Meetup Istanbul 2023'te neler konuşuldu?

Meetup Istanbul 2023, odağına "Re:" temasını alan ilham verici yolculuğunu Wyndham Grand İstanbul Levent’te tamamladı.

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız ve Pazarlamasyon’un Web 3.0 lansmanının duyurulduğu 23 Ekim gecesiyle başlayan ve "RE" temasıyla gerçekleşen Meetup Istanbul heyecanı 24 Ekim 2023’te Wyndham Grand Istanbul Levent’te sona erdi.

Hakan Akben ve Pazarlamasyon Kurucu ve CEO'su Necip Murat'ın açılış konuşmasıyla başlayan Meetup Istanbul; The Hammers Awards jüri üyelerinden, Türkiye’nin en başarılı pazarlama ekiplerini yöneten liderlerinden (The Hammers Awards Altın Ödül sahipleri) ve New Generation Community üyelerinden gelecek yüzyıla dair düşünce ve temennileri istediğimiz ve ‘Çünkü biz biriz!’  mottosundan yola çıkarak birden çok yapay zekâ teknolojisiyle hazırladığımız “Gelecek yüzyılın manifestosu” konuklara duyuruldu.

Bu yıl 10'uncu kez "Re" teması etrafında; dijital dönüşümde güven ve itibar dinamikleri, küresel ekonomideki yeni dengeler, Web 3.0’ın geleceği, metaverse’ün değiştireceği sektörler, iklim krizi ve sürdürülebilir iş modelleri, sektörlerin dönüşüm gündemleri ve yapay zekâda yeni fırsatlar, toplumsal ve insani yönleriyle ele alındı. 

Etkinlikte gerçekleşen oturumların ve birbirinden değerli ilham veren isimlerin ardından konuşulanların başlıkları ise şöyleydi…

Yokluklar Devrinde Yarattık, Çokluklar Devrinde Acı Çekiyoruz 

Meetup Istanbul'da gündeme taşınan konu başlıklarından ilkini; "Yeni Dünyada İnsan Olmak" sunumuyla Prof. Dr. Sinan Canan gerçekleştirdi. Canlının evrimsel olarak değişim süreçlerini ele alan Canan, sanayi devriminden sonra dünyanın hızla değiştiğinden ve bu değişimle birlikte insaların nasıl yalnızlaştığından bahsetti.

“Gıda çeşitliliğinin en fazla olduğu zamandayız fakat beslenme sorununun en çok olduğu dönemdeyiz. Teknoloji çeşitliliği fazla fakat bize vakit kazandırmıyor.” sözleriyle konuşmasını sürdüren Canan, karar mekanizmasının çeşitliliğin çok olmasıdan kaynaklanan verimsiz çalışmasını ele aldı.

İnsan, teknoloji icat etmeden yaşayamayan bir varlık

İnsanın 300 bin yıllık doğa macerasına değinen Canan, insanı dünyayı değiştirerek hayatta kalan tek canlı olarak tanımladı. İnsanın teknolojiyle gelen yalnızlığını ise, “Kendimizle baş başa kalabileceğimiz yerde 5 milyon insanla beraber kalıyoruz” sözleriyle özetledi.

Hayatı Bir Süzgeçten Geçirip, Bazı Şeylerden Vazgeçmeyi Bilmeliyiz

Sinan Canan’ın keyifli sunumunun ardından sahneyi Akademisyen, Yazar ve Danışman Yüce Zerey "RE:feel >> RE:load" başlığı altında ele alarak “hız”ın yaşadığımız dünyadaki yerine değindi.

Bir Kızılderili atasözü olan "O kadar hızlandık ki, ruhlarımızı geride bıraktık" sözüyle konuşmasına devam eden Zerey, hızın; niceliğin niteliğe, anın zamana, sonucun neden, yüzeyin derinliğe ve unutmanın belleğe karşı kazandığı bir zafer olduğunu dile getirdi. Hız yarışının içindeyken önemli şeyleri gözden kaçırdığımızı söyleyen Zerey, modern iş dünyasında, farklı bir şey yapmanın yolunun yavaşlamaktan geçtiğini vurguladı.

Zerey, farklılıkların ancak yavaşlayarak görüldüğünü ve kendimizi yeniden hatırlamak için okumanın ne denli önemli olduğundan bahsetti. 

Yapay Zekâya Göre Mesleğimin Geleceği Yokmuş

Öğle arasına geçilmeden önce son oturumda yapay zekâ dünyasına atılan ilk adımla sunumuna başlayan Arda Erdik, seyircileri yapay zekânın vaat ettiği gelecekle tanıştırdı.

Konuşmasına ateşin ilk keşfedildi yıllarda insanların ateşin dünyanın sonunu getireceğine inananlar ve dünyayı bir cennete dönüştüreceğini düşünenler olarak ikiye ayrıldığından bahsederek başlayan Erdik, her yeni gelişmenin, o dönemin muhafazakarlarını rahatsız ettiğinden bahsetti.

Günümüzde, benzer bir durumun yapay zekâ teknolojileri için geçerli olduğundan söz eden Erdik, insanların, yapay zekânın dünyayı kurtaracağına inananlar ve mesleklerin sonunu getireceğini öngörenler olarak ikiye ayrıldığıdan bahsetti. Erdik, yapay zekâ teknolojisini şu aşamada ateşin keşfedildiği döneme benzetirken dikkat çektiği bir diğer nokta ise hikâye anlatıcılığının hiçbir zaman sönmeyecek bir ateşe benzetmesi oldu. Erdik, yapay zekâ ve hikâye anlatıcılığı konusunda yeni döneme uygun düşünmenin ve dönüşümün önemine değindi. 

Arda Erdik ile eş zamanlı olarak Re: Focus sahnesinde Prof. Dr. Sinan Canan ve Öğr. Gör. Kılınç Orhan Demir ile “Zihnin Kısayolları” workshop’u devam etti.

Dünya'nın Sınır Noktasındaki Gerçek: Sürdürülebilirlik

Hakan Akben’in moderatörlüğünde gerçekleşen Meetup Istanbul, Dünyanın sınır noktasındaki gerçek: Sürdürülebilirlik paneli ile devam ederken sahneyi; Bosch Home Comfort Group Türkiye & Ortadoğu ve Kafkasya CMO'su Ali Aktaş, Expanscience IC Bölge Direktörü ve Türkiye Genel Müdürü Ahmet Fikret Baltaoğlu ve Akbank Marka ve İletişim Başkanı Beril Alakoç devraldı. 

Müşteri tarafındaki sürdürülebilirlik kanalı ile ilgili sorularını yönelten Akben, konuşmacılara sürdürülebilirlik deneyimlerini ve gelecek dönemdeki sürdürülebilirlik trendlerine dair bizleri neler beklediğini sordu.

Sürdürülebilirlik konusunu her zaman odak noktası olarak belirlediklerinden bahseden Bosch Home Comfort Group Türkiye & Ortadoğu ve Kafkasya CMO'su Ali Aktaş, tepedeki vizyon olarak gördüğü sürdürülebilirlik fikrinin diğer taraftan ayaklarının yere basmasının büyük önem taşıdığından bahsetti.

Tüketimde sürdürülebilirlik hakkında konuşmasına devam eden Aktaş, Türkiye’nin Avrupa’ya kıyasla sürdürülebilirlik gündeminin farklı olduğuna fakat bu alandan hiçbir zaman vazgeçmemek gerektiğine değindi. Aktaş kanunlarla yaratılmaya çalışılan sürdürülebilirlik bilincinin, firmalarla etkileşimli olarak yürütülmesi gerektiğinin gerekliliğine dikkat çekti. 

Sürdürülebilirlik kavramının son 10-15 senedir popülerlik kazanmasıyla bu işi gerçek manada samimi olarak yapan firmaların da çok olduğuna değinen Expanscience IC Bölge Direktörü ve Türkiye Genel Müdürü Ahmet Fikret Baltaoğlu, firmaların bu noktada daha çok enerji alanına yöneldiklerinden söz etti.  “Dünyanın en iyi şirketi değil dünyaya en iyi şirket.” Fikrinin ön planda olması gerektiğine inanan Baltaoğlu, rejeneratif yaklaşım içerisinde olmanın öneminden bahsetti. Bu noktada ürünlerinin tamamının dönüştürülmüş olduğuna dikkat çeken Baltaoğlu, karbon emisyonlarını düşürmek için sevkiyatlarda daha az yer kaplayacak ambalajlar üzerinde çalıştıklarını da not düştü.

Oturum tüm hızıyla devam ederken Akbank Marka ve İletişim Başkanı Beril Alakoç, sadece enerji anlamında değil sanat, girişimcilik alanlarında da sürdürülebilirliğin önemine işaret etti.

Girişimcilik ekosistemine verdiklerini önemden kısaca bahseden Alakoç, Akbank’ın sanat tarafında da sürdürülebilir projelerinden söz etti. Alakoç, Akbank olarak değişim ve gelişim alanında fark yaratmayı planladıklarını ve bu noktada “Şehrin İyi Hali” projelerinde gençleri ve STK’ları bir araya getirerek gençlere odaklandıklarını söyledi.

Markayla Manevi Bağ Kurmak Tüketiciyi Anlamaktan Geçer

Yeni Dünyada Sürdürülebilirlik oturumunun arından sahneyi, "Veri ve Gelecek" sunumuyla Hopi Ürün Yönetimi, Pazarlama ve CRM'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gül Sağır Aydın devraldı.

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayayıp kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’e teşekkür ederek oturuma başlayan Aydın, son günlerde popüler olan Mark Zuckerberg ve Elon Musk arasındaki çekişmeye dikkat çekerek sunumuna heyecan kattı. Elon Musk’ın “Yapay zekâ insanoğlunun varlığına yönelik en temel risk” ve Mark Zuckerberg’in “Yapay zekâ ile inşa ettiklerinle dünya daha iyi hale gelir.” yaklaşımlarını kıyaslayarak dinleyicilere hangi yaklaşıma inandıklarını sordu. 

İkilinin arasındaki tartışmayı ele alan Aydın, veri analitiği oluşturmak için konuklara çeşitli sorular sordu. Bu yanıtlardan yola çıkan Aydın, son yıllarda marka iletişiminde müşterinin kazandığı öneme değindi. Sadakat sistemlerinden sonra ortaya çıkan hiper kişiselleştirme ile veri mühendisliğinin kazandığı önemi, Pazarlamasyon’un Kurucu ve CEO’su Necip Murat’a sunumunda yer vererek örnekler üzerinden ele aldı.

Aydın, müşteriyi belli kalıplar içinde genellemenin satış ve pazarlamayı nasıl olumsuz etkilediğini aktardı. Başarı için ise artık veri, veri temelli pazarlama, sadakat gibi unsurlarla derin bir analiz sürecine girmek ve alışveriş yolculuğunu kişiye özel haritalamanın şart olduğunun altını çizdi.

RE-Branding: Geleceğe Dönüş

Pandeminin Flormar için dönüm noktası olduğundan bahseden Flormar İletişim ve Kreatif Direktörü Gökçen Akyol Yamaner, bu dönemde, tüketicilerin tüketim alışkanlıklarının büyük ölçüde değiştinden söz etti. 

Pandemi döneminde gerçekleşen bu değişimi görmek için çeşitli araştırmalar yaptıklarına dikkat çeken Yamaner, pandemi öncesi kozmetik ürünlerini genellikle başkalarına iyi görünmek amacıyla kullanan kadınların, pandemi sonrasında bu ürünleri kendi ruh hallerini yükseltmek için kullandıklarınına dair sonuçları paylaştı. Yamaner bu araştırmadan yola çıkarak Flormar’ın hedef kitlesini "ruh halini yükseltmek isteyen kadınlar" olarak değiştirdiğini ve Flormar’ın bu değişimle birlikte gelen kampanya sürecini dinleyicilere aktardı. 

Flormar İletişim ve Kreatif Direktörü Gökçen Akyol Yamaner'le eş zamanlı olarak Re:Focus sahnesinde, Aykut İbrişim, Uraz Kaspar ve Emir Sanlı ile Podcast Pazarlamasaı workshop'u devam etti.

Ses; Geçmişten Bugüne Kitlelerin Birleştirici Gücü

MTV’nin yayın hayatına başladığı şarkıyla dinleyicileri 80’lerin başına götüren Karnaval Media Group CEO'su Burak Can, o dönemlerde video oynatıcıların ortaya çıkmasıyla birlikte “ses”in tarihe karışacağını söyleyenmesi fakat yeni teknolojilerle birlikte “ses”in tarihe karışmak yerine dönüşerek geliştiğini ele aldı.

Karnaval’ın bugün geldiği noktada YouGow ile “Türkiye’de Dijital Ses Dinleme Araştırması”nı gerçekleştirdiklerinden bahseden Can, Türkiye’de dikkat çeken dijital ses oranlarını kullanıcılara aktardı. Türkiye’de dijital dinleme ses oranı yüzde 74 olduğundan bahseden Can, sebebini ise dinleyicilerin sese olan güveni olarak gösterdi. Can, günümüzde  radyo dinleme sebepleri arasında ise; radyonun hazır bir akış sunması, yeni şarkılar keşfetmeye olanak sağlaması ve insanların güncel kalma isteği olarak örneklendirdi.

Yapay zekâ uygulamaları sesin önündeki son engelleri de kaldırdığına dikkat çeken Can, konuşmasının bir kesitini yapay zekâ yardımıyla farklı dillere çevirerek dinleyicilere sundu.

Reklamlar ve Aboneliklerin Ötesine Geçmek: Earnify ile Pazarlamasyon'un Web3 Sıçraması

Dönüşüm Tasarımcısı & Web3 Ekonomisti & Yapay Zeka Mentörü & Dijital Dönüştürücü Ali Erhan Tamer, kuşakların değiştikçe değerlerin de değiştiğinden söz etti. 2025 yılında Z ve Alfa kuşaklarının söz sahibi olacağını öngören Tamer, yeni nesilde geleneksel para birimlerine olan ilginin azaldığından bahsetti. Tamer, yeni neslin sadece alışveriş yapmak gibi tek taraflı bir eylem yerine markaların kararlarında etkili olmak gibi istekleri olduğunun altını çizdi. 

Z kuşağında gizliliğin önemine dikkat çeken Tamer, anonim olmanın geleneksel Web 2 platformlarında mümkün olmadığını ancak bu noktada Web 3 devriminin yeni internet kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşıladığına dikkat çekti. 

Pazarlamasyon’un da Web 3 dünyasına girerek yeni bir kullanıcı deneyimi sunacağından bahseden Tamer, Bitexen, Slash ve Pazarlamasyon işbirliğinden bahsetti. Etkinlikte ön satışı başlayan PZYON Token, dakikalar içinde tükendi! 

PZYON Token'ın sunduğu ayrıcalıklarla ilgili gelişmeleri de ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağız.

CMO'nun Ajandası: 2024'te Bizi Neler Bekliyor?

Ali Erhan Tamer'in farkındalık yaratan sunumunun ardından sahne; Ankaref İnovasyon CMO & Start-up Mentörü Aysun Karabıyık Sarıkaya moderatörlüğünde, "CMO'nun Ajandası: 2024'te Bizi Neler Bekliyor?” başlığıyla Arzum Ticaretten Sorumlu Genel Müdür & Co-CEO'su Serhan Giray, DP Eurasia Pazarlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı Pınar Lafçı Togay ve Logo Grup Chief Marketing & Customer Experience Officer Begüm Arş Türk'ü ağırladı.

Ankaref İnovasyon CMO & Start-up Mentörü Aysun Karabıyık Sarıkaya’nın “Değer yaratan marka olmak” sorusuyla başlayan oturum panelinde mikrofonu ilk olarak Logo Grup Logo Grup Chief Marketing & Customer Experience Officer'ı  Begüm Arş Türk aldı.

IPSOS’un araştırma sonuçlarını dinleyicilerle paylaşan Türk, tüketicilerin yüzde 51’inin sürdürülebilirliği bilmediğinden, bilenlerin yüzde 65’inin ise bu konuda ne yapması gerektiğini bilmediğinden söz etti. Markaların bu noktada farkındalık yaratması gerektiğinden söz eden Türk, belirli araştırmalarda anlam skalasının yükseldikçe gelirin de yükseldiğine dikkat çekti. 

Anlamı nasıl yaratacağız sorusunda; kolektif fayda ve kişisel fayda kavramlarına değinen Türk, Logo Yazılım’ın bu konudaki faaliyetlerinden bahsetti.

Öte yandan 2020 yılında halka arz olduklarından bahseden Türk, Arge harcamalarına odaklandıklarını, penetrasyon konusunu takip ettiklerini, platform ekonomisinde müşteriyle ilişkiyi kurabilecek bir platform kurma konusunda hassas davrandıklarını ve tüm bunların Logo Yazılım’a halka arz ile beraberinde geldiğinden söz etti.

Dominos olarak sistemin sürdürülebilirliğine ekosistem olarak baktıklarını söyleyen DP Eurasia Pazarlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı Pınar Lafçı Togay, sürdürülebilirliği hem B2B hem de B2C olarak ele aldıklarına dikkat çekti. 

Sistemin sürdürülebilirliğini veya verimliliğini, değer yaratmada bir anı özelleştirmeye çalışmak olarak baktıklarını dile getiren Togay, öte yandan fonksiyonel fayda anlamında Dominos için anlam yaratan bir diğer noktanın zaman kavramı olduğuna dikkat çekti.  Zamanın doğru kullanılmasının Dominos açısından önemine değinen Togay, sürdürülebilirlik açısından da esas bir nokta olduğunun altını çizdi. Togay, markanın vaadini de sürdürülebilirliği de bu odakla sürdürdüklerinden bahsetti.

2022 yılında ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınladıklarından söz eden Arzum Ticaretten Sorumlu Genel Müdür & Co-CEO'su Serhan Giray, sürdürülebilirlik konusunun görmezden gelinemeyecek kadar önemli olduğunun altını çizdi. “Esas tartışılması gereken konunun bu değişimi nasıl sağlayacağız sorusu olmalıdır.” diyen Giray, sürdürülebilirlik raporunda bu konuya ve daha fazlasına değindiklerinden bahsetti. Arzum’un, ürünlerini sürdürülebilirlik açısından nasıl daha iyi geliştirebiliriz sorusuna odaklandıklarını söyleyen Giray, yaşadığımız dünya için bunun ne denli önemli olduğunun altını çizdi. 

Sürdürülebilirlik işinin hem kural koyucular hem de firmalar tarafından ortak çalışma halinde yürütülmesi gerektiğine inanan Giray, kriz dönemlerinde de markaların sürdürülebilir bir tavır izleyerek bu dönemden çıkmak için süreye odaklanmaları gerektiğinden bahsetti.

CMO'nun Ajandası: 2024'te Bizi Neler Bekliyor? oturumu ile eş zamanlı olarak Re: Focus sahnesinde Ozan Öke ile "Generative AI ile Geleceğin Yaratıcılığı" workshop'u devam etti.

Veri Analitiği ve Mutfak Sırları

CMO’nun ajandasını inceledikten sonra TAB Gıda CMO'su Caner Alpaslan "Veri Analitiği ve Mutfak Sırları" konulu sunumuyla sahnede yerini aldı.

Yemek sektörünün sürekli olarak değişim sürecinde olduğunun altını çizen Alpaslan, yemek alanında yaşanan devrimleri ele aldı. Ateşin keşfinden başlayan yemeğin mutfak yolculuğunda, günümüzde geldiği noktada biyolojik ihtiyaçtan çok beklentileri karşılamayı amaçlayan bir araç haline geldiğini söyleyen Alpaslan, günümüzde yemeğin ihtiyaca göre sunulduğunu, bireylerin zaman kazanma ihtiyacını karşılayan fast food örneğini vererek devam etti.

Alpaslan, dijitalleşen çağda restoranların işlerini veriyle yönlendirmeleri gerektiğine dikkat çekti. TAB Gıda olarak menülerini müşterilerinden edindikleri verilere dayalı olarak tasarladıklarını söyleyen Alpaslan, TAB Gıda’yı ayrıca bir anlamda veri şirketi olarak tanımladıklarından bahsetti.

Medyanın ve İçerik Pazarlamasının Dönüşümü

Caner Alpaslan'ın ardından, Meetup Istanbul'da sahneyi, "Medyanın ve İçerik Pazarlamasının Dönüşümü" sunumuyla BluTV CMO'su Merve Naz Atmaca Özdurak ve Okan Bayülgen devraldı.

Medyanın geleceği, şimdiki durumu ve içerik dünyasında bizleri nelerin beklediğinden bahsedilen oturumda, BluTV CMO’su Merve Naz Atmaca, RTÜK verilerinden bahsederek başladı. Atmaca, ülkemizde günlük TV izleme süresini ve araştırma şirketleri tarafından internette geçirdiğimiz süreyi ortaya koyan çarpıcı verileri dinleyicilerle paylaştı. 

Türkiye'deki verilerin gerçekçi sonuçlar ortaya koyduğunu düşünmediğini belirten Bayülgen, verilerin konvansiyonel medya açısından izleme alışkanlıklarına ve teknolojiye göre fark gösterdiğine değindi. Bugünün en önemli konusunun ortak bir ekrana bakmamak olduğunun altını çizen Bayülgen, o dönemlerde toplumun izleme alışkanlıklarını nasıl takip ettiklerine değindi. 

Bayülgen’in, streaming platformlarından biri olarak sektördeki rekabeti değerlendirmesini istemesi üzerine Atmaca, işin özünün hikâye anlatıcılığından geçtiğinden söz etti. Platformda, bu toprakların hikâyelerini anlattıklarından söz eden Atmaca, platformlar arası rekabetin sağlıklı olduğunun da altını çizdi. 

Atmaca’dan sözü devralarak günümüz içerik anlayışına katılmadığını belirten Bayülgen, bugün bir içerik obezitesi içerisinde olduğumuzdan bahsetti. Sürekli tüketilmek üzere içerik üretildiğini fakat bu içeriklerin arasında iyi işlerin kaybolmasını eleştiren Bayülgen, bir süre sonra iyi işlerin hiç kimseyi ilgilendirmeyecek duruma geleceğine dair öngörüde bulundu.

Perakendede Sadakat Yolculuğu

Medyanın ve İçerik Pazarlamasının Dönüşümü oturumunun ardından sahneyi, Migros Müşteri Deneyim Stratejileri ve Pazarlama İletişimi Direktörü Sinem Serdar aldı. 

Sinem Serdar söze, Migros Türkiye'nin semt semt dolaşan seyyar satış kamyonlarından online alışverişe kadar uzan ilham verici hikayesine değinerek başladı. Konuşmasını sürdürülebilirlik odağında gerçekleştiren Serdar, bu kavramı toplumdan aldığını topluma geri vermek olarak gördüğünü belirtti. Çok satış yapmanın önemli olmadığını belirten Serdar, asıl değerli olanın ileriyi ve memleketi düşünerek satmak olduğunu vurguladı.

Serdar, perakende tarafında değerlendirdiklerinde, markalar için müşteri sadakatinin eskisi kadar güçlü olmadığının, bu dönemde hızın önem kazandığının altını çizdi. 

Tüketicinin cüzdanının ekonomik sürdürülebilirliğini düşünmenin Migros için önemli olduğundan söz eden Sinem Serdar, “One Stop Shop” mantığında, tüketicinin ihtiyacını giderebilmenin ve bunu sürdürülebilir ürünlerle yapmanın Migros için önemini vurguladı.

Peki Şimdi Ne Tarafa? 

Sinem Serdar ile çıktığımız perakendede sadakat yolculuğunun ardından sahneyi FutureBright Group Kurucu Ortağı Akan Abdula devraldı. Satın almada referans noktamız olan beynimizin bu süreçte kullandığı referansları ele alan Abdula, enflasyonun yüksek olduğu bu dönemde, tüketiciler için "ucuz" ve "pahalı" referanslarının belirsizliğini ele aldı. 

Akan Abdula, 2024’te, büyük ve karşılaştırmalı indirimlerin önemli bir rol oynayacağına dair öngörüde bulundu. Abdula, tüketiciler için neyin ucuz veya pahalı olduğunu anlamaları adına yeni referans noktaları sunmak gerektiğinden bahsetti. 

Dijital Dönüşüm. Sırada Ne Var?

İlham veren konuşmacılarıyla bu yıl da konuklarını ağırlayan Meetup Istanbul sahnesi son olarak “Dijital Dönüşüm. Sırada Ne Var?” oturumuyla Strateji 42 Kurucu Ortağı Hasan Başusta’yı ağırladı. Başusta, şirketlerin teknolojiyle insanın uyum içinde çalışamamasından ve tüm süreçlerde müşteri ile yürüyememekten bulundukları şikâyeti konu alarak, çözümün otomatikleştirilmiş sistemlerde olduğuna işaret etti. 

Şirketlerin dijital dönüşüm elçilerine ihtiyacı olduğunu dile getiren Başusta, bu ihtiyacın giderilmemesinin sonucu olarak, dijitalleşme sürecine başlayan şirketlerin yalnızca yüzde 16'sının başarılı olduğunu aktardı. 

Meetup Istanbul'un ardından Pazarlamasyon Kurucu ve CEO'su Necip Murat'ın sunumuyla The Hammers Awards kazananları; 4 ana kategori ve 64 alt kategoride ödüllerine sahip oldu.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir