Geçtiğimiz hafta, Çin merkezli teknoloji şirketi Alibaba Group'un, fotoğrafları videoya dönüştürüp seslendirebilen yapay zekâ aracı EMO’yu tanıttığını sizlere aktarmıştık. EMO sayesinde, tarihten bir kişiyi konuşturabilir, bir fotoğraftaki şarkıcıya en sevdiğiniz şarkıyı söyletebilir ya da yapay zekâ ile oluşturduğunuz görseldeki karakterlere hayat verebilirsiniz. Peki, EMO'nun hayatımıza katacağı avantajlar ve potansiyel tehditler neler olacak? Adin.ai Co-Founder ve COO'su Selin Ergin'e sorduk...
Alibaba Group'un tanıttığı yapay zekâ aracı EMO, teknolojinin hayatımızdaki yeri ve etkisi üzerine düşünmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. EMO'nun sağladığı olanaklar yaratıcılığımızı yeni bir noktaya taşıma noktasında kesinlikle ilham verici, ancak etik ve sosyal çerçevede hala üstüne düşünülmesi gereken çok şey var.
EMO, benzersiz bir yaratıcılık alanının kapılarını açıyor
Kuşkusuz EMO gibi araçlar, benzersiz bir yaratıcılık alanının kapılarını açıyor. Tarihî kişilikleri veya sevdiğimiz sanatçıları konuşturma, fotoğraflara hayat verme gibi imkanlar sunan bu teknoloji sanatsal ifadeyi yeni boyutlara taşıyor. Bu kapsamda, insanın yaratıcılığını sınırlamayan daha fazlasına teşvik eden bu teknolojiye hayranlık duymamak elde değil. Bununla birlikte bu teknoloji, eğitim alanında da devrim yaratma potansiyeline sahip, EMO gibi araçlar sayesinde, tarihi olayları canlandırarak veya önemli kişilikleri "konuşturarak" geliştirilen eğitim içerikleri akademide benzeri görülmemiş bir öğrenme yöntemi sunuyor. Bu yöntem, öğrenme sürecini daha etkileşimli ve eğlenceli hale getirirken, bilgiyi kalıcı hale getirmeyi de kolaylaştıracaktır. Diğer taraftan EMO aile fotoğraflarını veya tarihi belgeleri canlandırarak, kişisel ve kültürel arşivlerimizi zenginleştirme imkânı da sunar. Özellikle kaybedilmiş kişileri anma veya tarihi olayları anlama, manevi mirasın korunması ve geçmişle kurduğumuz bağın güçlendirilmesinde değerli bir araç olabilir.
Tarihi manipüle etme riski taşıyor
Elbette bu teknolojinin hayatımıza katacağı yenilikler her ne kadar kulağa hoş gelsede, bir çok teknolojik yenilikte olduğu gibi burada da hayatımızı olumsuz etkileyebilecek potansiyel tehlikeleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yapay zekâ kullanımının hayatımızın her alanında yaygınlaşması, gizlilik ve güvenlik konularında yeni endişelere yol açıyor. Kişisel verilerin ve görüntülerin kötüye kullanımı, bireylerin özgürlüklerine ve haklarına zarar verebiliyor. EMO gibi araçların, kullanıcıların onayı olmadan kişisel görüntüleri işlemesi veya manipüle etmesi, ciddi etik sorunlara yol açabilir. Bir diğer önemli konu ise, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, gerçek ile sanal arasındaki çizginin giderek bulanıklaşması. Fotoğrafları canlandırma yeteneği, tarihi veya hayatta olmayan kişilerin sözlerini ve hareketlerini manipüle etme riski barındırıyor. Bu durum, gerçeklik algımızın bozulmasına ve tarihsel bilgi anlayışına ciddi zarar verebilir.
Alibaba Group'un EMO'su gibi yenilikçi teknolojiler, hem heyecan verici fırsatlar sunarken hem de potansiyel tehlikeleri düşünmemiz için bize fırsat tanıyor.