Canvas ve Lumina Kurucu Ajans Başkanı Murat Avalin: "2025, iletişimin hızından çok yönünü konuştuğumuz bir yıl oldu. Canvas ve Lumina Kurucu Ajans Başkanı Murat Avalin ile 2025 yılını, 2026 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
2026 gürültüyü azaltıp etkiyi artırma dönemi olacak
2025’i geriye dönüp değerlendirdiğimde, sektörün uzun süredir alıştığı hız takıntısının yerini “doğru yere odaklanmak” fikrine bıraktığını görüyorum. Geçmiş yıllarda markalar sürekli konuşmak ve görünmek istiyordu; bu yıl ise birçok marka, “neden konuşuyorum?” sorusuna yanıt arıyor. Bu yaklaşım, hem stratejik düşünebilen ajansları öne çıkardı hem de iletişim çalışmalarının niteliğini belirgin şekilde yükseltti. Tabiri caizse nitelik niceliğin önüne geçti.
Ayrıca ekonomik koşulların yarattığı baskı da şirketleri daha akıllı kararlar almaya itti. Her bütçe kalemi, her kanal tercihi ve her içerik artık çok daha fazla sorgulanıyor. Bu disiplin, 2025’in en önemli kazanımlarından biri oldu. Cision 2025 Global Communications Report, iletişim liderlerinin yüzde 81’inin “daha az kaynakla daha fazla sonuç üretmek zorunda kaldığını” söylüyor. Bu veri, aslında tüm dünyanın benzer bir baskı altında olduğunu ve markaların iletişimi daha stratejik, daha seçici bir zeminde kurgulamaya yöneldiğini gösteriyor.
Bugün yapay zekâdan yararlanmamak, 2000’li yıllarda Excel’i Word’ü bilmemekle aynı!
Bu yıl markalarımızla yürüttüğümüz tüm işlerde ortak bir dönüşüm gördük. Anlık gündem takibi artık tek bir ekibin sorumluluğu değil; strateji, kreatif, medya ve içerik ekiplerinin ortak refleksi haline geldi. Platformların hızla değişen dinamikleri ve tüketici beklentilerindeki dönüşüm, iletişim ekiplerini daha tetikte, daha duyarlı ve daha bütünsel düşünmeye zorladı. Bu nedenle 2025’in en kritik yetkinliği “okumayı bilmek” oldu: Veriyi, trendi, kültürel kodları ve duyguyu okumak ve birlikte yorumlayabilmek. Tabi sadece okumak değil uygulayabilmek de gerekli, bunun için de yeni teknolojilere hâkim olmak tartışılmaz bir gerçek. Aksi halde dönüşümü kaçıran oyunun dışında kalacak.
Lumina ile stratejik birikimimizi yeni coğrafyalara taşıdık
Bu yıl ajans olarak yalnızca iş hacmimizi değil, vizyonumuzu da genişlettik. Farklı sektörlerden markalarla çalışmak hem stratejik bakışımızı güçlendirdi hem de kreatif yaklaşımımıza yeni bir derinlik kattı. Bu çeşitlilik, Türkiye’deki ajans kültürümüzü beslerken globalde yürüttüğümüz işlerde de daha geniş bir perspektif sağladı. Bu dönüşümün en önemli adımlarından biri de Lumina oldu. Dubai merkezli kreatif, dijital ve marketing ajansı olan Lumina, Canvas’ın Türkiye’de yıllardır oluşturduğu stratejik iletişim birikimini, Körfez pazarına taşıyarak daha geniş bir coğrafyada değer üretiyor.
Yaratıcılığı teknolojiyle, stratejiyi veriyle buluşturan yapısıyla Lumina; global pazarlara açılmak, rekabet gücünü artırmak ve markasını uluslararası ölçekte büyütmek isteyen şirketler için yeni nesil bir çözüm ortağı olarak öne çıkıyor. Bu iki yapının yarattığı sinerji, üretim biçimimizi de olgunlaştırdı. Yapay zekâdan yalnızca içerik üretiminde değil; strateji oluştururken, kullanıcı davranışlarını okurken ve dijital varlık analizleri yaparken de yoğun şekilde yararlanıyoruz. AI’ın sunduğu hız ve içgörü avantajını insan sezgisi ve yaratıcı bakışla birleştirerek çok daha güçlü bir üretim modeline dönüştürdük. Çünkü teknolojinin bir araç, yaratıcılığın ise her zaman asıl değer olduğunun farkındayız. Bazı adımları otomasyonla hızlandırırken, bazı projelerde manuel çalışmayı özellikle tercih ederek insan dokunuşunun kattığı değeri koruduk. Kısacası bizim için 2025, Canvas’ın deneyimi ile Lumina’nın global vizyonunu aynı potada buluşturduğumuz; veri, yaratıcılık ve teknolojiyi daha doğru bir dengeyle kurguladığımız bir yıl oldu.
2026 gürültüyü azaltıp etkiyi artırma dönemi
İletişimin niceliğinden çok niteliğinin öne çıktığı, daha seçici, daha rafine ve daha sürdürülebilir bir döneme giriyoruz. Markalar artık tek seferlik kampanyalar yerine uzun soluklu marka anlatılarına yöneliyor. Platformlardaki gürültü arttıkça sadelik, netlik ve anlam çok daha güçlü ayrıştırıcılar haline geliyor. Bu da hepimizi işin özüne geri getiriyor: İyi içgörü, güçlü fikir ve doğru ton. Bu süreçte AI’ın yalnızca operasyonel verimlilik sağlayan bir araç olmaktan çıkıp; hedef kitleyi daha iyi tanımlayan, riskleri daha erken gösteren ve iletişim stratejilerini daha doğru kurgulamayı mümkün kılan bir mekanizma haline geldiğini göreceğiz. Veri tarafında ise beklenti daha da yükseliyor. Cision 2025 Communications Measurement Survey, liderlerin neredeyse yarısının “veriyi aksiyona dönüştürme”yi en büyük zorluk olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Bu nedenle yeni yılda mesele yalnızca veri toplamak değil; karar mekanizmalarını besleyen, anlamı net olan ve markanın uzun vadeli stratejisine hizmet eden bir veri mimarisi kurmak olacak. Tüm bu gelişmeler, ajans–marka ilişkisinin de daha stratejik bir zemine evrilmesine yol açıyor. Markalar hızlı çözümlerden çok, kendisini taşıyacak bir vizyon, sürdürülebilir bir iletişim dili ve yıl boyunca tutarlı ilerleyen bir etki kurgusu arıyor. 2026’da değer yaratmanın yolu; karmaşayı azaltıp odağı netleştiren, teknolojiyi, yaratıcılığı ve insan sezgisini dengeli şekilde bir araya getiren iletişim modellerinden geçecek.