Yıllar sonra bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi mi görüneceğiz?

İnsan zekasının bir sonraki evrimi yapay zeka ile mi gerçekleşecek? Teknoloji bizim daha iyi versiyonumuzu yaratabilecek mi? Transhümanizm, insan soyunun nispeten erken bir aşamada olduğuna ve bu yüzden evrimin gelişen teknolojilerle değişeceğine inanıyor.

"Yapay Sen: Yapay Zeka ve Zihnin Geleceği" adlı kitabında Susan Schneider, "Beyinlerimiz belirli ortamlar için zaman içinde gelişmiş, anatomi ve evrimle de büyük ölçüde kısıtlanmıştır" diyor. Gerçekten de, beyinlerimiz ne kadar gelişmiş olsalar da, kafatasının hacmiyle ve metabolizmayla sınırlılar. Sahip olduğumuz yeteneklerin sınırlarını, ancak daha üstün yeteneklere sahip varlıklar yarattığımızda ya da hayalini kurabilecek seviyeye geldiğimizde anlıyoruz. 

"İnsan zekasının evriminin bir sonraki aşaması."

21. yüzyıl ilerledikçe, artık yeryüzündeki en zeki varlıklar olamayabileceğiz ihtimaliyle (gerçekliğiyle) yüzleşmenin zamanı geldi. İnsan zekası, yeryüzündeki liderlik koltuğunu sentetik (yapay) zekaya bırakıyor. Belki de, yapay zeka, insan zekasının evriminin bir sonraki aşamasını temsil ediyor. 

evrim-teknoloji

Amerika Birleşik Devletleri'nin Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı'nda bulunan "Summit", Haziran 2018'de resmi olarak tanıtıldığında, dünyanın en hızlı süper bilgisayarı olarak kabul ediliyordu. Summit, ilk tanıtıldığında, saniyede 200 katrilyon hesaplama yapabilme yeteneğiyle, bilgisayar alanında yeni bir devrimi işaret ediyordu. Daha açıklayıcı anlatmak gerekirse, Summit'in bir saniyede yaptığı işlem miktarını yapmak için, dünyadaki bütün insanların eline bir hesap makinesi alıp yılın her günü ve her dakikası hesap yapmaları gerekiyordu.

Teknoloji sayesinde, her geçen gün insan kapasitesinin sınırlarını aşan daha fazla görevin üstesinden geliniyor. Peki, bundan korkmamız mı gerekiyor? Teknolojik ilerlemenin karşısına geçip zamanı durdurmaya mı çalışmalıyız? Yoksa teknolojiye bir şans verip bizi kendisiyle birlikte geliştirmesine izin mi vermeliyiz? 

"İnsan türü, yeni bir varoluşun eşiğinde."

Biyolog Julian Huxley, 1957 yılında "Transhümanizm" terimini ilk kullandığında, yakın gelecekte "insan türünün yeni bir varoluşun eşiğinde olacağını, bu yeni varoluşun, bizimki Pekin insanınkinden (Homo erectus alt türü) ne kadar farklıysa en az onun kadar bizimkinden farklı olacağını" yazıyordu. Huxley, bu terimi, “insanın yeni bir varlık türüne dönüşmesine giden yolda, insanın kendini aşması” olarak tanımlamıştı. Teknolojinin gelişimiyle giderek daha geniş bir topluluk tarafından kabul gören bu terim, teknolojinin yardımıyla insanın doğal sınırlarını aşabilme ve daha iyi bir yaşam sürebilme potansiyelini ifade eder hale geldi.

transhumanizm-nedir

Filozof Susan Schneider, bu terimi açıklarken şu ifadeleri kullanıyor: "Transhümanizm, insan soyunun nispeten erken bir aşamada olduğuna ve bu yüzden evrimin gelişen teknolojilerle değişeceğine inanıyor. Gelecekteki insanlar, gerek fiziksel gerekse mental olarak bugünkü görünümlerine pek benzemeyecekler, hatta bilimkurgu filmlerinden fırlamış bazı kahramanları andıracaklar."

Transhümanizm, insanların daha iyi birer versiyonunu yaratmayı amaçlıyor; bunun da teknolojiyle mümkün olacağını söylüyor. Bu fikir, biyoteknoloji, genetik mühendislik, yapay zeka ve diğer ileri teknolojileri kullanarak insan potansiyelini artırma yoluyla insanlığın geleceğini "daha iyi yönde" şekillendirmeyi hedefliyor. Susan Schneider, geleceğin insanları için "O insanlar, radikal bir şekilde ileri zekaya sahip olacak, neredeyse ölümsüz olacak, yapay zeka varlıklarla derin bir arkadaşlık kuracak ve kendi tercihlerine göre bedensel özellikleri olacak" diyor.

Perdenin diğer tarafında ne var?

Transhümanizm, aynı zamanda birçok tartışmaya da neden oluyor. Bu akımın eleştirmenleri, transhümanizmin insanın doğasını, değerlerini ve ahlakını bozabileceğini, teknolojik eşitsizliklere ve etik sorunlara yol açabileceğini, hatta insanlığın sonunu getirebileceğini ileri sürüyorlar. Transhümanizmin insanlık için bir umut mu yoksa bir tehdit mi olduğu şu an için belirli varsayımlardan öteye gidemiyor. Bu, iyi veya kötü sonuçlarına birlikte göğüs gereceğimiz bir sınav.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir