcılığı daha da ayırt edici hale getiriyor. Diğer bir başlığımız da samimiyet olarak özetleyebileceğim iletişimde insani yaklaşım. Bu son iki başlığın, diğer trendler üzerinde çarpan etkisi yaratığını düşünüyorum. Örneğin sunduğunuz hizmetlerde veriye dayalı halkla ilişkilere önemli bir yatırım yapıyor ve bunu aktif olarak kullanıyorsunuz. Burada ilerleyen iş süreçlerindeki yaratıcılık ve samimiyet yapılan işlerin etkisini 10 kat, 20 kat artırma potansiyeli taşıyor. Atılan her adımda bu temel gerçeği unutmamak ve geleceğe her zaman umutla bakmak gerekiyor. Yaşanan tüm gelişmelere ortaya çıkan trendlere baktığımızda uzun vadede yaptığımız çalışmaların daha verimli, daha kaliteli ve daha hızlı olmasını sağladığını görüyoruz. Geçiş dönemlerinin zorlayıcı yanlarına bu bakış açısıyla yaklaştığımızda her şey daha rahat ve keyifle ilerliyor.