"Pazarlama bence iş hayatının sahnesi"

Anadolu Efes’teki kariyerine, Efes Pilsener’in yurtdışı pazarlarında marka müdürü olarak başlamasını çok büyük bir şans olarak gören Didem Nurcan, kariyer yolculuğundaki keskin virajları nasıl yönettiğini anlattı.

Çok uzun süredir Anadolu Efes ile birlikte çalışıyorsunuz, öncelikle şu an bulunduğunuz pozisyon hakkında ve Anadolu Efes’te bulunduğunuz süre zarfında, yer aldığınız farklı pozisyonlardan bizlere bahsedebilir misiniz?

Anadolu Efes’teki kariyerim, yurtdışı pazarlarında Efes Pilsener markasının marka müdürü olarak başladı. Çok şanslı bir başlangıç yaptığımı itiraf etmeliyim. İlk görevim, Madrid’deki Final Four sponsorluk ve ağırlama etkinliğiydi. Ülkelere alışmaya başlarken, organizasyon değişikliği ile Türkiye operasyonuna geçtim. Lisanslı markalar ve EFES markaları sonrasında, 4 senedir Anadolu Efes portföyündeki tüm lisanslı ve ithal markalardan sorumlu olarak görev yapıyorum. “World Collection” olarak adlandırdığımız, 5 büyük global bira şirketinin, 10 farklı markasının Türkiye operasyonlarını yönetiyorum. Mesleki kariyerinize başlamadan önceki döneminizde, endüstri mühendisliği bölümünde lisansınızı tamamladığınızı görüyoruz. Şu an ise sizi pazarlama alanında takip ediyoruz. Bizlere endüstri mühendisliğinden pazarlama alanına geçiş sürecinizi anlatır mısınız? Sizi bu alana yönlendiren etkenler neler oldu?

Kabataş Erkek Lisesi’nde okudum. Lisede sayısal bölüm tercih ettim. Bir yanım sayılar ile meşgulken, aslında bir yandan da sosyal tarafım ağır basıyordu. Bu sebeple tercih sürecinde endüstri mühendisliği uygun gelmişti. Sonrasında aldığım eğitim, girdiğim görüşmeler beni planlama tarafına yönlendirdi. O dönemde çalıştığım kurumda planlama kariyerim son derece yoğun ve keyifli gidiyordu. Ancak oturup ne istediğimi düşündüğümde, destek değil ana fonksiyon rollerinin bana daha uygun olduğuna karar verdim. Bunu şöyle tanımlıyorum; “Pazarlama bence iş hayatının sahnesi ve ben sahnede olmak istiyordum.” Bu geçişi yaparken genel müdürümüz bana; “Pazarlamada herkes kendi küçük şirketini yönetir, o markanın her anından sorumlu olur “demişti. Bunu tüm pazarlama deneyimimde aklımda ve kalbimde tuttum.

Kariyer yolculuğunuza bakacak olursak; belirli bir hedef kitleye hitap eden sektörlerde bulunduğunuzu görüyoruz. Şu anki konumunuzda ise bu kitleden daha farklı bir kitleye hitap eden çalışmalar yürütüyorsunuz. Bu konu ile ilgili olarak geçiş sürecinde bir zorluk yaşadınız mı?

17 yıllık iş hayatımda beni en çok motive eden unsur, öğrenme isteğim oldu. Merak ve öğrenme kişinin kendini güncel ve dinamik tutması için çok gerekli. Bu sebeple de zeytinyağı sektöründe çalışırken, pazarlama tarafında zenginleşmek adına hedef kitle değişimi kafamda oturmuştu. Ve bu doğrultuda EFES’teki ilanı görünce çok heyecanlanıp, o konuda ilerledim. Bana en özel hissettiren, pozisyonun görüşmeler sonrasında bana bir üst seviye ile teklif edilmesi olmuştu.

Kariyerinizde farklı sektörlerde yer almanız adaptasyon sürecinizi nasıl etkiledi? Sektörler arası keskin geçişlerinizin sizi etkileyen olumlu ve olumsuz taraflarından bahsedebilir misiniz? Aslında farklı şirketler, sektörler, hedef kitleler çeşitlenme tarafında pozitif kat- kılar sağladı. Çemberin dışına çıkmadan etrafı görme, yukarıdan bakma şansınız olmuyor. En kritik geçişimi zeytinyağı kategorisinden, bira kategorisine diye değerlendiriyorum şu an. Çünkü iletişim faaliyetleri daha dar bir çerçevede ve belli kurallar etrafında yürüyor, bu da insanı farklı şekilde pekiştiriyor. Değişik yanlarını güçlendiriyor. Çok geniş bir hedef kitle ve ihtiyaç ve beklentileri sürekli güncelleniyor. Deterjan ve zeytinyağı kategorisinde evlere, mutfaklara konuk olurken, şimdi elektronik müzik festivallerine, Premiere League maçlarına katılıyorum. Ve her birinden bambaşka iç görüler, farkındalıklar biriktiriyorum.

Pandemi döneminde kendinize vakit ayırarak çizim kursuna başlamış olmanız farkında olmadığınız bir yönünüzü ortaya çıkardı mı? Uzmanı olduğunuz pazarlama alanından farklı olarak sizi çizim kursuna başlatan farkındalık ne oldu? İş hayatım boyunca sektörle ilgili ya da pazarlama ile ilgili farklı eğitimler alıp, seminerlere katıldım ama çizim kursundaki farkındalığım aslında sektör, hedef kitle değiştirme farkındalığıma paralel; kendimi farklı bir özellik ile beslemek, yeni bir şey eklemek istedim. Hayatınızdaki en büyük motive kaynaklarınız nelerdir? Oğlum Çağan ve ailem. Her sabah sağlıkla uyanmak, birbirini seven bir ailenin parçası olmak hayattaki en büyük zenginlik.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir