Ruh halimize göre kahve seçiyoruz [Araştırma]

Versuni, İstanbul Kahve Festivali öncesinde düzenlediği toplantıda Türkiye’de değişen kahve tüketim alışkanlıklarını ve pazarın geleceğine dair öngörülerini paylaştı.

Kahve makineleri sektöründe faaliyet gösteren Philips’i bünyesinde bulunduran Versuni, 11-14 Eylül’de düzenlenecek Avrupa’nın en büyük kahve festivali olan 11. İstanbul Kahve Festivali öncesinde Feriye İstanbul’da gerçekleştirdiği basın toplantısıyla Türkiye’deki değişen kahve alışkanlıklarını ve kahve kategorisinde son yıllarda yaşanan dönüşümü paylaştı. Versuni Türkiye Genel Müdürü Esin Karadede’nin ev sahipliğinde ve yazar Bahar Akıncı'nın moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte, Türkiye’de kahve tüketiminin artık bir yaşam tarzına dönüştüğü ve Philips’in bu dönüşümde yüzde 63 pazar payı ile öne çıktığı belirtildi.

Bir zamanlar “çay ülkesi” olarak anılan Türkiye’de kahve tüketiminin son yıllarda kaydettiği dikkate değer artış, tüketici alışkanlıklarını ve ev içi deneyimleri kökünden değiştiriyor. “Evleri yuvaya dönüştürme” misyonuyla hareket eden küresel ev ürünleri şirketi Versuni, bu kültürel dönüşümün nabzını tutan yeni araştırmasının sonuçlarını ve pazar öngörülerini paylaştı. Toplantıda, kahvenin artık yalnızca bir içecek değil, aynı zamanda anıların, sosyalleşmenin ve kişisel ritüellerin vazgeçilmez bir parçası haline geldiği vurgulandı.

Toplantının açılış konuşmasında kahvenin günlük ritüellerdeki merkezi rolüne dikkat çeken Versuni Türkiye Genel Müdürü Esin Karadede, “Türkiye’de yıllık kişi başına kahve tüketimi 1,1 kilograma ulaşmış durumda. Bu veriler bize özellikle genç nesilde çay kültüründen hızla kahveye bir geçiş olduğunu gösteriyor. Özellikle espresso bazlı kahvelere olan ilgi her geçen gün artıyor. Philips LatteGo serimizle bu trendin öncüsü olduk. Philips LatteGo, çekirdekten öğüterek taze espresso bazlı sade ve sütlü kahveler hazırlama, buz gibi soğuk kahve yapabilme, sessiz çalışma ve kolay temizlik gibi özellikleriyle öne çıkıyor.” dedi.

Pazar üç yılda üç kat büyüdü, evde barista deneyimi yatırıma dönüştü

Esin Karadede, özellikle espresso bazlı kahvelere olan ilginin artmasıyla tam otomatik espresso makineleri pazarının son üç yılda üç kat büyüdüğünü ifade etti. Tüketicilerin artık dışarıda deneyimledikleri kahveyi, kendi damak zevklerine göre kişiselleştirerek evlerinin konforunda denemek istediklerini söyleyen Karadede, bu eğilimin bir “ulaşılabilir lüks” arayışına dönüştüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl 400 bin adedin üzerinde tam otomatik espresso makinesi satılmasını bekliyoruz. Tüketiciler bu ürünleri artık, evlerine ve yaşam kalitelerine yaptıkları uzun vadeli bir yatırım olarak görüyor. Biz de Philips LatteGo serimiz ile son 12 ayda ulaştığımız yüzde 63’lük pazar payıyla kategoriyi şekillendiren önemli aktörlerden biri konumundayız.”

Kahvenin her yaşa ve ruha hitap eden farklı anlamları var

Toplantıda paylaşılan kapsamlı tüketici araştırması, kahvenin farklı demografik gruplar için taşıdığı çeşitli anlamları ve sosyal kodları gözler önüne serdi. Araştırmaya göre kahve, 18-34 yaş grubu için “ilham ve sosyalleşme” anlamına gelirken, 35-44 yaş grubu için “enerji, odaklanma ve kişisel bir konfor alanı” sağlıyor. Yaş ilerledikçe kahve, bir “ritüel ve günlük keyif” aracına dönüşüyor.

Araştırma ayrıca, kadınların kahveyle dertleşme ve paylaşma gibi anlarla daha duygusal bir bağ kurduğunu, erkeklerin ise kahveyi daha çok odaklanma ve enerji artırıcı fonksiyonel bir araç olarak gördüğünü ortaya koydu. Meslek grupları arasında da belirgin farklar dikkat çekiyor; yaratıcı profesyoneller için kahve ilhamla eşleşirken, beyaz yakalılar için sabah rutinlerinin ve odaklanmanın vazgeçilmezi oluyor.

Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen yazar Bahar Akıncı, araştırma sonuçlarına ilişkin gözlemleriyle buluşmaya renk kattı. Akıncı, “Gençler için kahve özellikle sosyalleşmeyi temsil ediyor; tüketimlerini genellikle dışarıda ve arkadaşlarıyla gerçekleştiriyorlar. Fakat benim dikkatimi en çok çeken, bizim yaşıtlarımızın olduğu 35 yaş üstü grup oldu. Yaş ilerledikçe hem kahve tüketiminin artması hem de kahveyle kurulan bağın derinleşmesi çok değerli. Bu gruba 'kahve gustosu yüksek' desek yeridir. Onlar için kahve, sadece bir içecek değil, günün yoğun koşturmacasında dinlenmek için bir mola, enerji toplamak için bir destekçi. Son dönemde sosyal medyada da sıkça gördüğümüz, evlerde özenle hazırlanan 'kahve köşeleri' trendi de tam olarak bu durumu yansıtıyor. Kahveye daha bilinçli ve keyif odaklı yaklaşıyorlar.” yorumunda bulundu.

Keyif ve ruh hali tercihleri şekillendiriyor

Araştırmanın derinlemesine sonuçları, Türk tüketicisinin kahveyle kurduğu ilişkinin ardındaki motivasyonları da ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 78,2’si için kahve, her şeyden önce “keyif ve kendine zaman ayırma” anlamına geliyor. Bu bulgu, kahvenin enerji ve uyanıklık (yüzde 51,3) gibi fonksiyonel faydalarının ötesinde, kişisel bir mola ve ödül anı olarak konumlandığını gösteriyor. Kahve tercihlerini neyin etkilediği sorulduğunda ise en baskın cevap yüzde 37,5 ile “ruh halim” oluyor. Bu durum, özellikle kadınlar ve 25-34 yaş grubunda, kahve seçiminin anlık duygulara ve deneyim arayışına göre şekillenen bir ritüel olduğunu ortaya koyuyor.

Tüketim alışkanlıkları incelendiğinde, en çok tercih edilen kahve çeşidinin Americano (yüzde 58,3) olduğu görülüyor. Onu Espresso (yüzde 34,1) ve Latte (yüzde 32,3) takip ediyor. Sütlü mü yoksa sade mi sorusunda ise sıcak olarak tüketilmek istendiğinde sade öne çıkarken, soğuk kahve seçeneklerinde ise sütlü tercihi öne çıkıyor. Bu veriler, pazarda çeşitlilik ve kişiselleştirilebilir deneyim talebini doğruluyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir