Ming’i geliştirirken hangi ihtiyaçlardan yola çıktınız ve kurumlar için yaratmak istediğiniz fark neydi?
Ming’i kurarken amacımız, beyaz yaka ve mavi yaka çalışanların aynı masada buluşabileceği bir dijital alan yaratmaktı. Bugün Türkiye’de mavi yaka çalışanların büyük çoğunluğunun kurumsal mail adresi bulunmuyor. Bu, bordrodan izne, geri bildirimden anketlere kadar birçok sürece erişimde eşitsizlik yaratıyor. Ming’in esnek entegrasyon yapısı sayesinde bu bariyer kalkıyor. SAP, Kolay İK, Active Directory gibi sistemlerle bağlanarak şirketlerin mevcut altyapısını çalışan dostu bir arayüze taşıyoruz. Sonuçta herkes aynı platformdan erişim sağlayabiliyor, süreçler hızlanıyor, veriler doğru toplanıyor ve kurum içinde sürdürülebilir bir dijital kültür oluşuyor.
Piyasadaki diğer entegratörlerden ayrışmanızı sağlayan temel özellik nedir?
Klasik entegratörler teknik bağlantıları kurar ama ön yüzde kullanım kolaylığı sunmaz. Ming farkı burada ortaya çıkıyor. Entegrasyonlar sadece IT’nin değil, tüm çalışanların hayatına dokunuyor. Örneğin 3 bin mavi yaka çalışanı olan bir üretim şirketinde Ming sayesinde izin ve bordro işlemleri tamamen dijitalleşti, yılda binlerce saatlik manuel iş yükü ortadan kalktı. Bu verimlilik yalnızca operasyonel kazanç sağlamıyor; aynı zamanda kâğıtsız süreçlerle çevresel etkiyi azaltıyor, şirketlerin dijital dönüşüm yatırımlarını uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getiriyor.
Ming Chat’i neden geliştirdiniz, kurumlara nasıl bir değer katıyor?
Çalışanların bireysel uygulamalar üzerinden haberleşmesi, kurumları hem KVKK riskine hem de kontrol kaybına açık hale getiriyor. Ming Chat, yüzde 100 KVKK uyumlu, şifreli ve denetlenebilir iletişim altyapısıyla bu riski ortadan kaldırıyor. Ayrıca, mavi yaka için mail adresi açma zorunluluğunu kaldırarak ciddi maliyet avantajı sağlıyor. IDC verilerine göre, bin kişilik bir saha ekibine kurumsal mail hesabı açmak yıllık milyonlarca TL maliyet yaratıyor. Ming Chat bu maliyeti sıfırlarken, aynı zamanda yüksek enerji tüketen mail altyapılarının yükünü de ortadan kaldırıyor. Böylece şirketler güvenli, hızlı ve maliyet-etkin iletişim sağlarken daha çevreci bir işleyişe geçiyor.
Oyunlaştırma (GamifyPro) kurum içi etkileşimi nasıl etkiliyor?
Gallup araştırmalarına göre yüksek bağlılığa sahip şirketlerde üretkenlik ve kârlılık ciddi oranda artıyor. Ming’in GamifyPro modülü bu etkiyi kurumların günlük işleyişine taşıyor. Çalışanlar görevlerini tamamladıkça puan topluyor, bu puanlar bireysel ödüllere ya da toplumsal faydaya dönüşüyor. Örneğin Odi ile yaptığımız iş birliğinde, Ming kullanıcılarının topladığı puanlar üniversite öğrencilerine yemek desteği sağladı. Böylece çalışanlar sadece kendi motivasyonlarını artırmakla kalmadı, toplumsal dayanışmanın da parçası oldu. Bu yaklaşım, kurum kültürünü güçlendirirken şirketlerin sosyal sorumluluk hedeflerini iş süreçleriyle entegre etmesini sağlıyor.
Ming, performans yönetimine nasıl yeni bir bakış getiriyor?
Klasik performans sistemleri yıl sonunda doldurulan formlara dayanır, bu da anlık gelişimi görünmez kılar. Ming bu döngüyü kırıyor. Üretim verileri sisteme anlık akıyor, çalışan performansı hedeflerle günlük olarak karşılaştırılabiliyor. Çalışan kendi gelişimini mobil uygulama üzerinden takip ediyor, yönetim ise performans trendlerini şeffaf şekilde görebiliyor.
Bu sayede performans değerlendirmesi yıl sonu formalitesi olmaktan çıkıyor; günlük motivasyonu artıran, sürekli gelişimi destekleyen bir yolculuğa dönüşüyor. Aynı zamanda kağıt formlar ve manuel kayıtlar ortadan kalkıyor, süreçlerin dijitalleşmesi hem çalışan deneyimini hem şirketlerin çevresel etkilerini olumlu yönde dönüştürüyor.
Gelecek dönem için stratejik vizyonunuzun odak noktaları neler olacak?
Ming’in vizyonu net: Teknoloji sadece süreçleri hızlandırmaz, kurum kültürünü dönüştürür.
Bunun için:
- Ming Chat’i ERP ve HR sistemleriyle tam entegre hale getireceğiz.
- GamifyPro’nun toplumsal fayda boyutunu genişleteceğiz.
- Finans, sağlık, perakende gibi farklı sektörler için özelleştirilmiş entegrasyon çözümleri geliştireceğiz.
Bu adımlar, şirketlerin dijital dönüşümünü sadece verimlilikle sınırlı tutmuyor; daha az kağıt, daha az enerji tüketimi, daha kapsayıcı iş kültürüyle kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerini günlük operasyonların parçası haline getiriyor.