Başarılı animasyon filmleriyle izleyicileri her defasında büyülemeyi başaran Pixar, 1995 yılında yayımlanan ilk filmi Toy Story'den bu yana 20'den fazla uzun metrajlı yapıma imza attı. Film sektöründe üstün bir başarıya sahip olan stüdyo, sadece çocuklara hitap eden animasyonlar sunmanın ötesine geçiyor. Pixar'a dair ortaya atılan birçok teori arasında, "Pixar Teorisi" en dikkat çekici olanlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu teori, Pixar filmlerinin derin anlamlar, göndermeler ve ortak bir evrende geçen gizli bağlantılarla dolu olduğunu iddia ediyor.
"Pixar filmleri gizli bağlantılarla dolu"
İlk olarak film eleştirmeni ve yazar Jon Negroni tarafından ortaya atılan "Pixar Teorisi", kısa sürede Pixar hayranları arasında büyük bir ilgi uyandırdı. 2013 yılında "The Pixar Theory" adlı bir blog yazısıyla bu teoriyi kamuoyuyla paylaşan Negroni yazısında, farklı Pixar filmlerindeki ortak öğeleri ve bağlantıları analiz ederek tüm Pixar filmlerinin aynı evrende geçtiğini savunuyordu. Pixar filmlerindeki gizli göndermeleri, karakter benzerliklerini ve hikâye detaylarını bir araya getiren Negroni, yazılarının birisine, ünlü "Toy Story" serisinin bir filminde "Up" filminin karakterleri olan Carl ve Ellie'nin birbirlerine yolladıkları bir kartpostalın yer aldığını öne sürdü. 2015 yılında bu düşüncelerini "The Pixar Theory" adı altında kitaplaştıran Negroni, 2013'ten bu yana çıkan her yeni filmle teorisini güncellemeye devam ediyor.
Marvel sinematik evreni kadar açık bir şekilde olmasa da, Pixar sinematik evrenleri arasında da ince bağlantılar yer alıyor. Yaklaşık iki düzine film arasında serpiştirilmiş ipuçları, belirli bir zaman çizelgesini izliyor. Teoriye göre, Pixar sinematik evreni "The Good Dinosaur" filmiyle başlıyor. Filmde, bir asteroidin Dünya'yı teğet geçmesiyle dinozorlar hayatta kalıyor. Bu noktadan itibaren, dünya dinozorların kontrolüne geçiyor. Diğer filmlere bakıldığında, dinozorları insanlar ve insanları makineler takip ediyor. Son olarak ise akıllı hayvanlar ve canavarlar Pixar evrenindeki yerini alıyor. Tüm bu süreç, milyonlarca yıl içinde gerçekleşiyor ve her yeni Pixar filmi bu zaman çizelgesine bir katkıda bulunuyor. Pixar evreninin zaman çizelgesini kendiniz deneyimlemek isterseniz tüm Pixar filmlerini doğru sırayla izleyerek bu heyecan verici yolculuğa adım atabilirsiniz. Pixar evrenini anlamanız için izlemeniz gereken Pixar filmlerini, filmlerin geçtiği yıllara göre sıraladık. Filmleri bu sırayla izlemeniz, Pixar filmlerinin birbirleriyle olan bağlantılarını daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır: The Good Dinosaur (2015), Brave (2012), The Incredibles (2004), Luca (2021), The Incredibles 2 (2018), Lightyear (2022), Toy Story (1995), Turning Red (2022), Toy Story 2 (1999), Finding Nemo (2003), Finding Dory (2016), Ratatouille (2007), Toy Story 3 (2010), Toy Story 4 (2019), Up (2009), Inside Out (2015), Coco (2017), Soul (2020), Cars (2006), Cars 2 (2011), Cars 3 (2017), Wall-E (2008), A Bug's Life (1998), Onward (2020), Monsters University (2013), Monsters Inc. (2001)
Pixar filmlerindeki "easter egg" olarak adlandırılan gizli göndermeler ise teorinin daha ilgi çekici olmasını sağlıyor. Filmlerinde başka filmlere göndermeler yapmaktan hoşlanmasıyla bilinen Pixar, örneğin "Toy Story" filminin bir sahnesinde "A Bug's Life" karakterlerine yer veriyor. Benzer şekilde, izleyiciler "Cars" filminin bir sahnesinde "Toy Story" oyuncaklarının araçlara dönüşmüş halleriyle karşılaşıyor. Animasyonlarda yer alan bu gizli göndermeler, Pixar evrenindeki bağlantıları ve dolayısıyla Pixar Teorisi'ni daha da güçlendiriyor. Pixar Teorisi'nin tüm detaylarına değinmek ve filmlerdeki her göndermeyi incelemek oldukça uzun bir yazı gerektirir. Ancak günümüzde binlerce insan, Pixar filmlerindeki karakterlerin ve olayların birbirleriyle bağlantılı olduğu geniş bir evrende geçtiğine inanıyor.