Samsung Electronics Türkiye CMO'su Ömer Barış Gökpınar: "Mevcut uygulamalara multiverse demek daha doğru olur"

Samsung Electronics Türkiye CMO'su Ömer Barış Gökpınar: "Mevcut multiverse uygulamalarına metaverse’ün ayak sesleri, ilk emekleme zamanları ya da metaverse’ün alt kümeleri diyebiliriz."

Yeni bir gerçeklik, anlam dünyası ve işbirliği fırsatları sunan; kültürel, entelektüel ve ekonomik üretim için altyapı ve etkileşim olanakları tanıyan metaverse kavramı, değişime ayak uydurmak isteyenlerin gündemine yerleşti. Bu alanı bir oyun alanı olarak gören markalar, ardı ardına stratejiler geliştirmeye çalışırken, birçok kişi de internetin geleceği olarak görülen bu sanal evrende şimdiden yerini ayırtmak istiyor.

Metaverse evrenine dair teknolojide geride kalma korkusu, sektöre dair pazarı ve yatırımları artırıyor. Gartner tarafından yapılan araştırmada 2026 yılına kadar insanların yüzde 25’inin; iş, alışveriş, eğitim, sosyal medya ve eğlence için günde en az bir saatini metaverse’te geçireceği öngörülüyor. Peki marka ve pazarlama dünyasını nasıl bir gelecek bekliyor? Son zamanların en sıcak gündem maddelerinden metaverse kavramıyla ilgili, Samsung Electronics Türkiye CMO'su Ömer Barış Gökpınar ile görüştük.

Gerçek metaverse deneyimleri yaşayabilmek için gereken önemli adım; interoperable uygulamalar sunması
Öncelikle, şu anda metaverse denilen deneyimlere multiverse demenin daha doğru bir tanımlama olacağını düşünüyorum. Çünkü gerçek anlamda metaverse diyebilmek için altyapısal olarak Facebook Meta gibi bir platforma bağlanmak zorunda kalmamamız gerekiyor. Dolayısıyla bir deneyimin sanal olması o deneyimin metaverse deneyimi olduğu anlamına gelmiyor. Gerçek bir metaverse deneyimi diyebilmemiz için öncelikle merkeziyetsiz bir altyapıya sahip olması gerekiyor ki, bu şu anda sağlanamıyor. Günümüzdeki uygulamaları, geçmişteki internetin çıkış noktası olan intranete benzetebiliriz. Intranet döneminde herkesin kendi özel alanı vardı ve dışarıdan kimsenin buraya bağlanmasına imkan yoktu. Yani kapalı bir ağdı. Daha sonra bu adreslerin başına “www” eklenmesiyle “http protokolü” üzerinden herkes birbirine bağlanabildi ve böylece intranet, internete dönüştü. Özetle; var olan intranet’lerin birbirine bağlanma protokolü gerçekleştirildi ve internet oluştu. Gelecekteki internet de metaverse olacak. Gerçek metaverse, her bir sanal deneyimi, başka bir deyişle her bir multiverse’ü katmanlar halinde buluşturan ve her kullanıcının istediği katmana ulaşabildiği sanal bir ağ şeklinde çalışacak. Bu nedenle şu anki uygulamalara metaverse değil, multiverse demek daha doğru. Örneğin, kullanıcılar bir artırılmış gerçeklik deneyimini yaşamak için Facebook Meta’nın metaverse’üne giriş yaptıklarında, aslında Facebook Meta’nın multiverse’üne bağlanmış oluyor ve sadece oradaki multiverse deneyimini yaşayabiliyor. Yani kullanıcılar şu an bir nevi intranet’e giriş yapıyor ve bu deneyimlere metaverse diyebilmek için geçmişte intranet’in internet’e dönüşmesi gibi multiverse’ün de metaverse’e dönüşmesi gerekiyor. Bu yüzden mevcut multiverse uygulamalarına metaverse’ün ayak sesleri, ilk emekleme zamanları ya da metaverse’ün alt kümeleri diyebiliriz.  

Gerçek metaverse deneyimleri yaşayabilmek için gereken bir diğer önemli adım da, birlikte çalışabilen (interoperable) uygulamalar veya deneyimler sunulabilmesi olacak. Kullanıcılar, sanal gerçeklik gözlüklerini takıp bir Metaverse uygulamasına girmek istediğinde, dilerlerse Facebook’tan ya da Google’dan giriş yapabilecekler çünkü metaverse’ü bir internet gibi sanal ağ olarak tanımlamamız gerekiyor. Şu anda internete Google’dan, Safari’den veya Firefox’tan da girseniz aynı web sitesine ve aynı içeriklere ulaşabiliyor olmanız gibi, metaverse’te de hangi platformdan girerseniz girin aynı uygulamaya veya multiverse’e bağlanabiliyor olmanız gerekecek.  Gelecekte etrafımızda sensörler olacağını ve kullanıcılar bağlandığı anda hologramlarının gerçek zamanda karşı tarafa gerçek işleme (real render) yapabileceğini, yani eş zamanlı olarak aynı görüntünün karşıya holografik olarak yansıtabileceğini söyleyebiliriz. Böylece kullanıcının gerçek kimliği biliniyorsa, gerçekte olduğu gibi bir yansıma olacağı için kullanıcı adına ya da şifreye gerek kalmayacak. Ancak finansal veriler gibi özel bir alanda bulunulacaksa veya kapalı bir toplantı yapılacaksa güvenlik için kullanıcı adı ve şifre tercih edilebilecek. 

Son olarak, multiverse olarak deneyimlenen aktivitelerin gerçek bir metaverse deneyiminine dönüşebilmesi için ayrıca yaratıcı ekonomi (creator economy) kavramının da var olması gerekecek. Kullanıcıların içerik de üretebilmesi, üstelik sıradan bir içerik üretmekten öte yaratıcılık tarafının da olması, tasarım da yapabilmeleri ve bunu parasal bir değere dönüştürebilmeleri son derece önemli olacak. Örneğin; kullanıcılar metaverse’e geldiğinde, üç boyutlu modelleme yaparak bir sanat eseri de bırakabilecek, sonra da bunu NFT’ye bağlayıp satabilecek. Bir multiverse’te yarattığı değeri, bir başka multiverse’e taşıyabilecek hatta bunu önce kripto paraya sonra da paraya çevirebilecek. Bu yaratılan değerlerin mülkiyet hakkı da o kişilerde bulunacak. İsterlerse, bu değerleri alıp başka bir yere götürebilecek ve satabilecekler.

Küresel markaların metaverse dünyasında yer almasını önemsiyoruz
Samsung bugün, kullanıcıların beklenti ve ihtiyaçlarını odağa alarak, tüm dünyada teknolojinin yükselen trend ve kavramları ile ilgili çalışmalarını hızla sürdürüyor. Samsung bu kapsamda; ‘Samsung 837X’ ismiyle ilk Metaverse mağazasını açmıştı. 9 Şubat’ta gerçekleştirilen “Samsung  Galaxy Unpacked” etkinliği ise bu mağazadan canlı bir şekilde tüm dünyaya yayınladı. Böylece, 3D sanal gerçeklik platformu Decentraland’daki mağazamızda katılımcılara birbirinden farklı deneyimler yaşatarak bu alandaki çalışmalarımızı ve iddiamızı gözler önüne serme fırsatı bulduk. Tüm bunların yanı sıra geçtiğimiz aylarda Samsung Başkan Yardımcısı Han Jong Hee de şirketimizin kendi metaverse'ünü oluşturmak için çalışmalara başladığını ve bu konudaki planlarını duyurmuştu.

Samsung olarak, Decentraland'deki varlığımızla buradaki hedef kitleyle yönelik önemli bir adım attığımıza inanıyoruz. Bununla birlikte, küresel markaların metaverse dünyasında yer almasını, dikkat çeken içeriklerle yeni bir deneyim sunmasını oldukça önemsiyoruz. Samsung olarak, bu alanda 3 maddede önemli potansiyel ve fırsatlar olduğuna inanıyoruz. Bunları küresel çapta etkinlik, lansman ve duyurular gerçekleştirilmesi, bölgesel aktivasyonlar ve ürün lansmanları; ilgili anlarda bölgesel düzeyde daha küçük ölçekli etkinlikler veya deneyimler tasarlanması, Kültürel konu ve eğilimlere odaklanmak; çeşitli kültürel kutlamalar, özel gün aktiviteleri, yerel etkinlikler gerçekleştirilmesi olarak sıralayabilirim. 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir