“İlk”lerin kredi kartı Bonus 25 yaşında

Bonus’un pazarlama vizyonunu, teknolojik ilklerini ve gelecek planlarını (GÖSAŞ) Garanti BBVA Ödeme Sistemleri - Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ulaş Erdur ile konuştuk.

2000 yılında “Türkiye’nin ilk harcadıkça kazandıran kredi kartı” olarak yola çıkan Bonus, çeyrek asırlık yolculuğunda inovasyondan pazarlamaya, müşteri deneyiminden sürdürülebilirliğe uzanan ilklerle sadece bir kart değil, çok markalı bir ödeme ekosistemi ve kültürel bir simgeye dönüştü. Bonus’un pazarlama vizyonunu, teknolojik ilklerini ve gelecek planlarını (GÖSAŞ) Garanti BBVA Ödeme Sistemleri - Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ulaş Erdur ile konuştuk.

Bir ödeme aracından çok daha fazlası

Garanti BBVA’nın çıktığı ilk günden itibaren ödeme sistemlerinde yeni bir devir başlatan kredi kartı Bonus, bu sene 25’inci yaşını kutluyor. Bonus, 2000 yılında Garanti BBVA öncülüğünde Türkiye’nin ilk “harcadıkça kazandıran” kredi kartı olarak hayata geçtiğinde, sadece teknik bir yenilik değil; kullanıcıya değer önerisi sunan bir anlayışı temsil ediyordu. Kredi kartlarının alışverişin sonunda ödül sunan değil, alışverişi planlarken müşteriye değer sağlayan bir araç haline gelmesini mümkün kıldı.

“Bedavası en bol kredi kartı” mottosuyla çıktığı bu yolculukta, Bonus, zamanla bir karttan fazlasına dönüştü. Bonus, kendine özgü ikonik yeşil rengi peruğu, akılda kalan Bonus markasına özgü reklam jingle’ı ve ünlü reklam yüzleriyle sadece bir finansal ürün değil, aynı zamanda Türkiye’de bir kültürel ikon haline geldi.

Türkiye’nin ilklerine imza atan kredi kartı

Garanti BBVA’nın ödeme sistemleri şirketi GÖSAŞ’ın Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ulaş Erdur’a göre bu başarı, “yalnızca bir ürün değil, uçtan uca tasarlanmış bir ekosistem sunma” vizyonunun sonucu.

Erdur, bu yolculukta öne çıkan dönüşümleri şöyle özetliyor: “Türkiye’nin ilk çipli kartı, ilk temassız ödeme çözümü, ilk şeffaf ve çevreci kartı derken her dönemin ihtiyacına önceden cevap veren bir marka olduk.”

Bonus’un platforma dönüşen yapısı

Bonus’un sektöre en büyük katkılarından biri, çok bankalı yapısı oldu. Sadece Garanti BBVA müşterileriyle sınırlı kalmayarak başka bankaların da dahil olduğu bir modelle büyüyen Bonus, erişimi demokratikleştirdi. Bu yapı, rekabeti teşvik ederken pazarda müşteri lehine standartların yükselmesine de katkı sağladı.

Bugün Bonus, sekiz bankayla birlikte yürüttüğü çok markalı yapısıyla 18 milyonu aşan kullanıcıya ulaşarak Türkiye’de her üç kredi kartı kullanıcısından birinin tercihi hâline geldi. 600 bini aşkın üye iş yeri ile her gün milyonlarca işlemi gerçekleştiriyor.

Ulaş Erdur, Türkiye’nin ödeme sistemleri açısından en önemli kilometre taşlarından birinin Bonus’u çok bankalı bir yapıya dönüştürmeleri olduğunu vurguluyor: “Sadece Garanti BBVA müşterilerinin değil, 8 farklı bankanın müşterilerinin de Bonus fırsatlarından faydalanmasını sağladık.”

Dijitalleşmenin lokomotifi: BonusFlaş

Bonus’un 25 yıllık tarihinde dijitalleşme, sadece bir adaptasyon alanı değil; temel bir strateji haline geldi. Bonus’un dijital başarı hikâyesinin merkezinde ise Garanti BBVA’nın geliştirdiği mobil cüzdan uygulaması BonusFlaş yer alıyor. Garanti BBVA’nın teknolojide öncülük vizyonunun somut çıktılarından biri olan BonusFlaş uygulaması, 2015 yılında Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı olarak hayatımıza girdi. Bugün milyonlarca kullanıcın kullandığı mobil uygulama BonusFlaş, yalnızca bir kampanya bildirim uygulaması değil, kullanıcıların harcamalarını yönettiği, ödeme yaptığı ve avantajları takip ettiği kişisel bir dijital asistan.

Yılda 100 milyonun üzerinde kampanya katılımının bu platform üzerinden gerçekleştiğini belirten Erdur, “BonusFlaş, kullanıcı deneyimini dijitalde yeniden tanımladı. QR ve mobil temassız ödeme seçenekleriyle fiziksel kart taşıma zorunluluğunu ortadan kaldırırken, GarantiPay ile e-ticaret işlemlerinde güvenli ve hızlı alışveriş deneyimi sunuyoruz,” diyor.

Yapay zekâ ve kişiselleştirme ile tanımlanan yeni dönem

BonusFlaş, gelecekte bir “süper uygulama”ya evrilmeye aday. Bonus’un gelecek vizyonunun kalbinde ise yapay zekâ destekli kişiselleştirme yer alıyor. Erdur, yapay zekâ destekli kampanya motorları ve anlık önerilerle kullanıcı deneyimini daha da kişiselleştirme hedefinde olduklarını belirtiyor: “Yapay zekâ, artık pazarlama için değil, kullanıcı için çalışan bir zihin haline geldi. Kullanıcının hayatına doğrudan dokunan içgörüler üretip, o kişinin finansal yolculuğuna rehberlik ediyoruz. Bonus’un geleceği, öneri sunan, yönlendiren, hiper-kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak üzerine kurulu.”

Bu strateji yalnızca harcamaya değil, tasarrufa ve finansal farkındalığa da alan açıyor. BonusFlaş üzerinden sunulması planlanan bütçeleme ve harcama analizi araçları da bu yaklaşımın bir parçası.

Güvenlikte yeni standartlar: Biyometrik kartlar ve dinamik CVV

Ödeme sistemlerinde dijitalleşme ilerlerken, güvenlik konusu Bonus’un inovasyon gündeminde her zaman öncelikli oldu. Bu doğrultuda Garanti BBVA ve GÖSAŞ, 2024 yılında Bonus Platinum Biyometrik Kredi Kart’ını kullanıcılarla buluşturdu. Bu kart ile tüm tutarlardaki ödemeler yalnızca parmak iziyle, şifreye gerek olmadan güvenli bir şekilde yapılabiliyor. 2025’te ise Bonus Platinum Dinamik Kredi Kart’ı devreye alındı. Kartın arkasında yer alan dijital ekran sayesinde CVV kodu saatte bir otomatik olarak değişiyor ve böylece internet alışverişlerinde en yüksek düzeyde güvenlik sağlanıyor.

Ulaş Erdur, bu teknolojik yeniliklerin önemine şu sözlerle dikkat çekiyor: “Geleceğin ödeme sistemleri fiziksel temas kadar, görünmez güvenliğe dayanacak. Biz bunu şifreyi ortadan kaldırarak ve sürekli güncellenen CVV yapısıyla kullanıcıyı koruyarak bugünden inşa ediyoruz.”

İkonik Bonus’un marka hafızası: Peruğuyla hatırlanır, jingle’ıyla sevilir

Bonus’un akılda kalıcılığı yalnızca sunduğu avantajlardan ya da teknolojik ilklerden kaynaklanmıyor. Marka aynı zamanda Türkiye’de ödeme sistemleri sektöründe kültleşmiş pazarlama örneklerinden biri. Yıllar içinde farklı dönemlerde kullanılan reklam jingle’ları, ünlü reklam yüzleri ve elbette Bonus’un ikonik yeşil rengi ve peruğu, onu yalnızca bir finansal ürün değil, aynı zamanda muazzam bir pazarlama başarısı haline getirdi.

Ulaş Erdur bu durumu şöyle açıklıyor: “Biz Bonus’u sadece bir kredi kartı değil, bir karakter olarak konumladık. Tüketiciyle duygusal bağ kurabilen markalar, yalnızca tercih edilen değil, aynı zamanda sahiplenilen markalardır. Bir markayı süreklilik, zihinlerde yer eden bir kimlik ve yenilikle beslerseniz; o marka sadece tercih edilen değil, sevilen bir markaya dönüşür.” Bonus’un Türkiye’nin en sevilen kredi kartı seçilmesi işte bu bağın sonucudur.”

Nitekim 9 yıl üst üste “Türkiye’nin Lovemark’ları” araştırmasında en sevilen kredi kartı seçilen Bonus, aynı zamanda “Türkiye’nin En İtibarlı Kredi Kartı” unvanını da taşıyor.

Karttan öte bir değer: Sürdürülebilirlik ve sosyal fayda vizyonu

Bonus’un 25 yıllık tarihinde çevresel ve toplumsal fayda hedefi de her zaman gündemde oldu. Garanti BBVA’nın sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda Türkiye’nin ilk çevreci kredi kartını piyasaya sunan Bonus, bu alandaki öncülüğünü çevre dostu kart üretimi, e-ekstreye geçiş kampanyaları ve dijital slip uygulaması ile pekiştirdi.

“Bugün plastik kullanımını azaltmak kadar, kullanıcıyı çevre dostu seçimlere teşvik etmek de sorumluluğumuz,” diyen Erdur, Bonus’un sadece bireysel fayda değil toplumsal etki yaratma misyonuna da sahip olduğunu vurguluyor.

Geleceğin Bonus’u: teknolojide daha akıllı, deneyimde daha derin

Bonus’un gelecek stratejisinin temelinde üç temel kavram var: kişiselleştirme, dijitalleşme ve güven. Bu hedef doğrultusunda, BonusFlaş’ın bir “süper uygulama” olarak konumlanması için çalışmalar sürüyor. Kullanıcıların sadece kampanyaları değil, bütçesini, ödeme alışkanlıklarını ve tasarruflarını yönetebileceği tekil bir finansal deneyim alanı yaratılmak isteniyor.

Yapay zekâ destekli kampanya motorları, harcamaya özel dinamik öneriler, gerçek zamanlı bildirimler de bu sürecin ayrılmaz parçaları olacak. Biyometrik kartlar ve dinamik CVV gibi güvenlik çözümleri ise, dijitalleşmenin getirdiği hızla birlikte artan güvenlik ihtiyacına proaktif cevap veriyor.

“Bonus kullanıcılarının hayatına eşlik eden bir dijital yol arkadaşı olmak istiyoruz,” diyen Erdur, markanın odaklandığı en önemli başlığın da kullanıcı deneyimini her temas noktasında dönüştürmek olduğunu vurguluyor.

“İkinci çeyreğe hazırız!”

Bugün 18 milyon kullanıcıyı aşan ve 600 binden fazla üye iş yerinde günde 3 milyonun üzerinde işlemle hayatın her alanına temas eden Bonus, sadece sektördeki büyüklüğüyle değil, müşterilerle kurduğu bağla hafızalara kazındı.

Dijital ödeme teknolojilerinde liderliği sürdürmeye ve kullanıcıyla kurulan bağı daha da derinleştirmeye odaklandıklarını belirten Erdur, aynı zamanda dijital kimlik, otonom ödeme sistemleri ve yapay zekâ tabanlı risk yönetimi gibi alanlarda da yatırımlarını artırarak sürekli yenilendiklerini ifade ediyor.

Öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllarda radikal müşteri deneyimi odaklı yapay zekâ, inovasyon, dijitalleşme ve güvenli ödeme teknolojileri üzerinden şekillenecek yeni stratejilerle Bonus, sadece bir kart olarak değil, Türkiye’nin dijital ödeme sistemleri tarihinde öncü bir kültürel figür olarak da yerini sağlamlaştırmayı sürdürecek. 

Ulaş Erdur’un sözleriyle bitirelim: “Bonus’un 25. yılı bizim için yalnızca bir yıl dönümü değil; yeni bir dönemin başlangıcı. Gelecek, insanlar kadar onların adına karar veren sistemlerle şekillenecek ve arkamızda Garanti BBVA’nın gücüyle biz Bonus’un ikinci 25 yılına hazırız!”


 

 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir