Demirören Medya Genel Müdür Yardımcısı Nilay Özmen: "Fizikselden dijitale geçen bir okur deneyimi olduğunu gözlemledik"

The Hammers Awards jüri üyelerinden Demirören Medya Genel Müdür Yardımcısı Nilay Özmen, pandemiyle hız kazanan dijital dönüşümle birlikte fizikselden dijitale geçen bir okur deneyimi gözlemlediklerini söylüyor.

Demirören Medya’nın pandemi sürecini nasıl geçirdiğini sizden dinleyelim...

Pandemi hepimize aslında evlerimizden de çalışabileceğimizi gösterdi. Özellikle ofis içerisinde çalışanlar, ofis dışında da evlerinden nasıl çalışabileceklerini öğrendiler. Bazı sektörler, özellikle teknoloji şirketleri bunları daha önce tecrübe etmeye başlamıştı. Ama biz medya grubunda özellikle zaten haberi sahada arayan bir noktadayız. Ekiplerimizin büyük bir çoğunluğu zaten sahada haber peşinde. Ofiste çalışanlarımızın büyük bir kısmını pandemi döneminde evlerinde çalışacakları şekilde organize ettik, bundan sonra da hibrit çalışma modeliyle devam edeceğiz. Pandemiyle birlikte özellikle bu dönemde birtakım yeni ihtiyaçların olduğu sektörel alanlar keşfettik. Biliyorsunuz eğitim sektöründe uzaktan çalışmak çok kolay bir şey değil. Öğrencilerimiz de bu dönemde çok sıkıntı çektiler. Biz de Demirören Medya olarak eğitimin dijitalleşebileceği yatırımlar yapma kararı aldık. Kolay Kampüs bu anlamda bizim yeni markamız. Kolay Kampüs kendini geliştirmek isteyen herkesi, istediği eğitime en uygun fiyatla ulaştıran bir öğrenme platformu.

Dijital dönüşüm uygulama ve yatırımları pandemiyle birlikte hız kazandı. Sizin bu bağlamda çalışmalarınız neler oldu, medya dünyasında neler değişiyor? 

Medya dünyasında pandemiyle birlikte fizikselden dijitale geçen bir okur deneyimi olduğunu gözlemliyorduk. Özellikle hafta içi okurlarımız daha çok dijital kanallarda medyamıza ulaşırken, hafta sonları hâlâ fiziksel olarak gazeteye dokunup o keyfi yaşamak isteyen okurlarımız var. Demirören Medya olarak, pandemide dijital kanallarımızın daha çok kullanıldığını gözlemleyerek geçirdik. Türkiye'nin 83 milyon nüfusunun yaklaşık 27 milyonu öğrenci kitlesinden oluşuyor. İlk, orta, lise ve üniversite kitleyi düşünürseniz bunların öğretmenleri, anneleri ve babaları dediğinizde aslında Türkiye popülasyonunun çok büyük bir grubu aslında eğitim alan, öğrenen kitle. Biz de eğitim dünyasına uzaktan eğitimle birlikte doğru bilgiyi doğru şekilde vermek amacıyla, eğitimle ilgili her türlü ihtiyacın bulunabileceği Kolay Kampüs markamızı oluşturduk. Bu proje bizim için pandeminin kazandırdığı güzel bir dijital dönüşüm projesi oldu. Artık öğrencilerin Kolay Kampüs ile sadece fiziksel olarak değil, istedikleri an istedikleri kişiyle eğitim için buluşabilecekleri bir alanları olacak. Dolayısıyla bizim için pandeminin en büyük katkısının, yeni bir iş ve dönüşüm alanı olduğunu söyleyebilirim.  

Türkiye’nin, pazarlama ekiplerinin başarısını ölçümleyen ilk ödül seremonisi olan The Hammers Awards kapsamında bu yıl ikinci kez pazarlama ekiplerinin başarıları sizin gibi pazarlama alanında tecrübeli jüri üyelerimizin değerlendirmeleri sonucunda ödüllendirilecek. Bu ödül programının gelecek dönem pazarlama faaliyetlerine ve şirketlerin pazarlama ekiplerine nasıl etki edeceğini düşünüyorsunuz?

Pazarlama ödülleri genelde kişilere özel verilen ödüllerdir ama aslında o bütün bir sene çalıştığınız projedir. Gecenizi gündüzünüze katarsınız, hafta sonu çalışırsınız ve en son müşteriye gururla sunarsınız. Ama bir yandan da, bunun sonunda güzel bir ödül olsun istersiniz. Özellikle pazarlamada çalışan bütün ekiplerin hep hissettiği budur. Ekibin ödüllendirilmesi bu anlamda çok büyük bir değer. Herkes için emeğinin karşılığını almak, alın terinin böyle güzel bir ödülle taçlandığını görmek, çok büyük bir katkı. Bu anlamda ekiplerin de değerlendirileceği güzel bir etkinlik düzenliyor oluyoruz. Herkesin de bu anlamda bunu destekleyeceğini düşünüyorum. 

The Hammers’a katılacak pazarlama ekiplerine nasıl bir çağrıda bulunmak istersiniz? 

The Hammers’a katılacak ekipler özellikle bütün bir sene yoğun bir şekilde yeni projelerini; televizyon, basılı yayınlar ve outdoor mecralardan kısıtlı da olsa gösterdiler ve müşterileriyle buluşturdular. Ama bunun en büyük değerini gerçekten pazarlamadan anlayan, benzeri işleri farklı sektörlerde de yapan ekiplerin görmesi çok kıymetli. Burada yaptıkları her şey aslında, gelecek nesillere bırakacakları bir değer olacak ve adeta bir sanat eseriymiş gibi yaptıkları projelerin ödülünü alacaklar. Ödülleri de masalarına, arkadaki panolarına koydukları zaman çok büyük keyif alacaklarını düşünüyorum. Başarılı işlerin ödülle taçlanması çok kıymetli. Koca bir sene çalıştığınız işi tek başına rafa kaldırıp da ben bunu yapmıştım demek yetmiyor. Bunun yanında güzel bir ödül almak da herkes için çok keyifli olacaktır.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir