Son birkaç yıldır gündemi epeyce meşgul eden bir konu olan QR Code'lar çoğu marka için bir soru işareti olmaktan öteye gidemiyor. Her ne kadar çoğu otorite tarafından QR Code'un övüldüğü görülse de yapılan araştırmalar QR Code için pek de iç açıcı değil.
Örneğin geçtiğimiz yıl Econsultancy tarafından Avustralya’nın Sdney kentinde düzenlenen Digital Cream Sydney etkinliğinde yapılan araştırma neticesinde tüketicilerin %62′sinin QR Code’u tam olarak bilmediği ortaya çıktı. Bu yüzdelik dilimin gelişmekte olan ülkeler arasında daha yüksek olduğu da su götürmez bir gerçek.
1050 kişiye sorulan sorulara göre yapılan değerlendirmede QR Code ile ilgili 3 önemli istatistiğe daha ulaşıldı. Bunlar;
- 18-34 yaş aralığındaki insanların sadece %51′i QR Code’u farkedebiliyor.
- Erkeklerin %44′ü, bayanların ise sadece %35′i QR Code’u biliyor ve kullanabiliyor.
- QR Code’u bilen kişilerin sadece %51′i son 3 ay içerisinde QR Code’u 1 kez kullandı.
Bir diğer araştırma CBS Outdoor tarafından Avrupa'da 5283 kişinin bilgisine başvurularak yapıldı. Araştırmada dikkati çeken en önemli nokta ise Avrupalı'ların sadece %11'inin dışarda gördüğü reklamda bulunan QR Code'u taratmasıydı. Avustralya'daki araştırmada erkeklerde %44, kadınlarda %35 olan QR Code bilinirliği, Avrupa'da yapılan araştırmada %54 olarak tespit edildi.
Bu arada araştırmadaki diğer interaktif teknolojilerin bilinirliği ise şu şekilde sıralanıyor:
Avrupalı'ların sadece %11'inin dışarda gördüğü reklamda bulunan QR Code'u tarattığını söylemiştik. Bu oran, görülen reklamın ardından markayı Facebook üzerinden beğenmek (%16) veya reklamda işaret edilen uygulamayı indirmekten (%13) bile daha düşük bir oran. Tüketicilerin reklamı gördüğünde verdikleri diğer aksiyonları aşağıda inceleyebilirsiniz.
Bu durumda sonuç ne olmalı? QR Code'un önemi elbette yadsınamaz. Ancak iletişim stratejisinin odağına QR Code'u yerleştirmek de doğru bir seçim gibi durmuyor. Markalar özellikle hızlı akan veya kalabalık olan yerlere QR Code'lu reklamlar yerleştirirken daha dikkatli olmalı.