2026’da PR, markaların genel iletişimine yön verecek

Feveran İletişim Kurucu Ajans Başkanı Ali Kahraman ile 2025 yılını, 2026 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.

Feveran İletişim Kurucu Ajans Başkanı Ali Kahraman: "2026’ya bakıldığında en büyük potansiyelin, hikâye anlatımı ile performansın ortak bir amaç etrafında birleşmesinde olduğunu düşünüyorum." Feveran İletişim Kurucu Ajans Başkanı Ali Kahraman ile 2025 yılını, 2026 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.

2026’da PR, markaların genel iletişimine yön verecek

2025 yılı, sektör açısından PR’ın bir dağıtım aracı olmaktan çıkarak, etki yaratan stratejik bir disipline evrildiği net bir kırılma noktası oldu. Basın görünürlüğü tek başına başarı göstergesi olma özelliğini kaybederken; topluluk inşası, duygu yönetimi ve davranışsal dönüşüm gibi daha derin ve çok katmanlı ölçütler ön plana çıktı. Bu yılda sektörümüzde özellikle artan dijital gürültünün markaların özgün hikâyelerle ayrışmasını zorlaştıran unsurlardan oldu. Aynı zamanda tüketici beklentileri, ürün odaklılıktan çıkarak değer uyumunu merkeze alan bir yapıya dönüştü. İtibarın her zamankinden daha hassas hâle gelmesi ve yanlış bilginin hızla yayılması ise markalar ve ajansların kriz yönetiminde yeni taktikler geliştirmesi gerektiği gerçeğini gün yüzüne çıkardı. Öte yandan bu dönemde hikâye anlatımı, performans pazarlamasının yaratamadığı duygusal bağı yeniden kurarak kritik bir rol üstlendi. Topluluk yönetimi ve duygu analizi, markaların gerçekten dinleyen yapılara dönüşmesini sağladı. AI destekli ölçümleme ise PR’ın iş sonuçlarıyla bağını güçlendirerek ajanslara yeni stratejik alanlar açtı.

Feveran olarak biz 2025’i oldukça hareketli geçirdik. Yılın başında halkla ilişkiler sektöründe dünyanın en iyi 3 profesyonel ağından biri olarak derecelendirilen Ultra European Network Platformu’nun (UEN) üyesi olduk ve Türkiye’nin temsilini üstlendik. 2013’te kurulan Ultra European Network Platformu, çok kültürlülüğün tarihi bir havuzu olan Akdeniz'den başlayarak zaman içerisinde küresel bir platforma evrilerek kendi kültürlerarası ekosistemini geliştirdi. Sınırları aşarak ve üye sayısını artırarak aktif bir şekilde faaliyet gösteren network, Avrupa Birliği'nin küresel arenadaki rolünün giderek artmasıyla birlikte büyüdü. Bugün, 120 ülkeden 103 ofis ve 7 binden fazla profesyoneli kapsıyor. Biz de portföyümüzdeki markaları bu ağ aracılığıyla global arenaya açma fırsatına sahip olurken aynı zamanda bu network’ün sağlamış olduğu bağlantılar sayesinde bilgi, deneyim, örnek çalışma paylaşımları yapabildik. 

Feveran için 2025; lansmanlar, kampanyalar ve etkinliklerle yoğun ve bir o kadar da keyifli bir yıldı. Markalarımızı medyanın önde gelen isimleriyle bir araya getirdiğimiz sayısını hatırlayamadığımız kadar “roundtable” etkinliği düzenledik. Bunun yanı sıra Marshall Bromley 750 lansmanı, Central Hospital’ın Etiler’de faaliyete geçirdiği üçüncü hastanesinin açılış lansmanı ve uzun yıllar iletişim çalışmalarını yürüttüğümüz İTÜ ARI Teknokent’in düzenlediği Big Bang Startup Challenge çalışmalarımızın öne çıktığı bir dönem yaşadık. Aynı zamanda bu yıl kurumsal dönüşümümüzü tamamladığımız bir yıldı. Bu sürecimiz 10 yıldır sürdürdüğümüz hizmet modelinin teknoloji destekli, modüler bir yapıya evrilmesini ifade ediyor.

Öte yandan bu yılın başında entegre iletişim çalışmalarını yürütmeye başladığımız İpek Gıda ve markaları adına önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Bunlardan en ilgi çekicisi ise şüphesiz yaz aylarında gerçekleştirdiğimiz dünyaca ünlü barbekü markası Big Green Egg’in Türkiye lansmanıydı. Bu kategori Türkiye’de oyunun yeni başladığı ve oldukça hızlı ilerlediği bir alan. Ayrıca tüketici alışkanlıklarını da kökten değiştirme potansiyeli ile bizleri oldukça heyecanlandırıyor. Öte yandan mutfağın ikonik markalarından KitchenAid ile düzenlediğimiz workshoplar ve mutfak deneyimini en üst seviyeye taşımak için yenilikçi ve çok fonksiyonlu ürünler geliştiren Dexart lansmanı dikkat çekici çalışmalarımız arasında yer aldı.

2026'da en büyük potansiyel; hikâye anlatımı ile performansın ortak bir amaç etrafında birleşmesi olacak
Son birkaç yıl bize tüketicilerin sadece ürün satın almadığını, hikayeler, değerler ve etki satın aldığını gösterdi. PR, temelde “özlü hikaye” anlatımıyla ilgili ve 2026'da bu amaç odaklı hikaye anlatımı artık isteğe bağlı olmayacak. Sadece performans pazarlamasına dayanan markalar, dijital gürültünün sağır edici olduğu pazarlarda kendilerini farklılaştırmakta zorlanacak. Öte yandan, halkla ilişkiler uzmanları, marka anlatılarını şekillendirme yeteneklerini pazarlama karmasının merkezine yerleştirecek. 

Uzun yıllar boyunca halkla ilişkiler, dijital pazarlamanın yapabildiği gibi etkisini ölçmekte zorlandı. Günümüzde ise bu boşluğun hızla kapandığını gözlemliyoruz. Artık yapay zeka destekli duygu analizi, medya izleme ve sonuç odaklı analitiği entegre eden araçlar, halkla ilişkiler kampanyalarının hassas bir şekilde ölçülmesine olanak tanıyor. Bu nedenle 2026'da halkla ilişkiler kampanyaları sadece kapsama miktarıyla değil, marka değeri ve itibar dayanıklılığına katkılarıyla da değerlendirilecek. 

Tüm bunların yanında kriz yönetimi artık yalnızca tepki vermekle sınırlı değil; veriyle beslenen erken uyarı mekanizmaları üzerinden, önleyici bir itibar kurgusu gerektiriyor. Topluluk hissi ise satın alma kararlarının yeni değer ölçütü hâline geldi. Bu da markalar için yüksek bütçeli büyük kampanyalardansa, mikro ölçekte güçlü etki alanları oluşturmayı daha anlamlı kılıyor.

2026’ya bakıldığında en büyük potansiyelin, hikâye anlatımı ile performansın ortak bir amaç etrafında birleşmesinde olduğunu düşünüyorum. Markalar artık sadece görünür olmayı değil, amaca dayalı ve anlam taşıyan bir görünürlük yaratmayı hedeflemek zorunda. Bunu başaranlar, dijital gürültünün yoğun olduğu bir pazarda belirgin bir rekabet avantajı elde edecek.

Bu değişimleri göz önüne aldığımızda 2026’da PR; yalnızca “kaç haber çıktığıyla” değil, markaların genel iletişimine yön verecek; algısını, güvenini ve kriz dayanıklılığını ne kadar güçlendirdiğiyle değerlendirilecek. Biz de tüketiciden yatırımcıya, üst düzey yöneticilerinden kurucularına, çalışanlardan topluluklara kadar geniş bir ekosistemle ahenkli bir iletişim senfonisi kurmak zorunda olan markalarımızın stratejilerini değişen ve gelişen bu algı üzerine kurguluyoruz. 

 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir