Hayatımıza etkili bir şekilde giren start-up kavramının altında yatan en önemli etkenlerden birisi ‘hız’. Start-up'larda her şey çok hızlı olmalı. En azından start-up ekosistemi içerisinde yer alan yatırımcı, iş ortakları vb. unsurların beklentisinin bu yönde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ürün geliştirmeleri, satış hedefleri, alt yapı iyileştirmeleri, müşteri memnuniyeti, pazarlama faaliyetleri vb. Her şey özellikle ‘dikeyde’ çok hızlı ilerlemeli.
Buraya kadar hemfikiriz. Peki pratikte bütün bu başlıklar ne kadar hızlı ele alınıyor? Birçok örnekte hayal edildiği kadar süratli olmadığı kesin. Oysaki hayat teknolojik gelişmelerinde etkisiyle hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde akıyor. Telefonlar içerisinde yer alan onlarca uygulamadan gelen bildirimler, mail kutumuzda bekleyen yanıtlar, sosyal ve profesyonel olarak bizi etkileyen her şey çok hızlı bir akış içerisinde ilerliyor.
Start-up ekosisteminde yer alan tüm markalar, ürünlerini/hizmetlerini geliştirmek için çok fazla zaman harcıyor. Bir şeyleri sıfırdan üretmek kolay değil, evet. Ama kabul edelim ki bunca emek verilen ürün ve servisler için doğru ve eşzamanlı bir pazarlama stratejisi üretmek de düşünüldüğü kadar zor olmamalı. Aksi halde her şey için çok geç olabilir. Bütün o emekler, planlar suya düşebilir.
Çok hızlı olmasa da şimdi asıl konumuza geldik. 2022 yılı bitmek üzereyken videonun olmadığı bir pazarlama stratejisi düşünmek mümkün gözükmüyor. Yeni bir ürün lansmanına hazırlanırken videosu olmayan bir lansman planlayan yoktur aramızda.
Bir start-up sahibi iseniz ve ürün lansmanına hazırlanıyorsanız bilmeniz gereken birkaç şey var:
- Rakibiniz olsun ya da olmasın tüm markaların yüzde 86’si halihazırda video iletişimini sürdürüyor.
- İnsanların yüzde 84’ü bir ürün ya da hizmet satın alırken önce ürünün videosunu izlediğini aktarıyor.
- Ve pazarlamacıların yüzde 78’i video iletişiminin satışları doğrudan artırdığını paylaşıyor.
Birçok önemli platformun raporlarında yer alan tüm bu bilgiler ışığında bir ürün ya da hizmet lansmanına hazırlanıyorsanız yapmanız gereken ilk şey sürdürülebilir bir video iletişimi planlamak ve lansmanınızı sizi yansıtan bir video içerikle taçlandırmak.
Videonuz size özel olmalı ve ürün özelliklerinin yanı sıra kurum kültürünüzü yansıtmalı. Bir hikâyeye sahip kurumlar, ürünlerini o hikâyelerin birer meyvesi olarak öne çıkarır. Siz de bir hikâye sahiplenerek kendinizi ve ürününüzü doğru yere konumlandırmalısınız. Sıradan satın al, incele, indir videoları yerine start-up ruhuna uygun olarak nasıl bir soruna çözüm oluşturduğunuzu ya da hangi eksikliği kapattığınızı açık bir dille anlatmalısınız.
İster çekimli ister animasyon videolar olsun doğru tonu yakaladığınızda markanızın kişiliğinin o video içerikle özdeşleştiğini göreceksiniz. Bu yüzden sürekli markanızın ve ürününüzün bir kişiliği olduğunu hayal etmelisiniz.
Cep telefonu ekranında, bilgisayar tarayıcısında ya da kocaman bir kutuda olabilir. Ürününüzün boyutu ya da hacmi ne olursa olsun birilerinin hayatına dokunması gerektiğini unutmayın. O kişilerin kim olduğunu düşünüyorsanız onlara seslenmelisiniz.
Detaylı anlatımlardan uzak durarak, ürün veya hizmetinizin en önemli özelliklerini öne çıkarmalısınız. Herkesin kullandığı söylemler yerine doğrudan faydaya odaklanan, müşteri deneyimini destekleyecek özel kavramlar sahiplenmelisiniz. Çünkü hikâyeniz, sunduğunuz deneyimle anlam kazanmalı.
Sosyal medyada yayınlanacak destekleyici versiyonlarla hedef kitlenizin kafasını çevirdiği, ekranını kaydırdığı her yerde olmalısınız. İşte lansman budur!
Start-up dünyasında yer alan tüm markalar ve o markaların profesyonelleri daha hızlı düşünmek, daha hızlı üretmek, daha hızlı planlamak zorunda. Çünkü bir şeyler akıp gidiyorken o akıp giden şeylerin götürdükleri çok önemli.
Aslında tüm markalar bizce bir yarış pistinde yer alıyor. İyi bir stratejiniz dahi olsa hızlı bir iletişime ihtiyaç duyarsınız. Ama ne kadar hızlı bir araca ve iyi bir stratejiye sahip olursanız olun gaz pedalını ileri doğru cesurca itmeniz gerekir. Ve unutmayın, ilk projeleriniz çok düşünülmüş, iyi planlanmış, tam olarak hayal ettiğiniz gibiyse yeterince hızlı değilsiniz demektir.