Mobil cihazlar her geçen gün günlük hayata bir kademe daha entegre olmaya devam ediyor. Özellikle 2007 yılında iPhone'la başlayan akıllı cihaz furyası, insanların günlük hayatta yalnızca bilgisayarlarıyla yapabilecekleri işleri mobil cihazlarla da yapılabileceğini anlamasıyla birlikte, doğal olarak penetrasyonu artırdı. Tüm bunların yanında mobil cihazların doğasından gelen rahat kullanım avantajı, mobil cihazların her geçen gün artan oranlarla insanların günlük hayatlarına dahil olmasının yolunu açtı.
Mobil kavramı aslında sanıldığı kadar eski değil. iPhone'un piyasaya sürülüşünden önce cep telefonu kavramıyla var olan bir mobil tanımı var ancak bugünün cep telefonu kavramıyla o günün imkanlarını karşılaştırdığımızda, elbette o günün mobil kavramının ses iletişiminden pekte ileriye gidemeyen ilkel bir cihazı yansıttığını söyleyebiliriz. Bu yüzden mobil kavramı yaklaşık 6 senelik bir maziye sahip ve tam anlamıyla kuralları oluşmuş değil.
Geleneksel mecranın güvenli sularından mobil mecranın nerede derinleşeceği belli olmayan sularına geçiş yapmak elbette kolay değil. Hangi mecrada hangi içerik daha çok tüketiliyor, hangi reklam modeli hangi mecra için daha uygun ? Tüm bu soruların cevapları yapılan araştırmalar ve deneme yanılma yöntemlerinin sonucunda ortaya çıkıyor. Bir anlamda kervan yolda düzülüyor, deneyerek öğreniliyor.
Bu yazımda son araştırmalardan birine yer vereceğim. The Rovi Corporation'ın yapmış olduğu araştırma şu soru üzerine kurulu: kullanıcıların izlediği videolar cep telefonlarında ve tabletlerinde farklı mı ? Temelde bu iki platformda en çok izlenen içerikler aynı: film, kullanıcılar tarafından yüklenen içerikler ( YouTube videoları gibi ) ve diziler. Ancak farklılık bunların izlenme oranlarında saklı. Tablet kullanıcıları, cep telefonu kullanıcılarına göre daha çok film ve dizi izlerken, cep telefonu kullanıcıları da tablet kullanıcılarına oranla daha çok kullanıcılar tarafından oluşturuşmuş içerikleri izliyor. Bunun yanı sıra yine cep telefonu kullanıcıları müzik klibi izleme konusunda tablet kullanıcılarına göre neredeyse iki kat daha fazla eğilime sahip.
Peki bu rakamlar ne ifade ediyor ? Markalar henüz tam anlamıyla farkında olmasalar da, eninde sonunda bir mobil stratejiye sahip olmaları gerekiyor. Mobil penetrasyon bir çığ gibi büyürken, bu çığın karşısında durmak, markaları karın altında kalmaktan başka bir çıkışa götürmüyor. Böyle bir durumdan kaçınmak için markaların mobil için bir stratejiye sahip olmaları gerekiyor. Bu araştırma tam da bu noktada devreye giriyor. Yakalamak istediğiniz hedef kitle, hangi mobil cihazda daha fazla zaman harcıyor önce bu sorunun cevaplanmış olması gerekiyor. Bu sorudan sonra ise cevabınıza göre yukarıda ki araştırmanın sonuçlarıyla paralel bir şekilde bir strateji geliştirmek, markanın başarılı olmasından da öte var olma noktasında büyük önem teşkil ediyor.