B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş: "Hayat hayallerimden daha hızlı koşuyor"

Bambaşka ülkelerde yeni bir hayat kurma çabasına girişmiş sektörden isimlerin, yurtdışındaki ilk zamanlarındaki tecrübe ve hislerine yer verdiğimiz "Yad Ellerde İlk Hafta" serimizin yeni konuğu, B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş...

PR hizmetlerini online bir servis olarak sunan B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, daha önce ziyaret etmediği Hollanda’nın Utrecht şehrine iş vesilesiyle nasıl taşınma kararı aldığını, ilk deneyimlerini ve yaşadığı zorlukları yad ellerden bildiriyor. 

Hayat hayallerimden daha hızlı koşuyor
B2Press | Online PR Servisi’nin de içinde yer aldığı çatı şirketimiz Unusual Enterprise, Hollanda’daki varlığını büyütmek ve Avrupa pazarında yeni adımlar atmak üzere yatırım kararı aldı. Kurucu ekip içerisinden şartları en uygun kişi ben olunca iş başa düştü, 1 yıllık Hollanda macerası başladı…

En büyük zorluk, kiralık ev bulmak
Daha evvel Hollanda’nın 5-6 şehrini ziyaret etmeme rağmen yolumun bir şekilde düşmediği Utrecht şehri, bir anda yeni evim oldu. Nüfusun dörtte birinin deniz seviyesinin altında yaşadığı bir ülkede en büyük zorluk kiralık bir ev bulmak. Sanırım hayatımın en stresli 10 gününü ev ararken geçirdim. Öyle ki, ilk bir haftada ev bulamayınca niyet mektubu (gerçekten) hazırlayıp, eşimle fotoğrafımızı da mektuba ekleyerek tek tek emlakçıları ziyaret ettim. (30 bin adıma mal oldu) Tabii çoğu ofis müşteri kabul etmiyoruz diyerek kapıyı kapattı ancak sadece bir emlakçı nezaketen mektubumu almayı kabul etti.

Holllanda’da emlakçılar tüm süreci online olarak yürütüyor, her sabah evler web sitelerine yükleniyor (koca şehirde 3-4 ev anca) ve en hızlı bir şekilde bütçenize uygun olanlar için talep oluşturmanız isteniyor. Gelen maili de yine hızlıca yanıtlayıp üstüne ev sahibinin sizin koşullarınızı beğenmesini bekliyorsunuz. Şanslıysanız beğenilen 10 kişiden biri oldunuz, sıra ev ziyareti yapıp evi beğenmekte ve ev sahibinin son kararını beklemekte. Yahut ev kiralamak için siz de bir ilan hazırlayabilirsiniz :) Niyet mektubumu kabul eden emlakçıyı bol bol taciz ederek 10 günün sonunda ev bulabildim. Bu kadar kısa sürede (!) ev bulmayı Dutch’lar şans olarak ifade etse de, o gün bugündür “İstanbul’da mücadele etmişim Utrecht ne ki diyorum” kendime.

En çok nelere şaşırdım?
Airbnb’de bir süre kaldım, yeni insanlarla tanıştım, ev kiraladım ancak bir kişi de dönüp bana nerelesin diye sormadı. Ev sahibi de buna dahil… Ne yazık ki “kimlikler” üzerinden inşa edilen zihinler arasından “sadece insan” odaklı bir düzene geçişteki bu büyük uçurum beni pek çok şeyi sorgulamaya itti. Şaşırdığım bir diğer konu ise belediyelerden göçmenlik ofisine, bankalardan emlak sitelerine kadar tüm kuruluşların web siteleri çok ama çok yönlendirici hazırlanmış. İhtiyacınız olan her şey tüm detayıyla ve yol gösterici şekilde ifade ediliyor. “Yabancıya-expat’a” alışkın bir ülke olmanın da etkisi vardır illa ki, ancak bunun temelinde kanımca insanların birbirinin zamanına olan saygısı ve işlerini ciddiye almaları yatıyor.

Randevun yoksa sen de yoksun!
Hollanda bir düzen ülkesi tamam ama bu kadar olmaz be kardeşim dedirten pek çok şeye şahitlik ettiğimi belirtmeliyim. Randevusuz hiçbir şey yapmak mümkün değil. Çalışma arkdaşınla kahve mi içeceksin üç hafta sonra Çarşamba günü saat 17.30’a randevu veriyor:) Yahut bankadan hesap açacaksın veya vergi dairesinde işin var, randevunu alıp bekleyeceksin. Acil diye bir kavram yok:) Maillerime hızlı geri dönüş aldığımı da göremedim henüz. Ben ise Türkiye ekibimle uyumlu çalışmak için saat farkı nedeniyle her sabah 06.30’da uyanıp, 07.00’da mesaiye başlıyorum. Hâlâ pek çok resmi evrak posta ile geliyor, internet bankacılığında şifrematik kullanıyorsun, e-devlet benzeri bir uygulama yok ancak sokaktaki her 5 araçtan neredeyse biri elektrikli… Unutmadan, her gün yağmur mu yağar, hava hep bulutlu mu olur ya! 

Kısa mıyım?
Yıllarca Türkiye’de voleybol oynamış biri olarak 1.83 boyumla hiç de kısa olduğumu hissetmedim. Ancak gel gelelim sosyalleşme önerisi olarak takım sporlarına başlamalısın önerisi gelince bir toplantı sırasında ben de voleybol oynadığımı bir takım bulabilirsem harika olabileceğini aktardım. Karşımdaki Hollandalı ne dese beğenirsiniz: “Boyun voleybol için çok da uzun değil, sanırım savunmada liberosun” :) (Okuyucuya not: Hollandalılar dünyada boy ortalaması sırasında hem kadın (1.70) hem de erkeklerde (1.83) ilk sırada yer alıyor.)

Pandemi döneminde ülke değiştiren ve geldiği günden bu yana lockdown içinde hayatını sürdüren bir insanın doğada uzun yürüyüşler yapmak ve iş dışında çok bir sosyal hayatı olamıyor. Yeni bir ülkede yatırım sürecini yönetmek, sıfırdan bir ekip kurmaya çalışmak, ilk defa yabancı ekip arkadaşlarıyla çalışmak, ofis kiralamak ve iş geliştirmek gibi oldukça yoğun bir gündem içerisinde ekipçe koşturuyoruz. Neyse ki, bana güvenen ve destekleyen birçok insanla yol arkadaşlığı yapıyorum.   

Ez cümle: İzmir’de büyüyen ve üniversite hayatını İstanbul’da geçiren biri olarak ben İzmir’e gittiğimde zamanın yavaş aktığını hissederdim, şimdi İzmir’den de yavaş zamanın aktığı bir yerde umutlar yeşertiyorum.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir