Pazarlama dünyası alabildiğine geniş bir dünya ve markalar için büyük bir okyanus. İşte bu büyük okyanusta boğulmamak, gemilerini batırmamak ve hedefledikleri istikamete varabilmek için markaların da belirli stratejileri oluyor. Maliyet etkin yapıda piyasada iyi bir konuma gelebiliyorlar tıpkı Walmart gibi, marka imajını güçlü tutup sadık müşteri yaratabiliyorlar tıpkı Apple gibi; ancak bu yazıda ele almak istediğim konu deneyim pazarlayabilmek. Müşterilere üründen ziyade bir deneyim satmayı hedefleyen bir olgu aslında bu.

Aslında post modern bir anlayışa hizmet eden deneyim pazarlaması ile, markaların birçoğu, özellikle de kendi sadık müşteri kitlesini yaratmayı ve genişletmeyi hedefleyenler, artık müşterilerine bir ürünün ötesinde şeyler vaad ediyorlar. Birkaç örnekle kafanızda bu stratejiyi daha da derinleştirmek ve açık bir hale getirmek istiyorum.

Starbucks

Müşteri kitlesi en geniş kahve markası bu hale nasıl geldi? Üzerine bunca kitap yazılırken o ne yaptı? Tabi ki sadece tek iyi bildiği şeye devam etti, %100 müşteri odaklı çalışma. Evet Starbucks aslında müşteri odaklı çalışıyor. Müşterilerinin bir kahveden elde edebilecekleri deneyimlerini geliştirmek üzerine çaba harcıyor. Kahvelerinde müşterilerinin isimleri ile oluşturdukları bardaklar ile kahveyi klasik bir kahveden çıkarıp, eşsiz bir kişisel deneyim haline getirmeyi başarıyorlar. Sundukları özel kahveler ile başka yere ihtiyaç duymadan, kahve ile ilgili her şeyi dükkanlarda yaşatabiliyorlar. Doğal olarak da bu stratejilerinin, çalışmalarının meyvesini dünyanın en büyük kahve zinciri olarak topluyorlar.

Walt Disney World

Çocukluğumuzun kahramanlarıdır Walt Disney karakterleri. Mickey ile eğlenirdik, Donald Duck ile gülerdik, Minnie ilk aşkımızdır belki, Goofy'nin sakarlıklarını alaya alırdık... İşte Walt Disney bu sayede herkesin hayatına dokunmayı başardı, karakterleri ile aslında hayatımıza işledi de diyebiliriz. İşte Walt Disney'in bu kadar sağlam bir marka olmasının nedeni de bu aslına bakılırsa, bize çocukluğumuzun en büyük deneyimini, anılarını sunabilmek.

NBA

NBA'in nasıl bir deneyim sattığını düşünebilirsiniz. NBA de deneyim pazarlayan markalardan biri aslına bakarsanız. Siz aslında o biletleri alırken sadece iki takım arasındaki maç için para vermiyorsunuz biletlere, o inanılmaz atmosfer için, o mükemmel izleme deneyimi için bilet alıyorsunuz. İşte markalaşmayı en iyi başaran markalardan biri olarak gösterilmesini, izleyicilerine ve takipçilerine en iyi deneyimi sunan NBA böylelikle başarıyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir