HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman: "Gitar ve müzik tutkum özgürlük hissinden daha fazlası"

Rutin işlere bağlı kalmadan hobilerinin peşinden giden sektörün değerli isimlerini ağırladığımız Mesai Dışı serimizin yeni konuğu HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman...

“Gitar çalmak bana geri dönüp teknik bir sorunu çözmem için yaratıcı bir güç de veriyor. Bu bir akış hali gibi.” diyen HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman’ın hayatında müzik çok önemli bir yer tutuyor. HP şirket çalışanlarıyla kurduğu müzik grubu ile profesyonel hayatını müzikle harmanlayan Alaman, birçok farklı mekânda ve yerde sahne almış. Alaman’ın ilham dolu hikâyesi sizlerle...

Gitar ve müzik tutkum özgürlük hissinden daha fazlası

Yoğun bir şekilde enerji harcadığımız, beyin devrelerimizi zorladığımız günün sonunda iş dışı bir şeyler yapmak sadece bir istek değil aynı zamanda gereklilik de. Ancak yaşınıza, bulunduğunuz duruma, ev-aile hayatınıza bağlı olarak kendinize ayıracağınız zamanın miktarı değişiyor. Tüm gerekleri yerine getirdikten sonra işte o özel vakti ne ile dolduruyorsunuz derseniz ilk sıraya müziği koyardım.

Müzik benim hayatıma yayılmış bir süreç

Müzik benim tüm hayatıma yayılmış bir süreç diyebilirim. Çocukluğunuzda elbette aile ve okul sizi teşvik etmiş olsa bile, bir gitar veya başka bir müzik aletine kimsenin zorlaması olmadan, sizin kendi isteğiniz ile başladığınız anlar vardır. Bu, çok güzel gitar çalan bir arkadaş, çok iyi şarkı söyleyen bir dost veya bundan dolayı bir araya gelmenin verdiği keyif olabilir. Böyle anlar genellikle okul çağlarında olur. Sonra onu özel yaşamınızın bir parçası haline getiren bir hobi olarak geliştirmeye devam edebildiyseniz, amatör veya belki yarı profesyonel bir müzisyen olma yolunda farkında olmadan büyük adımlar atmaya başladığınızı görürsünüz ki bu bende de böyle gelişti.

Müziği sizine birlikte sevecek insanlarla olabilmek bir rüya gibi

Keyif aldığınız hobiden, iş yaşamında veya benzer kültürel çevrelerde karşılaşmış olabileceğiniz kişilerle bir orkestra kurabilme gibi fırsatlar elde ettiğinizde, grup halinde müzik yapma keyfinden uzak duramıyorsunuz. İş dışında en büyük hedeflerinizden biri, hep çalmayı istediğiniz şarkıları başarabilmek, sonra bunları grup olarak çalıp paylaşmanın keyfini yaşamak oluyor. Her zaman o müziği sizinle birlikte sevecek insanlarla bir arada olabilmek bir rüya gibi. Bu saiklerle ilk olarak HP’den arkadaşlarımla 8 Saat adında bir grup kurmuştuk. Birkaç yıl birlikte müzik yaptıktan sonra 8 Saat dağıldı. Daha sonra yine HP’den arkadaşlarımla Hot Plug’ı kurduk ve sahne almaya başladık. Beyoğlu, Ataşehir, Hayal Kahvesi gibi birçok farklı mekânda ve yerde sahne aldık. Bodrum ve Ayvalık tarafında küçük bir turnemiz bile oldu. Pandemide Hot Plug dağılmak zorunda kaldı. Şimdi de yine HP’den arkadaşlarımızla BlackouT grubunu kurduk. Şu an hâlâ bu grupla yolumuza devam ediyoruz.

Benim dünyamda müzik, hobilerimin merkezine oturuyor 

Bir insanın bir hobisi varsa, mutlaka başka bir şeylere daha ilgi duymanın da yolu açılıyor. Bu güzel bir gezi, yemek yapmak, spor veya sinema gibi birçok şey olabiliyor. Her birinin ayrı bir yeri oluyor insanın hayatında. Bir de bunları sevdiklerinle, yakınlarınızla birlikte paylaşabiliyorsanız kaliteli zaman ve yaşam terimleri gerçek anlamını buluyor. Zira hobiler, insanın zihinsel olarak dinlendiren en önemli aktiviteler. Benim dünyamda müzik hobilerimin merkezine oturuyor. Bazen bir Julio Iglessias, bazen Tom Jones, bazen Metallica, bazen Yeni Türkü, bazen Sweet Dreams gibi en sevdiğim şarkılar ve müzisyenler beni farklı bir yere götürüyor. Aslında her şeyde güzel olan köşeleri yakalamalısınız. İşte algılarınızı açık tutup, işinize dinginliğinizi yansıtabilmenin sırrı da bu olabilir.

Gitar çalmak bana geri dönüp teknik bir sorunu çözmem için yaratıcı bir güç de veriyor. Bu bir akış hali gibi. İşimde otururken de gitarın başında olduğum gibi aynı yere ulaşabildiğimi hissediyorum. Ayrıca yaratıcılık pratiği yaptığınızda nerede ve nasıl hatalar yapabileceğinizi de öğreniyorsunuz. Bu hatalar bazen amaçladığınızdan daha iyi sonuçlara dönüşebiliyor. Önemli olan yaratıcı bir çıkış noktası bulmak. Farklı bir zihniyetle geri dönüyorsunuz, farklı şeylere açık oluyorsunuz. İster müzik, ister spor, ister resim olsun, herkesin böyle bir çıkış noktası bulması gerektiğini düşünüyorum.

Boş zaman aktivitesi, üst düzey bir rolün baskılarından kurtulmayı sağlamaktan başka amaçlara da hizmet edebiliyor. Örneğin stresi yönetmenize yardımcı oluyor. Yönetici rolünün zorlayıcı doğası ve stres, zamanınızın çoğunu alabiliyor. Aktif ve tatmin edici hobiler ise vücudun çalışma dönemleri arasında kendini toparlamasını ve stresi daha iyi yönetmesini sağlıyor. Elbette bir kanepeye uzanarak da yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Fakat iyi bir iş-yaşam dengesi yaratmanın anahtarı aslında hobilerde. Kanepede dinlenmek gibi pasif bir faaliyetin sağlayamayacağı bir şekilde kendinizi serbest bırakma aracı olarak işlev görebiliyor.

Hobiniz kimliğinizin gelişmesinde de rol oynuyor. Bence insanların kariyer rolü tek kimliğiniz haline gelmemeli. İş dışında bir hayatınızın olması, öz değerinizin yalnızca profesyonel hayatınızda başardıklarınıza bağlı olmadığını hatırlatabilir. Benim için gitar ve müzik tutkum özgürlük hissinden daha fazlasını sağlıyor. Zaman içinde ikinci bir kimliğin yanı sıra liderlik konusunda farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Hem rahatlamanın hem de odaklanmanın bir yolu. 

Risk alma heyecanını hoş bir müzik dinletisiyle birleştirmeyi seviyorum 

Hobiler, kendi işinizle uğraşırken ortaya çıkan içgörüleri de size sağlayabiliyor. Bu, bir sonraki gün yapacağınız iş toplantısı için bir fikir veya işle ilgili bir konuyu ele alırken alternatif bir yaklaşım kadar basit bir şey de olabilir. Çünkü kişisel ilgiler, insanın kendi kariyer rolüne aktarılabileceği bir 'zihinsel dayanıklılık' duygusu da geliştirebiliyor. Size nasıl sebat edeceğinizi, aksiliklerle nasıl başa çıkabileceğinizi öğretiyor. Biz genelde haftada 1 gün prova yapıyoruz. Tabii sahneye çıkmadan önceki hafta daha sık çalışıyoruz. Stüdyo 2-3 saat sürüyor, bazen o anki motivasyonumuza göre birkaç saat artıp azalabiliyor. Müziğin içine girince aynı zamanda başka hayatlar hakkında da tecrübeler edinmiş oluyorsunuz. Mesela müzisyenliğin bu kadar zor bir şey olabileceğini asla bilmezdim. Sürekli provadasınız, yıllar önce çıkardığınız bir şarkıyı bugün hâlâ çalıyorsunuz ve ilk çaldığınız andaki hissi dinleyiciye bugün de aynı şekilde geçirmek zorundasınız. Müzisyenliğin çok zor ve saygı duyulması gereken bir meslek olduğunu düşünüyorum. Kısacası hobi sadece bir keyif kaynağı değil, aynı zamanda öğretici. Risk alma ve strateji planlama heyecanını hoş bir müzik dinletisiyle birleştirmeyi seviyorum.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir