9 Eylül 1890’da Indiana’da dünyaya gelen Harland Sanders Henryville, henüz 5 yaşındayken babasını kaybetmenin acısıyla yüzleşir. Annesinin çalışmak zorunda olmasından dolayı kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenen Sanders, kardeşlerine bakması sırasında yemek yapmayı öğrenir. Sanders, gelecekte KFC'nin lezzetini verecek aşçılık yeteneğinin temellerini de bu dönemde atar. 10 yaşındayken çalışma hayatına adım atan genç adam, bu yıllarda birçok mesleği deneyimler. 16 yaşına geldiğinde, ekonomik sıkıntılar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Sanders, annesinin evlenmesi üzerine hayatında yeni bir sayfa açmaya karar verir. Üvey babasıyla anlaşmakta güçlük çeken genç, bulduğu ilk fırsatta evden uzaklaşır. Yaşam mücadelesinde tek başına ilerlemeye başlayan Sanders, kimliğinde yazan doğum tarihini değiştirerek ABD ordusuna katılır.
18 yaşında ordudan terhis edilen Harland Sanders, yine aynı yaşta Josephine King adlı bir kadınla evlenir. Bir süre sonra, çiftin evliliklerinden üç çocukları olur. Ancak hayat Sanders'a yine gülmez. Sanders ve Josephine, doğumundan bir müddet sonra oğullarını amansız bir hastalık sonucu kaybederler. Çok zor günler geçirmeye başlayan Sanders, bir işe tutunmakta da oldukça zorlanır. Çok geçmeden Sanders, çalıştığı işten de kovulur. Aile içindeki ekonomik sorunlar artarken Josephine çocuklarını da yanına alarak Sanders'ı terk eder. Çift, farklı evlerde yaşasalar da 1947 yılına kadar boşanmazlar. Bu ayrılığın ardından, birçok farklı sektörde ve meslekte rol alan Sanders, hiçbirinde dikiş tutturmayı başaramaz. Artık yaşamak, Sanders için ağır bir yük haline gelmiştir.
40 yıl boyunca, Sanders'ın kayda değer bir başarı elde etmemesi onu büyük bir karamsarlığın içine çeker. Bulaşıkçılık yaptığı kafeden emekli olan Sanders, 105 dolar gibi oldukça düşük bir emekli maaşı alır. Devletin kanatları altında da kendine yer bulamayan Sanders, yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünerek intihar etmeye karar verir. Rivayete göre, vasiyetini yazmak için bir ağacın altına oturan bahtsız adam, hayatta gerçekleştiremediği şeyleri kaleme alır. Tam o anda, Sanders bir şey fark eder; henüz yapmadığı yüzlerce şey vardır. Listenin en üstünde ise büyük harflerle yazılmış iki kelime duruyordur: "yemek yapmak"
Bankalardan borç alarak ve biriktirdiği emekli maaşıyla Kentucky'nin Corbin şehrinde bir benzin istasyonu, kafe ve motel satın alan Sanders, müşterilere benzin alırken yemek servisi sunmaya başlar. Lezzetli yemekleri sayesinde kısa sürede ün kazanan Sanders'a, Kentucky mutfağına katkı sağlamasından dolayı eyalet tarafından Albay unvanı verilir. Bu dönemde Sanders, çeşitli baharatlarla hazırladığı özel sosunun çok beğenildiğini fark eder. Çok sevilen tavuk tarifini satmak için bölgedeki tüm restoranları dolaşmaya başlayan Sanders, teklif sunduğu 1008 restoran tarafından reddedilir. Başarısızlıklara hayatının erken döneminde alışmak zorunda kalan Sanders vazgeçmez ve kapısından girdiği 1009'uncu restoran, tavukların tarifine ürün başına ödeme yapma şartıyla Sanders'ın teklifini kabul eder. Tavuklarının ününü daha da yaygınlaştıran Sanders, kısa bir süre sonra 2 milyon dolar karşılığında şirketini o dönemin Kentucky Valisi John Y. Brown'a satar. Ayrıca Sanders'a şirketin resmi yüzü olarak kalması için her yıl 250 bin dolar ödeme yapılır. Franchising ağı bütün ABD genelinde büyümeye devam ederken, Sanders yavaşlamanın zamanının geldiğini hisseder ve KFC hisselerini yatırımcılara satar. 90 yaşında hayata veda eden Sanders'ın yarattığı miras bugün ruhen ve fiziken markada yaşamaya devam ediyor. Harland Sanders’ın yüzü, bugün ikonik hale gelen markanın logosunun tam merkezinde yer alıyor. Geride içimizi ısıtan bir gülümseme bırakan Sanders, asla vazgeçmememiz gerektiğini bizlere fısıldıyor.
