Gelecek tasvirlerimizde biraz abartıya mı kaçıyoruz?

Günümüzü tahmin eden eski bilimkurgu filmleri/dizileri neden gerçek olmadı? "Jetgiller Yanılgısı" nedir?

1962-1963 yılları arasında yayınlanan Jetgiller (The Jetsons) animasyon dizisini birçoğumuz anımsarız. Dizinin yayın hayatı uzun sürmese de tekrarları uzun yıllar boyunca ekranlarda izleyiciyle buluştu. Dizide, 21. yüzyılda (günümüzde) yaşayan bir ailenin günlük yaşamı tasvir edilir. Dizi evreninde, uçan arabalar, robot hizmetçiler ve bir dizi ileri teknolojiye sahip cihazlar yer alır.

Jetgiller-1

Günümüzde, pervaneler aracılığıyla havalanan arabalar veya yerleri otomatik olarak temizleyen robot süpürgeler gibi teknolojilerle karşılaşıyoruz. Ancak, Jetgiller dizisine baktığımızda, o dönemdeki hayal edilen teknoloji seviyesinin oldukça gerisinde olduğumuz çok açık. Peki, bu farklılık nereden kaynaklanıyor? Biz mi tembellik yapıp hayallerin gerisinde kaldık, yoksa dizinin yapımcıları geleceğe dair tasvirlerinde biraz abartıya mı kaçtılar?

"Jetgiller Yanılgısı" nedir?

Tarihçi Michael Bess, bu durumu "Jetgiller Yanılgısı" (The Jetsons Fallacy) olarak tanımlıyor. Bu terim, birçoğumuzun, gelecekteki teknolojik gelişmelerin ne kadar hızlı ve dramatik olacağını tahmin etmeye çalışırken yanıldığını ifade ediyor. Zira, gerçek dünyadaki teknolojik gelişmeler, genellikle bu tür dramatik ve hızlı değişiklikler yerine daha inkar edici ve evrimsel bir süreç izler. Bu nedenle, geleceği tahmin etmeye çalışırken, "Jetgiller" gibi aşırı abartılı ve hızlı değişikliklere dayalı öngörülerimizde genellikle yanılırız. 

jetgiller-4

Jetgiller yanılgısının dikkate değer bir boyutu daha var. Yıldız Savaşları ya da Jetgiller yapımlarına baktığımızda, insanların sofistike teknolojilerle çevrili olmalarına rağmen kendilerinin onlar kadar gelişmediğini görürüz. 

Örneğin, Jetgiller dizisindeki baba karakteri George Jetson, hala "eve ekmek getirmek için" ofise gitmekte ve Jane alışveriş merkezine cüzdanını yanına alarak gitmektedir. Aynı zamanda, dizinin karakterleri, o dönemin toplumsal normlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Geleceğin manzarasını hayal etmede yaratıcı olan yazarlar, boşanma, cinsel devrim, feminizm veya kadınların işgücüne katılımı gibi toplumsal konuların değişeceğini öngörmede yetersiz kalmışlardır. Oysa, Amerikalı Filozof Susan Schneider, yapay zekanın (teknolojinin) dünyayı değiştirmekten öte bizi (insanlığı) değiştireceğini söyler.

"Sosyal gelişimimiz teknolojik maharetlerimizin gerisinde kaldı."

Carl Sagan'ın romanından uyarlanan "Mesaj" adlı filmde, uzaylı ve insan ilk kez karşılaşır. Filmi izleyenler için, uzaylının söyledikleri hala kulaklarda çınlar: "Siz ilginç bir türsünüz. İlginç bir karışım. Öyle güzel düşler ve bir o kadar da korkunç kabuslar görmeye muktedirsiniz." Susan Schneider'de dediği gibi, "Aya çıktık, atom enerjisini dizginledik ama gene de ırkçılığı, açgözlülüğü ve şiddeti önleyemedik. Sosyal gelişimimiz teknolojik maharetlerimizin gerisinde kaldı."

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir