Dünya Çapında Ağ’ın (World Wide Web) 1990'ların başında şekillenmeye başladığı dönemde, kayıp veya yanlış konumlandırılmış web sayfaları için standart bir sistem ihtiyacı hızla ortaya çıktı. Bu ihtiyacın ardından "404 Hatası" olarak bilinen kod, hayatımıza girdi. Zamanla bu kod, internetin en tanınan ve sık karşılaşılan mesajlarından biri haline geldi.
404 hata kodunun kökeni, web tarayıcıları ile sunucular arasındaki veri alışverişini yöneten Hypertext Transfer Protocol (HTTP) protokolünün gelişimine dayanıyor. İnternet hızla genişlerken, web geliştiricileri, talep edilen bir kaynağın bulunamadığı durumlarda bunu belirtmenin bir yoluna ihtiyaç duydular. 404 hatası, bu gereksinimi karşılamak amacıyla 1996 yılında HTTP 1.0 spesifikasyonunun bir parçası olarak tanıtıldı ve "Bulunamadı" anlamını taşıyan bir kod olarak kabul edildi.
Bilgisayar programlama dünyasında sayılar, belirli durumları veya koşulları temsil etmek için sıkça kullanılır ve her rakamın kendine özgü bir anlamı bulunur. 404 hatasındaki "4", istemci tarafı hatasını ifade eder; yani sorun, sunucudan ziyade kullanıcının yaptığı istekte yatmaktadır. Devamındaki "04" ise, istemci tarafında meydana gelen belirli bir hata türünü, yani kaynağın bulunamadığını belirtir.
Bu özel kod, çeşitli istemci hatalarını ayırt etmek için seçilmiştir. Örneğin, "403 Yasaklı" hatası, istemcinin kaynağa erişim yetkisi olmadığını belirtirken, "401 Yetkisiz" hatası, istemcinin kimlik doğrulama bilgilerini sağlaması gerektiğini gösterir. "404" hatası ise, talep edilen kaynağın sunucuda mevcut olmadığını açık ve net bir şekilde ifade eder.
İnternet kullanıcılarının hoşuna gitmese de, bir 404 sayfasıyla karşılaşmak neredeyse bir geçiş ritüeli haline geldi. İster bozuk bir bağlantı, ister yanlış yazılmış bir URL, ister artık mevcut olmayan bir web sitesi olsun, 404 hatasıyla tanışmak kaçınılmaz...