Moda "Ayağa" Düştü: Balenciaga'nın Hikayesi

Yazının görselini gördüğünüzde ve biraz da ayakkabılara meraklıysanız, bu marka size yabancı gelmeyecektir. Pasajlarda, sıradan mağazalarda "makul" fiyatlardan satılan ve malesef orjinal olmayan Balenciaga ayakkabılarının aslında çok daha farklı bir marka geçmişi var. İsterseniz bu hikayeye birlikte bakalım.

Cristobal Balenciaga

Markanın sahibi ve kurucusu Cristobal Balenciaga 1895 yılında doğdu. 12 yaşından itibaren tekstil atölyelerinde çalışmaya başlayan Balenciaga, geleceğini şekillendirecek mesleği o dönemde belirlemiş görünüyor. Öğrendiği dikim tekniklerini ve tasarım becerilerini 1937 yılında kendi açtığı atölyesinde sürdüren Balenciaga; Coco Chanel, Christian Dior ve Hubert de Givenchy tarafından "moda titanı" olarak tanımlanıyor.

Kırmızı ve siyah renklerin kontrast özelliklerini tasarımlarında sıklıkla kullanan Balenciaga, feminen çizgilere önem verirken tasarımlarını tercih edenlerin kıyafetlerin içinde rahat etmesini ön planda tutuyordu.

Moda ve estetik kavramına yeni bir bakış açısı getiren Balenciaga, 1950'li yıllara gelindiğinde sıra dışı ve özgün tasarımlarla özdeşleşen bir modacı haline geldi.

1960'lı yıllara gelindiğinde Balenciaga tasarımları, dönemin tüketim kültüründen büyük ölçüde etkilendi. Hippi akımı, rock'n'roll kültürünün oluşumu ve özgürlük temasının etkili olduğu bu dönemde bireysel tasarım ve satış yerini kitle üretimi ve satışına bırakıyordu. Balenciaga tasarımları da kişisel olmaktan çıkarak standartlaştırılmış ölçülerde üretilmeye başlandı. Yazının bu kısmı eleştirel ve olumsuz gibi görünse de aslında Balenciaga'nın daha çok tüketiciye ulaşmasının önünü açan bir etmen olarak değerlendirilmeli.

Hızlıca günümüze gelmek istiyorum. Özellikle 1990'lardan başlayarak dünyada başlayan ve ülkemizde de gözlemleyebileceğimiz bir tüketim kültürü paradigması meydana geldi. Bu değişim hem tercih ettiğimiz ürünlerin özelliklerinde hem de mağaza ve online satın alma kanallarında kendini gösterdi. Ayakkabı tercihi ve ayakkabı satın alma niyeti de bu değişimden payına düşeni aldı. Balenciaga da 246 milyar dolarlık bu pazara kayıtsız kalmadı. 2017 yılında çıkardıkları "Triple S" model sneaker büyük ses getirdi.

Balenciaga Triple S sneaker

Oldukça sıra dışı olan tasarımı güzel/çirkin tasarım tartışmalarına sebep olurken, ayakkabının ağırlığı da oldukça eleştirildi. Buna bir de 800$'dan (yaklaşık 5000 TL) başlayan fiyat etiketi de eklenince ayakkabı istediği tartışma ortamını kendisi için yaratmış oldu. "High fashion" markası olan Balenciaga'nın sneaker tasarımı beklediği ilgiyi görmüş görünüyor.

Triple S, high fashion ürünü olarak tercih ediliyor.

Balenciaga'nın sneaker tasarımının ülkemize yansıması ağırlıklı olarak "çakma" ürün sektöründen nasibini aldı. 100 TL'ye satılan ayakkabıları çoğu esnafta görebiliyoruz. Bu ürünler üzerine çekilmiş youtube videolarına da rastlayabiliyoruz. Çoğu eleştirel olan bu videolar, hem ayakkabıya yönelik eleştiriler hem de tüketicisine yönelik tavsiyeler içeriyor.

https://www.youtube.com/watch?v=B5yAU16qFQ8

Ünlü bir tasarımcı olan Balenciaga'nın, kıyafet tasarımıyla başlayan hikayesi sneaker kültürüne de yansıyarak markanın ürün karmasında genişleme sağladı. Ben de bu süreci size kısaca anlatmaya çalıştım.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir