Philips Türkiye, IPSOS iş birliği ile ikincisini gerçekleştirdiği ‘Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.
Sağlık durumunun hayat kalitesini olumlu etkilediğini düşünenlerin oranı yüzde 72 iken; 2019’da bu oranın yüzde 84’e yükseldi.
Araştırmaya göre fikir önderleri obezitenin arttığını belirtirken, yüzde 83’ü çoğu mevcut kilosundan memnun. Katılanların yüzde 65’i ise sağlıklı kalabilmek için yediğine, içtiğine ve kullandığı ürünlere dikkat ettiğini belirtti. Philips'in 2030'a kadar dünyada her yıl 3 milyar kişinin hayatını iyileştirmeyi hedeflediğini belirten Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak, “Türkiye’de 3,3 milyon insan solunum sıkıntısı yaşıyor, her yıl 300 bin kişi kalp krizi geçirirken, 125 bin kişi kalp damar hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de sağlık alanındaki riskleri kolayca görebiliyoruz” dedi.
Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması’ndan ilgi çekici sonuçlar:
- Araştırmaya göre kamuoyunun yüzde 89’u sağlık durumundan memnun olduğunu söylerken, yüzde 84’ü mevcut sağlık durumunun hayat kalitesini olumlu etkilediğini düşünüyor.
- Kamuoyunun yüzde 65’i ise sağlıklı kalabilmek için yediğine, içtiğine ve kullandığı ürünlere dikkat ederken, yüzde65’i uyku düzenine dikkat ettiğini belirtti. Ancak araştırmaya katılan fikir önderleri, kamuoyunun yansıttığının aksine aslında sağlıklı bir toplum olmadığımız görüşünü savunuyor.
- Kamuoyunun yüzde 83’ü mevcut kilosundan memnun olduğunu belirtirken; fikir önderleri obezitenin hızla arttığı ve halk olarak spor yapmayıp, aynı zamanda çok hareketsiz yaşadığımızı belirtiyor.
- Yemek yeme alışkanlıklarını, sağlıklı yaşam kavramı ile özdeşleştiren katılımcıların yüzde 70’i ev yemeği yemeyi tercih ettiğini söylerken, yüzde 57’siher gün taze, meyve/sebze suyu tüketmeye özen gösterdiğini belirtti.
- Ayrıca katılımcıların yüzde 59’u bakımsız olduklarında kendini sağlıksız hissediyor.
- Katılımcılara göre yüzde 68 ile stres, sağlığı olumsuz etkileyen en önemli faktörlerin başında gelirken; hava kirliliği, sigara-tütün kullanımı, düzensiz beslenme, hareketsizlik ve uykusuzluk diğer olumsuz faktörler arasında yer alıyor.
- Katılımcıların yüzde 33’ü elektrikli süpürgeyi sağlıkla özdeşleştirirken, yüzde 71’iev temizliği ve evdeki temiz havanın, sağlığı olumlu yönde etkilediğini düşünüyor.
- Anne-bebek sağlığına da değinilen araştırmada annelerin yüzde 75’i beslenmenin, yüzde 66’sı ise anne sütünün bebek sağlığında önemli olduğunu düşünüyor. Araştırmada prematüre bebeklerin bakımı ile ilgili olarak da yüzde 46’lık bir bilinç olduğu görülürken, kamuoyunun yüzde 39’u prematüre doğumu önlemek için doktor kontrollerini düzenli yaptırmanın ve stresten uzak durmanın en önemli iki faktör olduğuna inanıyor.
- Araştırmanın diğer bir dikkat çekici sonucu ise, halkın diş kontrolüne diğer sağlık kontrollerinden daha az önem verdiğini belirtmesi oldu. Katılımcıların yüzde 42’sinin bir yıl içerisinde hiç diş doktoruna gitmediği görülürken, dişlerini günde iki kez fırçalayanların oranının yüzde 46, günde bir kez fırçalayanların oranının ise yüzde 33 olduğu gözlemlendi.
Sağlığın etkin yönetimi için teknoloji çok önemli…
Teknolojinin sağlıktaki rolü hakkında önemli bilgiler veren araştırma sonuçlarına göre toplumun yüzde 85’i sağlığı yönetmede teknolojinin yardımcı olabileceğini düşünüyor. Kamuoyunun yüzde 76’sı teknoloji ilerledikçe birçok hastalığın tedavisinin kolaylaşacağına inanırken, kamuoyunun yüzde 73’ü ev bakımı ve kişisel bakım için olan elektronik ürünlerin de hayat standardını yükselttiğini belirtiyor.
Dijital Sağlık Teknolojileri sayesinde teşhis ve tedavi kolaylaşacak...
Fikir önderleri, dijital sağlık teknolojilerinin hastalıkların teşhis ve tedavilerini kolaylaştıracağını, hastanelerdeki hasta yoğunluğunu azaltacağını ifade ediyor. Ayrıca maliyet ve zamandan tasarruf sağlayan dijital sağlık teknolojileri sayesinde hasta bakımı ve tedavisinde de kalitenin artacağını öngörüyor. Kamuoyunun da yüzde 76’sı dijital sağlık teknolojileri sayesinde hastalıklara erken teşhis sağlanabileceği görüşünde.
Türkiye’de en çok kullanılan görüntüleme cihazları röntgen, ultrason ve MR...
Araştırma sonucunda çıkan kamuoyunun düşüncesine göre; Türkiye’de görüntüleme cihazları içerisinde en çok, yüzde 51 ile röntgen, yüzde 35 ile MR ve yüzde 26 ile ultrason kullanılıyor. Diğer yandan kamuoyunun yüzde 78’i MR cihazının, yüzde 65’i ise ultrasonun radyasyon içerdiğini düşünüyor. Bilinenin aksine MR ve ultrason radyasyon içermiyor. Meme kanserinden korunma yöntemleri konusunda kadınların daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini ortaya koyan araştırmaya göre kadınların yüzde 58’i elle muayene yöntemini uygulamıyor, yüzde 78’i ise mamografi çektirmiyor ve doktor kontrolüne gitmiyor. Bu konuda fikir önderlerinin yorumu ise koruyucu sağlık konusunda daha fazla bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyaç olduğu yönünde.
Evde Bakım Kültürü Oluşturulmalı
Ayrıca dijital sağlık teknolojilerinin evde bakım hizmetlerine de yarar sağlayacağı düşünülürken, kamuoyunun yüzde 81’i ev tipi cihazların hastaya bakan kişinin hayatını kolaylaştırdığını düşünüyor. Fikir önderleri kronik rahatsızlığı olan ya da hastalıktan sonraki iyileşme evresinde olan hastalar için evde bakımın olumlu katkılarını belirtirken, bunun genel sağlık maliyetlerini düşürmeye yardımcı olduğunu ve evde bakım kültürünün geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.