Yeni dijital platform ve mecralar çıkmaya devam edecek

Hill+Knowlton Strategies Türkiye Genel Müdürü Pelin Kocaalp ile ajansın pandemi gölgesinde geçen 2021 yılını, 2022 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.

Hill+Knowlton Strategies, 2022'de hız ve değişimi vazgeçilmezleri arasına alarak benimsemeyi hedefliyor.

Hill+Knowlton Strategies Türkiye Genel Müdürü Pelin Kocaalp ile ajansın pandemi gölgesinde geçen 2021 yılını, 2022 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.

2021’de sürdürülebilirlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik konularına odaklandık

Sağlığın ve birlikte zaman geçirebilmenin ne kadar önemli olduğunu anladığımız bir yılı geride bırakıyoruz. 2021’de uzun vadeli planlamaların artık geçerliliğini yitirmesini, anlık ve hızlı karar almanın her zamankinden çok önem kazanmasını, günlük hatta saatlik planlamaların hayatımıza yön vermesini, hız ve değişimin vazgeçilmezlerimiz arasına girmesini deneyimleyerek benimsedik.

Bu yıl hızın ve adaptasyonun ne kadar önemli olduğunu anlarken, geçen yıl hayatımıza giren uzaktan çalışma modeli de artık bir ‘normal’imiz haline geldi. Diğer yandan da, bizlere özgü etkileşim ve sosyalleşme ihtiyacının hiçbir zaman insanın doğasından silinmeyeceğini de gözlemledik.

Pazarlama iletişiminde ise tüketici davranışlarında COVID etkisi ile çok büyük değişiklikler oldu ve olmaya devam ediyor. 10 yıl içinde ancak gerçekleşebilecek dönüşümler, 1,5 yıl gibi kısa bir süre içinde çok hızlı bir şekilde gerçekleşti. Tüm segmentlerde satın almalar da farklılaştı. Dijital tüketimlerin artışına paralel olarak, marka iletişimi açısından bu kanallarda 55 yaş üstü gibi yeni hedef kitleler ortaya çıktı. Kantar’ın çevrimiçi harcama raporuna göre, araştırmaya katılanların yüzde 50’si gelecekte de online alışveriş yapacağını söylüyor.

Artık samimiyet ve içtenlik kazanıyor, kazandırıyor

Bu yıla dair diğer bir önemli tespitimiz ise; tüketicilerin markalardan artık çok net bir şekilde topluma katkı sağlamalarını istemelerini görmemiz oldu. Dolayısıyla bir nevi “Merhametli Kapitalizm” olgusu ortaya çıktı diyebiliriz. Özellikle çeşitlilik, kapsayıcılık ve gezegene saygı gibi konular artık CEO’ların KPI’larında ve ajandalarında en üst sıralarda yer alıyor. Tüm bunlar, markaların da olmazsa olmazları oldu ve olmaya devam edecek.

Samimiyet, içtenlik ve sürdürülebilirlik bu yılın kazananları idi diyebiliriz. Bu kavramlar hiç olmadığı kadar öne çıkmaya başladı. Artık yeni dünyada, içten ve samimi olmayan hiçbir proje ya da içerik değerli değil. “Miş” gibi yapma zamanları bitti.

’Anlamlı marka olma’ konsepti ve bu yöndeki değişim, markalarımıza ve pazarlama dünyasına amaç odaklı iletişimin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı.

Sosyal fayda projelerini yürüttük

Hill and Knowlton Strategies Türkiye olarak bizler de, müşterilerimizle birlikte iş ve günlük hayatlarımızı şekillendiren bu eğilimlere paralel olarak, 2021’i özellikle sürdürülebilirlik toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve sosyal fayda projelerine odaklanarak geçirdik.

Yüz yüze iş yapış biçimi hiç bitmeyecek

Öngörülerimize dönersek, tüm bu bahsettiğim büyük dönüşüme rağmen, yine de yüz yüze iş yapış biçimi ve insan ilişkilerinin kesintisiz devam edeceğini görüyoruz. Çünkü insan sosyal bir canlıdır.

Japon akademisyen fütürist yazar Michio Kaku’nun ‘Geleceğin Fiziği’ adlı kitabında belirttiği gibi, “Ne zaman modern teknoloji ile ilkel atalarımızın arzuları arasında bir çatışma olsa, ilkel arzular her zaman kazanır. Bu da mağara adamı ilkesidir.” İnsanoğlu dünyada yaşadığı müddetçe sosyal bir varlık olacaktır.

Bizler profesyoneller olarak bunu iş hayatında yakından görüyoruz; yüz yüze ilişkiler sayesinde şirket kültürleri oluşuyor, yaratıcılık artıyor yine insan kaynakları alanında yeni katılan ekip arkadaşlarımız çalışma ruhuna daha hızlı ve aidiyeti yüksek şekilde entegre olabiliyor.

Dengeyi gözeten, hibrit ve orta modeller seçilecek  

İş yapış biçimleri olarak tabii ki uzaktan çalışmayı deneyimlediğimiz yeni sistem hayatlarımızda artık hep olacak. Hatta uzaktan çalışma teknolojilerini kullanma alanlarımız ve kabiliyetlerimiz daha da artacak ama mutlaka yüz yüze ve fiziksel temas da devam edecektir diye düşünüyorum. Özellikle bazı alanlarda, örneğin siber turizmin asla gerçek seyahatin yerini alamayacağını görüyoruz. Birçok alanda daha bunu görmeye devam ediyoruz.  

Dolayısıyla iletişim tarafına da baktığımızda, medya araçları değişebilir ancak insanoğluna hissettirdiği duygular anlamında her zaman bağ kurmayı sağlayan yeni  mecralar başarılı olacaktır. Bu anlamda markalar tarafından da dengeyi gözeten, hibrit ve orta yollar seçilecektir diye öngörüyorum.

WTECH’de bu yıl tarım konusunu ele aldık

COVID’in etkisi ile gezegenimizin 2021’de bize çok net bir mesaj verdiğini hepimiz gördük. WTECH Teknolojide Kadın Derneği Sürdürebilirlik Yönetim Kurulu olarak kısıtlı olan kaynaklarımızın en önemli konumuz olduğuna karar vererek, bununla ilgili biz ne yapabiliriz diye düşündük. Ve şöyle bir fikirle yola çıktık; Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma amaçlarından yani 17 amaçtan her sene bir başlığı seçip o başlıkla teknoloji ve kadın konularını birleştirmek ve sonuç odaklı bir proje gerçekleştirmek istedik. Bu sene de çok önemli bir konu olan tarımı ele aldık ve ‘açlığa son’ başlığı altında Tarımda Teknolojik ve İnovatif Çözümler yarışmasını kurguladık. Tarım Bakanlığı himayesinde gerçekleşen  projemizin iki hedef kitlesi kadın girişimciler ve kadın mühendislerimiz oldu. Böylelikle tarımda dönüşüm yaratacak, inovatif çözümleri olan kadın mühendislerimizi destekleyip tarım konusuna da katkı sağladığımız bir proje oldu. Projeye EBRD Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile FMO Hollanda Yatırım Bankaları gibi güçlü kurumların destek olması bizi ayrıca sevindirdi. Yeni yılda da böyle sonuç odaklı projeler üretmeye devam edeceğiz.  

Yeni dijital platform ve mecralar çıkmaya devam edecek  

COVID dönemi dışında başka bir konu da, sektörde genel trendler ne olacak konusu. 2022’de iletişimde konuşacağımız içerikler ve teknolojik inovatif konular hayatımızda olmaya devam edecek;  bunlar arasında  sağlık teknolojileri, daha temiz teknolojiler, tele-health, tarım teknolojileri, uçan taşıtlar, evde eğlence gibi kavramlar ve trendler öne çıkacak. Tüm bunların  hayatlarımızı farklılaştıracaklarını öngörüyoruz. Bu anlamda yine yeni dijital platformlar ve yeni mecralar çıkmaya devam edecek. Ama burada esas olan yine doğayı ve canlıyı odağına koyan, kendini dönemsel değişimlere hızlı adapte edebilen mecraların sürdürülebilir olacağıdır. 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir