Yakın zaman önce, Çin'de tartışmalara sebep olan bir yasa tasarısı yayınlandı. Bu tasarı, "halkının ruhuna zarar veren veya duygularını inciten" konuşmaları ve kıyafetleri yasaklamayı içeriyor. Yasanın yürürlüğe girmesi halinde, suçlu bulunan kişilerin para cezasına çarptırılması ya da hapsa atılması bekleniyor.
Yayınlanan yasaya göre, yasaya karşı gelen kişiler 15 güne kadar gözaltında tutulabilecek ve 5 bin yuan’a (18 bin 298 lira) kadar para cezasına çarptırılabilecek. Ayrıca, Çin ulusuna zarar verdiği düşünülen konuşma ve makaleler de cezai işlem kapsamında sayılıyor.
Tartışmaların odağında, yasa tasarısındaki belirsizlik var
Yasa tasarısı hakkında, eleştirilere ve tartışmalara en çok sebep olan şey ise, yasa tasarısı neyin yasak olduğunu net olarak ortaya koymuyor olması.
Yayınlanan yasa tasarısını, toplumun elit tabakasından da eleştiriler geldi. Çin Siyaset Bilimi ve Hukuk Üniversitesi'nden Profesör Zhao Hong, yasa tasarındaki belirsizliğin kişilik haklarının ihlaline yol açabileceğini söyledi. Hong, konu ile ilgili yayınladığı makalesinde, eğer bir kolluk kuvvetinin Çin’in ‘ruhuna verilen zarara’ dahil kanunun ötesine geçecek kişisel yorumu söz konusu olursa ne olacak?” sorusunu gündeme getirerek politikacıları ve halkı düşünmeye teşvik etti.
Profesör Zhao Hong, makalesinde, geçtiğimiz yıl Çin'de yaşanan bir vakadan bahsetti. Suzhou kentinde kimono giyen bir kadının gözaltına alındığını ve Japon giysisi giydiği için ‘kavga çıkarmak ve sorun çıkarmakla’ suçlandığını belirtti.