Çok sevdiğim bir pazarlama duayeninin katıldığı canlı yayında kendisine yöneltilen, "Pandemi döneminde kendiniz ile ilgili en çok neyi özlüyorsunuz?" sorusundan sonra bu yazıyı oluşturmaya karar verdim. O sorudan sonra kendime aynısını sordum ve bir dakika boyunca cevabını aradım. Aslında evlere kapandığımız bu yaklaşık bir yıllık süreci arkadaşlar arasında yaptığımız konuşmalarda; "biraz durduk, kendimize geldik" diye ballandırarak anlatsak da 'durmak' kelimesi ne kadar doğru gelin birlikte bakalım gerçekten durmuş muyuz?

Bununla ilgili birden fazla araştırma, denetim şirketi çeşitli istatistikler yayınlıyor elbette. Pandemi döneminde sosyal medya kullanımı, "Pandemi döneminde internet kullanım oranlarınıza sizler bile inanamayacaksınız!" modunda süregelen istatistiksel verilerden bahsediyorum. Fakat kimse pandemi döneminde yaratılan içeriklere çok fazla değinmiyor ve konuyu bir bütün olarak ele alıyor. Tüketimimiz ne kadar arttı, ne tüketiyoruz, neden tüketiyoruz, ne tükettiğimizin farkında mıyız?

Başta belirttiğim gibi ben de bu soru karşısında eskiye oranla daha çok tükettiğimizi ve bunu daha hızlı bir şekilde yaptığımızı fark edince sizlere de aslında bilip farkında olmak istemediğimiz ya da gerçekten tüketmeye bu kadar kapılmışken ne kadar kapıldığımızı göremediğiniz gerçeklere birlikte bakalım istedim.

Son zamanlarda hayatımıza yeni uygulamalar giriyor. Güzel işler her zaman alkışlanır; ancak bu bile artık, "Var olduğun sosyal medya hesabı seni yansıtmıyor", "Zaten şikayetçi olan sen değil miydin?", "Sana yeni şeyler lazım", "Gel ve beni dene" olarak bizlere sunuluyor. Örneğin, pandemi başında her storyden bir Netflix dizisinin, filminin reklamı çıkarken, günümüzde orada bile izleyecek bir şey kalmadı diyebiliyoruz. "Hoop ! Tükettin mi artık beni" şeklinde içten içe bizden hesap soran o “eski” popüler uygulamaya karşı, "Merhaba ben 15 dakikada içerikleri tüketebileceğin yeni uygulama, üstelik bunu telefonunun kullanım şeklini değiştirmeden yapabileceksin" şeklinde hayatımıza geliyor ve tüm sosyal medya hesaplarında yıllardır seni arıyorduk neredeydin edasıyla storyler uçuşmaya başlıyor.

Biz 15 dakikada içerikleri tüketebilir konuma geliyorken ve bunları tüketirken yenileri yerine konuluyor bile. Tükettikçe daha fazlasını istiyor ve üretimin de buna bağlı olarak tüketim hızımızı yakalamasını ve gelişmesini istiyoruz. Yeni üretilen ise başta çok çekici gelse de tabii ki büyüsünü kaybediyor ya da kaybetmeye mahkum oluyor ve böyle bir döngü oluşuyor.

Hal böyle olunca yeni gelen uygulamalar da insanlara benziyor ve sanki ikiz kardeşimizmiş havasıyla aramıza katılıyor bana kalırsa. Hızlı tüketim seviyorsan, hızlı içerik tüketmen için varım gibi. İçimizde bir yerlerde bir ses, kullan ve tüket diyor ve biz hiç sorgulamadan önümüze gelen içeriği de tıpkı zamanında insan ilişkilerini tükettiğimiz ve kendimizi sosyal medyada kanıtlamak istediğimiz ilk gün gibi uygulamaları da tüketmeye başlıyoruz.

Kaliteli içerikleri üretmek yerine, doğru tabir buysa eğer, "nasıl olsa satar mantığıyla" üretebileceğimiz her şeyden içerik üretmeye başlıyoruz. Bu bir suluk da olabiliyor, annesi ile sohbet eden kişinin, "annemin kazağını çok sormuşsunuz (!) işte size link" diye story ya da post olarak bizlere gönderdiği bir paylaşımda. Annenle sohbetini ben niye görüyorum diye sormadan hoop ekranlar yukarıya kayıyor. Kimse bana ben sormadım ve verdiği linke de gitmedim demesin. Biz tükettikçe içerik, story, post sayısı buna bağlı artıyor. Sorgulamadan tüketip sonrasında “ x influencerının da yaptığı bir şey yok nasıl influencer olmuş” diye eleştiriyoruz. Fakat yukarıda minik bir daire beliriyor ve ne paylaşmış bakayım derken bir gereksiz bilgi daha ekliyoruz hafızamıza. Hepimiz yavaş yavaş eleştirdiğimiz kişilere dönüşüyoruz, belki de dönüştük bile kim bilir?

Peki ne yapabiliriz ?

Sanırım artık hiçbir şey. Kusura bakmayın; ama artık sanki hepimiz biraz geç kalmış gibiyiz. En son ne zaman sevdiğiniz bir müziği duyduğunuzda onu gerçekten ilk dinleyişinizdeki gibi içindeki tüm notaları keşfederek dinlediniz ya da en son ne zaman en yakın arkadaşlarınızla buluştuğunuzda masaya gelen içeceğinizin fotoğrafını çekmeye duyduğunuz heyecan ile tadını, içindekileri keşfetmeye çalıştınız ?

Şimdi baştaki soruya gelelim. "Pandemi döneminde en çok neyi özlüyorsunuz?" sorusuna sanıyorum uzunca bir süre verecek cevabım “kendim” olacak. Kendimi dinlemek, gerçekten ne tüketmek istediğimin farkına varmak olacak. Peki siz ? Bırakın pandemi dönemini bir kenara, bu sosyal medya pandemisi içerisinde uçuşurken kendiniz ile ilgili en çok neyi özlüyorsunuz ?

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir