Polikriz ve purpose

Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran: "Kafanız karmakarışıksa ve her şey aynı anda sizi etkiliyormuş gibi hissediyorsanız, bu kişisel bir deneyim değildir; kolektif bir deneyimdir" diyor tarihçi Adam Tooze. Bu deneyimin artık bir adı var: Polikriz.

Polycrisis'ten gelen, çoklu kriz olarak çevirebileceğimiz polikriz, Davos'ta yapılan bu yılki Dünya Ekonomik Forumu toplantısının en sık dile getirilen sözcüklerindendi. Gezegenin karşı karşıya olduğu kısa ve uzun vadeli zorlukları değerlendiren  fikir liderleri risklerin arttığını ve farklı krizlerin, genel etkinin her bir parçanın toplamını çok aşacak şekilde etkileşime girdiğini söyledi. Dünya ve Türkiye tek bir krizle bile aynı anda birçok farklı yönden istikrarsızlaşırken, çoklu kriz ortamında işin sürdürülebilirliğini geçen yüzyıldan, hatta geçen on yıldan kalma araçlarla sağlayamayacağımız ortada. 

Yirmi yılı aşkın süredir organizasyonel çekicilik çalışmaları yapan biri olarak bana sorarsanız bugünün iş yaşamında polikrizinpanzehiri "purpose." Yani, ulvi amaç.

"Seni sevmekten önce anlamak isterim”
Özdemir Asaf, Akıl Gözü başlıklı şiirinde "Seni sevmekten önce anlamak isterim" der. Ülkenin gençlerini sevmekten önce, anlamaya ihtiyacımız var. Biz de anlamak için araştırmalarımıza devam ediyoruz. 

Her yıl dünya genelinde 1,5 milyon gencin istihdam pazarına yönelik algılarını ölçen ve işveren markası araştırmalarının küresel lideri olan Universum'un En Çekici İşverenler araştırmalarının Türkiye bacağında 11'inci yılımıza geldik. Universum - Türkiye'nin En Çekici İşverenleri Araştırması 2023 yılında yaklaşık 52 Bin katılımcı ile Kasım 2022- Mayıs 2023 saha döneminde Türkiye genelinde internet ortamında yapılan anketler aracılığıyla gerçekleştirildi. 

59 farklı üniversitenin İktisadi İdari Bilimler, Mühendislik, Bilişim Teknolojileri, Fen Bilimleri, Sağlık, Tıp, Edebiyat, Hukuk, Eğitim ve Sosyal Bilimler fakülte gruplarında öğrenimine devam eden 38 bin 202 üniversite öğrencisi ve bu okul ve bölümlerden mezun 12 bin 375 genç çalışanın ve bin 375 kırk yaş üstü deneyimli profesyonel katıldı. 

Universum2023- Türkiye'nin Öğrencileri, Çalışan Gençleri ve Deneyimli Profesyonelleri için En Çekici Şirketler Araştırması'na dair en önemli bulgularımızdan biri işte bu: Z kuşağı liderliği bize ümit veriyor; çünkü Türkiye'de bir şirketi en çekici kılan unsurların içinde artık ulvi amaç ve kişisel etki yaratma fırsatları da artan oranlarda yerini alıyor. Ulvi amaç, kurumlar için de insanlar için de birçok yönden önemli. Psychosomatic Medicine'da yayınlanan ve tıp doktorları RandyCohen, ChiragBavishi, Alan Rozanski imzasını taşıyan araştırmada, daha fazla amaç duygusuna sahip olduklarında insanların kardiyovasküler hastalığa yakalanma riskinin daha az olduğu ve daha düşük ölüm oranına sahip oldukları ortaya konuyor. Amaç sağlıklı bir birey için olduğu kadar sağlıklı bir şirket için de elzem. Ulvi amacın performansla da güçlü bir ilişkisi var. 

Şirketinizin temel varlık nedeni var mı?
Toplum üzerinde nasıl bir etkiniz var? Günümüz dünyasında bu soruların cevaplarına her zamankinden daha fazla ihtiyacınız var. Çünkü harika şirketler ve harika markalar içeriden dışarıya doğru inşa ediliyor, yola ilham veren bir amaçla ve pozitif bir kültürle çıkıyorlar. Geçmiş on yıllarda, bir ürün veya hizmeti seçerken takındığımız tüketici tutum ve davranışlarımız ile her gün en az sekiz saatimizi geçireceğimiz kurumu seçerken büründüğümüz çalışan tutum ve davranışlarımız arasında farklar vardı. Bu fark, teknolojinin günden güne şeffaflaştırdığı bir dünyada sandığımızdan da hızlı kapanıyor. Tüketici hiç bu kadar talepkâr olmamıştı; çalışan da... Zira ikisi de aynı kişi. Tam da bu sebeple En Çekici İşverenler Araştırmasında pazarlama biliminin ölçekleriyle hareket ediyoruz. Pazarlama stratejisi oluşturma yolculuğunun adeta ritüeli haline gelmiş olan pazarlama hunisi modeli (marketing funnel) ve dönüşüm oranı optimizasyonu (CRO), araştırmamızın omurgasının önemli birer parçası. Pazarlama hunisi modeline çok benzer işe alım hunisi (recruitmentfunnel) modelimizde farkındalık, dikkate alma, idealleştirme ve başvuru adımları var. Araştırmanın sunduğu dönüşüm oranını yıl bazında karşılaştırmalarla izlemek şirketler için çok önemli. Marka çekiciliğinin tüm sırrı dönüşüm oranlarında gizli. Çünkü bu oranlar tanınırlıkla çekicilik arasındaki büyük farkı ortaya koyuyor. Türkiye araştırmalarımızda sıklıkla karşımıza çıkan durum şu: Huninin ilk etabında sızıntılar başlıyor ve dönüşüm oranları aniden ve pek çok marka için şaşırtıcı biçimde zayıflıyor. 

Stresle gelen yılgınlık
İş yaşamının bir gerçekliği olarak stresin akut bir hale gelmeye başladığının sinyallerini araştırmamız uzun yıllardır vermekteydi. Bu yıl ne yazık ki son 11 yılın en yüksek yılgınlık oranıyla karşılaştık. 2023 araştırması için geçen yıllara oranla gençlerin geribildirim vermeye daha az istekli olduklarını gördük. 2021 yılında öğrencilerin yüzde 47'si, 2022'de ise yüzde 57'si yaşamlarını çok stresli bulurken bu oran bu yıl yüzde 59'a yükseldi. Genç profesyonellerin yüzde 61'i, deneyimli profesyonellerin yüzde 59'u yaşamlarının çok stresli olduğunu ifade ediyor ve bu hal çalışma haftasının ilk gününde etkilerini gösteriyor. Genç profesyonellerin yüzde 39'u, deneyimli profesyonellerin yüzde 50'si pazartesi günü işe enerjik başladıklarını söylüyorlar. Demek ki her seviyede çalışanda psikolojik sermayemiz eriyor ve yılmazlığımız zarar görüyor. Bu sebeple hala çalışan esenliği konusunda adım atmamış ya da yeterli önlemleri almamış şirketlerin bu başlığı stratejik öncelikleri arasına almasını öneriyorum. Zira, genç profesyonellerin sadece %31'i, deneyimli profesyonellerin ise sadece yüzde 32'si çalıştıkları şirketin iş ve yaşam dengesine önem verdiğini belirtiyor. Bu durumun doğal bir etkisiyle, uzaktan çalışma isteğinin hem öğrencilerde hem genç çalışanlarda hem de deneyimli grupta belirgin şekilde yükseldiğini görüyoruz. Artık öğrencilerin yüzde 75'i, genç profesyonellerin yüzde 85'i, deneyimli profesyonellerin yüzde 81'i uzaktan çalışmak istiyor. Ofise dönmeye hazırlanan, hatta dönen sektörlere ve şirketlere konuyu bir kez daha değerlendirmelerini öneririm. 

Columbia Üniversitesi'nde tarih profesörü olan Adam Tooze'a "Çoklu krizi nasıl çözebilir veya tersine çevirebiliriz?" sorusu sorulduğunda buradan bir geri dönüş olduğunu sanmadığını söylüyor. Bu durumu bisiklete binmeye benzetiyor: "Bisiklet doğası gereği dengesizdir. Devrilir ve üzerinize düşerse incinirsiniz. Öte yandan, bisikleti sürmeyi öğrenirseniz, bu Tanrı'nın armağanıdır. Her şey onu kimin yönettiğine ve sürüş politikasının ne olduğuna bağlı." Tıpkı Tooze gibi ben de buradan dönüş olmadığını düşünüyorum ve bu sonsuz patikada ancak ulvi amacı olan liderlerin ve kurumların devrilmeden, keyifle yola devam edebileceklerine inanıyorum.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]