Amsterdam'daki Rijksmuseum, efsanevi Rembrandt'ın iki küçük portresini gün yüzüne çıkardı. Sanatın parlak yıldızı, sıradışı yeteneği ve eserlerindeki derinlik ile sanat dünyasında eşsiz bir iz bırakmıştı. 1635'te yapılan neredeyse sekiz inç boyundaki sanat eserleri, Hollandalı Altın Çağ ressamının şimdiye kadar yarattığı en küçük resmi portreler olma özelliği taşıyor.
İki yüzyıldır kayıp olan eserler Rembrandt'ın ailesiyle yakından bağlantılı olan Jan ve Jaapgen'ın olağanüstü ayrıntılı ve samimi portreleri. Leiden'li zengin bir inşaatçı ve tesisatçı olan Jan ve eşi Jaapgen, özellikle Rembrandt'ın kuzeni Cornelia Cornelisdr van Suytbroek ile evlenen oğulları Dominicus aracılığıyla, Rembrandt'ın hayatına derinden bağlıydı. Bu aile bağının Rembrandt'a bu ayrıntılı portreleri yaratmasında ilham verdiği düşünülüyor.
Rembrandt'ın yazarlığının doğrulanması, Rijksmuseum tarafından yürütülen kapsamlı teknik araştırmanın ardından geldi. Uzmanlar, X-radyografi, kızılötesi fotoğrafçılık ve boya örneği analizi gibi çeşitli yöntemler kullandı. Portrelerin cesur stili, boyama sürecinde yapılan değişiklikler ve pigment kompozisyonu, hepsi açıkça Rembrandt'ın eseri olduğuna işaret ediyordu ve onları aynı dönemdeki diğer eserlerinin bağlamına sıkı bir şekilde yerleştiriyordu.
Holterman ailesi tarafından bu yıl satın alınan portreler, Rijksmuseum'a uzun vadeli ödünç verildi. 13 Aralık 2023'ten itibaren bu kayıp eserler tüm ziyaretçilere açıldı.