Covid-19 salgını Türkiye’yi ve dünyaya sarsmaya devam ederken, birçok ülke “kontrollü sosyal hayata geçiş” uygulamalarını başlatmış durumda. Türkiye’de de salgının ilk fazı geride bırakıldığı dönemde, “kontrollü hayat” uygulamalarının haziran ayında derinleşerek “yeni normal” sürecinin başlaması ve birçok sektörün işine dönmesi bekleniyor.
AGS Global tarafından 7-9 Mayıs 2020 tarihleri arasında önemli bölümü İstanbul, Bursa, Kocaeli, Adana, İzmir gibi sanayi ve ticaret merkezlerinden 286 iş dünyası temsilcisi ile gerçekleştirdiği ve “yeni normali” sorguladığı araştırma, katılımcıların aynı zamanda AB sosyoekonomik statü grubu tüketicilerini temsil eden profile sahip olması itibariyle kontrollü sosyal hayata geçişte tüketici yüzünü de ele alması bakımından ilgi çekici sonuçları kapsıyor.
Yerli Solunum Cihazı Projesi Alkışlandı
“Süreçte en iyi sınavı veren marka/firma” sorusuna verilen Baykar (%18,5), Arçelik (%13,4) ve Bioysis (%5) cevapları, katılımcılar nezdinde yerli solunum cihazı projesinin önemini ön plana çıkartırken, Trendyol (%10,1), Getir (%8,4), Migros (%8,4) gibi e-ticaret ve perakende markaları diğer hatırda kalan kategori içerisinde yer aldı.
Sürecin Sembolleri: Maske, Sağlık Bakanı Koca, Kolonya ve Dezenfektan
Katılımcıların %81,8’ine göre salgın süreci en çok “maske” sembolü ile hatırlanacak. Her akşam TV ya da sosyal medyadan hanelere konuk olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise %65 ile süreçte sembolleşmiş bir isim olarak öne çıkıyor. Uzun bir süre rengi ya da görüntüsü üzerinde tartışmalar çıkan virüs ise %36,4 ile katılımcılar açısından sürecin en hatırda kalıcı sembollerinden biri. Gündelik hayatımızın bir parçasına dönüşen kolonya ve dezenfektanlar ise %30,8 ile sürecin sembollerinden biri oldu.
İş Dünyasının Vurgusu: Tedbiri Elden Bırakmadan Tam Zamanlı İşe Dönüş
Haziran ayında yürürlüğe girmesi beklenen “yeni normal” senaryo kapsamında katılımcıların %78,3’ü tam zamanlı işe döneceğini ve izolasyon kurallarını harfiyen uygulayacağını ifade ederken, müşteri ziyaretlerinin bir süre gerçekleştirilmemesi (%32,9) bir diğer önemli planlama enstrümanı olarak öne çıkmakta. İşe, esnek çalışma saatleri (%28) modeliyle dönüş ise masada duran anlamlı seçeneklerin arasında. Diğer yandan, uzaktan çalışmayı kalıcı seçeneklerden birine dönüştüreceğini ifade edenlerin oranı %11,2.
Nitekim katılımcıların %73,4’ü salgın sürecinde dijital toplantı gerçekleştirdiğini belirtirken, bunların %81,9’u ise çeşitli düzeylerde dijital toplantı yöntemini oldukça faydalı/verimli bulduğunu ifade etmekte. İlgili yöntemi yeterince faydalı/verimli bulmayanların oranı ise %8,6.
Ramazan Bayramı: Köprüden Önceki Son Viraj
Katılımcıların %81,3’ü Ramazan Bayramı’nda sokağa çıkma yasağı fikrini desteklerken, %13,3’ü ise bu fikre karşı çıkmakta. Bu tablo, sosyalleşme şöleni olan Ramazan Bayramı’nda sokağa çıkılmasının bugüne kadarki emeklerin heba edilmesi anlamına geleceği ve köprüden önceki son viraja dikkat edilmesi gerektiği şeklinde okunabilecektir.
Katılımcılar arasında salgının Türkiye’yi etkisi altına aldığı mart-nisan aylarına göre daha ümitli olduğunu ifade edenlerin oranı %48,3 iken, çeşitli düzeylerde endişeli olanların oranı %38,5. Kararsızlar ise %13,3 paya sahip.
Çin Menşeli Ürünler Düşüşte, Yerli Ürünler Yükselişte
Katılımcıların %49’u Çin malı satın almayı düşünmeyeceği ifade ederken, %24,5’lik bir kesim Covid-19 sonrası “yeni normalde” Çin mallarını almaya devam edebileceğini belirtmektedir.
Aynı soru Türk malları için sorulduğunda ise katılımcıların %86,7’sinin salgın sonrası yerli ürünleri tercih edeceğini ifade ettiği görülmüştür. Bu tablodan hareketle, Çin mallarına güvenin zayıfladığı, buna karşın yerli ürünlere güvenin arttığı sonucuna ulaşılabilmektedir.
Covid-19 Salgını: İşletmeler İçin Kuluçka, Kişiler İçin Gelişim Dönemi
İş dünyası temsilcileriin %55,2’si salgın sürecini işleri/ticari hayatı açısından iyi değerlendirdiğine inanırken, %18’i ise süreci iyi değerlendiremediklerini ifade etmekte.
Diğer yandan katılımcıların %72’si için Covid-19 salgınının etkilerinin en yoğun şekilde yaşandığı günler, kişisel gelişim için “iyi” değerlendirilirken, sadece %11,2’lik bir kesim bu süreci kişisel gelişimi açısından verimsiz bulmakta. Araştırmaya katılanların bu süreçte en fazla gerçekleştirdikleri aktiviteler arasında “aile ile daha çok vakit geçirmek” (%59,4) ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla kitap okumak (%58), film izlemek (%38,5), manevi-dini hayata yönelmek (%38,5) takip ediyor.
İşyerlerini Çok Özledik
Tüm bunların yanı sıra araştırmayan katılan kişilerin %90,2’si iş yerinde çalışmayı özlediğini ifade ederken özlemeyenlerin oranı ise %9,8 ile sınırlı kalmıştır.
Türkiye Ekonomisi Ümit Vaat Ediyor
Katılımcıların toplam %60,1’i çeşitli düzeylerde Türkiye ekonomisinin geleceğinden ümitli olduğunu ifade ederken, çok ümitli olanların oranı %38,5. Ümitsizlerin oranı ise %17,5 seviyesinde.