Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz: Monster Notebook ismine Monster Inc filmi ilham oldu

Sektörün değerli isimlerine bugünkü başarılarının kilometre taşlarını sorduğumuz serimizin yeni konuğu Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz...

“Kariyerimin ilk kilometre taşı; en riskli ama bir o kadar da heyecan verici alternatifi seçerek, kendi girişimimi başlatmaya karar vermek oldu.” diyen Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz, kariyer yolculuğunu ve tecrübelerini tüm samimiyetiyle paylaştı.

İlk iş tecrübem...
Çalışma hayatına erken denebilecek yaşlarda başladım. Ortaokuldayken, okuldan sonra ve yaz tatillerinde sanayide çalışıyordum. Bilişim sektörüne ilk adımımı da Endüstri Meslek Lisesi’nde okurken bilgisayar parçaları satan bir firmada yaptığım staj sayesinde atmış oldum. Daha sonra yine bilişim sektöründe farklı firmalarda çeşitli pozisyonlarda çalıştım. 2000 yılında yeni bir yolculuğa çıktım ve Fokus Bilgisayarı kurmamla birlikte asıl macera başladı. Ara toptancılık dediğimiz, bilgisayar parçaları alıp sattığımız bu işi kısa bir süreliğine yaparken bir yandan da marka arayışı içindeydik. Gerekli koşullar olgunlaştığında Monster Notebook markasını kurduk ve odak noktamızı yüksek performanslı oyuncu bilgisayarları dikeyinde geliştirdik.

Kariyerimdeki kilometre taşları...
1999 yılında çalıştığım iş yerinden ayrıldıktan sonra bir karar vermem gerekiyordu. Henüz askerliğimi yapmamıştım, dolayısıyla bu geçiş döneminde çalışmaya bir süre ara vererek askerlik görevimi tamamlamak mantıklı olabilirdi. İkinci seçenek ise vakit kaybetmeden bir önceki iş tecrübemi bir adım öteye taşıyıp, sektörde bir başka kurum bünyesinde çalışmaya başlamaktı. Üçüncü ve en zor, en riskli ama bir o kadar da heyecan verici olan alternatif ise girişimci olmaktı. Bu seçenekler arasında tercih yapacak olmak, Matrix’te Morpheus’un Neo’ya kırmızı ve mavi hapları uzattığı o meşhur sahneyi aratmayan bir yol ayrımı gibi gelmişti bana. Eşim Meryem Hanım’ın da desteğiyle üçüncü yolu seçip kendi girişimimi başlatmaya karar vermem, kariyerimdeki ilk önemli kilometre taşı oldu. Bir sonraki kritik kilometre taşı da Monster Notebook’a ilham olan Monster Inc. filmini izledikten sonra canavar gibi güçlü, dayanıklı ve üstün performanslı bilgisayarlara odaklanma kararı almamız oldu. Bu odaklanma bizi ileri seviye teknoloji deneyimi geliştirmeye yönlendirdi. Kullanıcı deneyimini bir üst noktaya taşıma hedefiyle geliştirdiğimiz çözümler sayesinde bugünkü konumumuza geldik. 

Kariyerimde karşılaştığım zorluklar ve motivasyon kaynağım...
Şirketi kurduğumda 23 yaşındaydım ve sektörde o güne dek edindiğim itibarımdan başka sermayem yoktu. Tam anlamıyla sıfır noktasındaydık diyebilirim, ilk ofisimizin mobilyalarını bile arkadaşlarımın desteğiyle temin edebilmiştik. O kadar yani… Ayrıca o dönemlerde Türkiye’deki ekonomik koşullar da gerçekten çok zorlayıcıydı. Herkesin malumu 99 depremi, anayasa krizi, döviz krizi… Çalıştığım şirket de bu koşullara dayanamayıp kapanmıştı zaten. Dolayısıyla ilk yıllar bu zorluklarla mücadele ederek geçti. Ama şunun çok iyi bilincindeydik: Bilişim sektörü dünyada yükselişteydi, Türkiye pazarı ise henüz gelişmekteydi. Bizse bu pazarda ilklere ve yeniliklere imza atacak, ne zorluklarla karşılaşacaksak karşılaşalım sabırla yolumuza devam edecektik. Türkiye’den küresel bir teknoloji markası çıkarma hayaliyle tüm adımlarımızı attık. Bugün geldiğimiz noktada da aynı hedef doğrultusunda aralıksız çalışıyoruz.  

Ailemin hayattaki seçimlerime etkileri...
Dedemin çiftçi, anne ve babamın işçi olduğu bir ailede iki erkek kardeşimle birlikte büyüdüm. İstanbul şartlarında orta ölçek gelire sahip bir evde büyümeme rağmen ailemin benim üzerimdeki etkisi paha biçilemez oldu. Özellikle ailemin ben daha okula başlamadan okumayı öğretmesi bana daha sonra kitaplarla kurduğum güçlü bir bağ olarak geri döndü. O yıllarda oldukça popüler olan Hayat Ansiklopedisi’ni hatırlarsınız belki. Bizim evde de sadece iki cildi vardı ama o iki ciltte bulunan tüm maddeleri defalarca okuduğumu hatırlıyorum… Kitaplara merakım böyle başladı, sonra çizgi romanlar, bilim kurgu hikâyeleri derken bugün aslında nesnelerin interneti, yapay zekâ gibi başlıklar altında konuştuğumuz teknolojik gelişmeleri daha o yıllarda merakla takip etmeye başlamıştım.

İş hayatında unutamadığım an...
Hem çok anlamlı hem de kolay kolay unutamayacağım bir anımdan bahsedeyim. Geçtiğimiz günlerde bir kullanıcımızdan bir mesaj aldık. Mesajın yanında, kaza yapmış bir aracın fotoğrafı, “Trafik kazası geçirdim, bu araçtan bir ben bir de Monster marka laptopum zarar görmeden çıktı...” Yalnızca teşekkür etmek amaçlı paylaşılan bu mesaj bizi çok duygulandırdı. Geçmiş olsun mesajımızı iletirken kendisine bir de nazar boncuğu gönderdik…

Motivasyon kaynağım...
Hem iş hayatımda hem bireysel yaşamımda en büyük motivasyon kaynağım gelişimsel farklılık gösteren tüm bireylerin adil koşullarda, mutlu bir yaşam sürmesi için yapılan çalışmalar. Örneğin down sendromu veya otizm gibi gelişim farklılığı olan çocuklar, yeterli koşullar oluşturulduğunda ve iyi bir eğitim aldıklarında sanatta ve bilimde dahi çok büyük başarılara imza atabiliyorlar. Tüm dünyada ve ülkemizde bunun örnekleri mevcut. Fakat bunun önemli bir koşulu var, eğitimde fırsat eşitliği! Bu eşitliğin sağlanması için de kaynaştırma eğitimi şart. Bu sene de okula dönüş döneminde birçok çocuk kaynaştırma eğitimine erişemedi ne yazık ki. Aileler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda büyük bir çaba sarf ediyor fakat hem birtakım yasal düzenlemelerin eksik oluşu hem de farklılıklara karşı toplumsal önyargı bu meselenin daha büyük ölçekte ele alınmasını gerektiriyor. Biz de kurum olarak bu konuda elimizi taşın altına koyup, dezavantajlı bireylerin topluma kazandırılması ve onların hayatlarına dokunacak projeleri hayata geçirmek için çalışmaya devam ediyoruz. 

Mesleğin ilk yıllarındaki İlhan Yılmaz'a vereceğim tavsiye... 
Monster Notebook’u kurarken henüz askerlik görevimi yerine getirmemiştim. O günlere geri dönme gibi bir şansım olsa, o günkü kendime önce askere gitmeyi sonra şirket kurmayı tavsiye ederdim çünkü işlere 15 ay gibi uzun bir ara vermek çok daha zor oluyor. Askerliğimi 2007’de yaptığımda hem ailemden hem de büyük bir tutkuyla bağlı olduğum işimden uzak kalmak gerçekten zor olmuştu. Bunun yanı sıra güvenilir ve işini doğru yapmanın iş hayatının geleceğini şekillendireceği konusunda da tavsiyelerde bulunurdum. 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir