
Kahve kategorisinde değişen tüketici alışkanlıkları, dijital kanalların artan önemi ve yapay zekâ destekli pazarlama uygulamaları, markaların öncelikli gündemleri arasında yer alıyor. Bu doğrultuda, influencer pazarlamasından perakende medyaya, veri kullanımından içerik stratejilerine kadar pek çok alanda yenilikçi adımlar atan Versuni, kahve kültürünü dijitalde yeniden konumlandırıyor. Şirketin dijital yatırımlarını, kahve kategorisinde tüketiciyle kurduğu bağı ve güncel kahve trendlerinin içerik stratejilerine yansımalarını, Versuni Türkiye Media & Digital Marketing & E-com Excellence Lead’i Burcu Vural ile konuştuk.
Son dönemde markanızın dijital yatırımlarında hangi alanlara özellikle odaklanıyorsunuz?
Dijitalleşme bizim için artık bir trend değil; markamızı geleceğe taşıyan en kritik itici güç. Bu nedenle yatırımlarımızı çok yönlü ve stratejik şekilde planlıyoruz. Son dönemde özellikle influencer pazarlaması, perakende medya, yapay zekâ ve veri kullanımı gibi alanlara yoğunlaştık.
Influencer pazarlamasında klasik yaklaşımların ötesine geçerek, bu alanı medyanın güçlü bir ayağı olarak konumluyoruz. Yatırımlarımızı medya metrikleriyle detaylı şekilde değerlendiriyor, performans odaklı bir ekosistem kuruyoruz.
Perakende medyada ise yenilikçi reklam modelleri ve görsel deneyimler üzerine çalışıyor, tüketiciyle temas noktalarında daha etkili çözümler geliştiriyoruz.
Yapay zekâyı optimizasyondan görsel ve fikir üretimine kadar birçok alanda entegre ederek, süreçlerimizi daha verimli hale getiriyoruz.
Veri tarafında ise özellikle yerel paydaşlarla işbirliği yaparak hedefleme teknolojilerine odaklanıyor, kampanyalarımızda test ve öğrenme yaklaşımıyla verimliliği artırıyoruz.
Tüm bu yatırımların temel amacı, tüketicimize daha iyi bir deneyim sunmak ve medya kullanımını markamızın hedefleri doğrultusunda daha etkin hale getirmek.
Kahve gibi günlük hayatın merkezinde olan bir kategoride, tüketiciye ulaşmak için dijital kanalları nasıl konumlandırıyorsunuz?
Kahve bizim için yalnızca bir içecek değil; evlerde kurulan ritüelin bir parçası. Evde geçirilen zamanın artmasıyla bu ritüel daha da kişiselleşti. Biz de “Kendi evinin baristası ol” mesajımızı LatteGo serisiyle dijitalde güçlü bir şekilde sahiplendik.
Sosyal medya içeriklerimizde soğuk kahve tariflerinden kullanıcı deneyimlerini teşvik eden mikro içeriklere kadar geniş bir yelpazeyle kahve kültürünü dijitale taşıyoruz. Dijital kampanyalarımızda sosyal medya ve perakende medyayı entegre ederek tüketiciyle bütünleşik bir deneyim sunuyoruz. Yazın gerçekleştirdiğimiz “LatteGo ile Havan 5500” kampanyası bunun başarılı örneklerinden biri oldu. Özellikle son iki yıldır düzenli olarak yürüttüğümüz bu kampanyalar sayesinde soğuk kahve aramalarında ciddi bir artış gözlemliyoruz.
Influencer işbirlikleriyle LatteGo makineleriyle hazırlanan özel tarifleri ve menüleri paylaşarak, tüketicilerin kahveyle olan ilişkisini daha renkli ve kişisel hale getiriyoruz.
Kahve, kültürel ve sosyal açıdan da güçlü bir bağ kuruyor. Markanız bu bağı dijitalde nasıl hikâyeleştiriyor?
Kahve artık yalnızca bir içecek değil; sosyalleşmenin ve kişisel ritüellerin vazgeçilmez bir parçası. Elimizdeki güncel araştırma verileri bu dönüşümü net şekilde ortaya koyuyor. 18-34 yaş grubu için kahve “ilham ve sosyalleşme” anlamı taşırken, 35-44 yaş grubu için “enerji, odaklanma ve kişisel konfor alanı” sunuyor. Yaş ilerledikçe kahve, bir “ritüel ve günlük keyif” aracına dönüşüyor.
.jpg)
Kadınlar için kahve daha çok keyif, konfor ve duygusal paylaşım aracı olarak öne çıkarken; erkekler için odaklanma ve enerji artırıcı bir araç olarak konumlanıyor. “Dedikodu kahvesi” ve “dertleşme kahvesi” gibi ifadeler, kahvenin sosyal bağ kurma gücünü gösteriyor.
Bu içgörüler dijital iletişim stratejilerimizi şekillendiriyor. Influencer işbirlikleriyle tüketicilerin kendilerinden bir parça bulabilecekleri içerikler üretiyor, kahve ritüelini LatteGo ile nasıl kişiselleştirebileceklerini gösteriyoruz.
Sosyal medya iletişimimizde farklı personalara özgü içerikler üreterek mesajlarımızı hedef kitleye özel hale getiriyor, dikkat çekici ve etkili bir anlatım sunuyoruz.
Son dönemdeki kahve tüketim trendleri neler ve bu trendler sizin içerik ve kampanyalarınıza nasıl yansıyor?
Türkiye’de kahve tüketimi hızla dönüşüyor. Türk kahvesinin yanı sıra espresso bazlı içecekler günlük rutinin parçası haline geldi. En çok tercih edilen kahve çeşidi açık ara Americano (%58,3), ardından Espresso (%34,1) ve Latte (%32,3) geliyor.
Sıcak kahve tercihlerinde sade seçenekler öne çıkarken, soğuk kahve tüketiminde sütlü alternatifler daha çok tercih ediliyor. Bu da pazardaki çeşitlilik talebini doğruluyor.
Philips’in tek tuşla 20 farklı sıcak ve soğuk kahve sunan LatteGo 5500 gibi ürünleri, tüketicinin ruh haline ve damak zevkine uygun kişiselleştirilmiş deneyim talebine doğrudan yanıt veriyor. Biz de içeriklerimizde bu içgörüleri işleyerek tüketiciyle daha anlamlı bağlar kuruyoruz.
Evde kahve hazırlama deneyimi son yıllarda büyük bir ivme kazandı. Sizce tüketicilerin bu alışkanlığı dijital dünyada nasıl bir anlatıya dönüşüyor?
Evde kahve hazırlama artık yükselen bir trend değil; dijital dünyada güçlü bir anlatıya dönüşmüş durumda. Bu anlatının merkezinde “evde barista olmanın keyfi” yer alıyor.
Yaptığımız araştırmalarda katılımcıların yüzde 45’i kahvelerini evde içtiklerini belirtiyor. Kahve tüketim anları arasında kitap okurken, dizi/film izlerken ve akşam uyumadan önce gibi ev içi aktiviteler öne çıkıyor.
Evde kahve tüketiminin artmasıyla birlikte kahve köşesi oluşturma ve kahveyle içerik üretimi de yaygınlaştı. Pinterest Predicts raporuna göre “kahve köşesi dekoru” aramaları yüzde 145 artmış durumda. Instagram ve TikTok’ta kahve tarifleri ve kahve köşeleriyle ilgili on binlerce içerik paylaşılıyor.
Tüketicilerimiz TikTok ve Instagram’da kendiliğinden zengin içerikler üretmeye başladı. Hashtag’ler aracılığıyla birbirleriyle etkileşime geçiyorlar. Bu kategoride User Generated Content (UGC) gücünü net şekilde göstermeye başladı.
Yapay zekâ, veri analitiği veya influencer marketing gibi araçları pazarlama stratejilerinizde nasıl kullanıyorsunuz?
Yapay zekâ, veri analitiği ve influencer marketing, pazarlama stratejilerimizin temel yapı taşları arasında yer alıyor.
Yapay zekâyı kampanya optimizasyonundan görsel ve içerik üretimine kadar birçok alanda kullanıyoruz. Özellikle tüketici davranışlarını analiz ederek daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak için AI destekli çözümler geliştiriyoruz.
Veri analitiği tarafında lokal iş ortaklarıyla çalışarak hedefleme teknolojilerini test ediyor, kampanyalarımızda verimlilik ve etkinliği artırmaya odaklanıyoruz.
Influencer marketing’de ise klasik yaklaşımların ötesine geçerek, medya metrikleriyle ölçümlenen, performans odaklı bir sistem kurduk. Influencer’ları yalnızca içerik üreticisi değil, medya yatırımlarımızın stratejik bir parçası olarak konumlandırıyoruz.
.jpg)
Tüketici yolculuğunda çevrimdışı (festival gibi) ve dijital deneyimleri nasıl birbirine bağlıyorsunuz?
Tüketici yolculuğunda çevrimdışı ve dijital deneyimleri bütünsel bir şekilde ele alıyoruz. Dijital kampanyalarımızda oluşturduğumuz içerik ve mesajları, fiziksel etkinliklerde de sürdürülebilir hale getiriyoruz.
Örneğin, LatteGo ile gerçekleştirdiğimiz yaz kampanyasında dijitalde oluşturduğumuz soğuk kahve tarifleri ve içerikleri, festival alanlarında deneyimlenebilir hale getirildi. Influencer’ların dijitalde paylaştığı tarifler, fiziksel etkinliklerde canlı olarak sunuldu.
Bu yaklaşım sayesinde tüketiciye hem dijitalde hem fiziksel dünyada tutarlı ve bütünleşik bir marka deneyimi sunuyoruz. Dijitalin gücünü fiziksel temas noktalarıyla birleştirerek, marka hikâyemizi daha etkili şekilde anlatıyoruz.