Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran: Sürdürülebilir başarı için şirketlere öneriler

Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran: "Dünyayı değiştiren deliler ve dâhilerdir” der Halil Cibran. Sürdürülebilir bir dünya için delice çalışmaya, dâhice hayal kurmaya devam… Dikey kariyer yolları, hızla dağıtılan unvanlar ile övünmek yerine, sahici görevler ve büyük sorumluluklar edinmenin yolunu açmalıyız."

Günümüz iş dünyası, yüzyıllardır karşımıza çıkan meydan okuyuşların misliyle fazlası ile tanıştırdı bizi. İşverenler makine parkları, dijital altyapıları ve benzeri donanımlar itibarıyla bu baş döndürücü değişime uyum sağlasalar da, markayı insanın yaptığını es geçerek insan kaynağına yaklaşımları tarafında o kadar çevik olamadılar. 

Sürdürülebilir marka olmak sürdürülebilir başarı elde etmek için zamanın ruhuna uygun stratejiler geliştirmek gerektiği çerçevesinde 2022 yol haritanızı oluştururken anahtar olabilecek birkaç hatırlatmayı aşağıya ekliyorum.  

“Dünyayı değiştiren deliler ve dâhilerdir” der Halil Cibran. Sürdürülebilir bir dünya için delice çalışmaya, dâhice hayal kurmaya devam…

1. Slash Generation  (Jonglör Kuşağı)
Her on yılda bir değişen tanımıyla kariyere yeni bir perspektif kazandıran slash generation - daha kolay anlaşılmasını sağlayacak tanımıyla jonglör kuşağı- ile tanışmanın vakti geldi. 2022’de çok daha görünür olacağına inandığım jonglör nesli -yani havada birkaç topu aynı anda çevirebilecek nesil-, yalnızca bir kariyer yolunu benimsemeyen, bir psikolog iken aynı zamanda bir antrenör de olabilen, bir mimarken aynı zamanda bir gazeteci olabilen, yeni çağın multi kariyer sahibi jenerasyonu için kullanılan bir terim. Dikey kariyer yolları, hızla dağıtılan unvanlar ile övünmek yerine, sahici görevler, büyük sorumluluklar edinmenin yolunu açmalıyız. 

 2. Yeteneğe artan talep
2021’de Manpower’ın Yetenek Kıtlığı raporu; küresel çapta yüzde 69’u, Türkiye’de yüzde 83’ü bulan yetenek kıtlığının 2022 yılında çok daha ciddi boyutlara ulaşacağını gösteriyor. Böyle bir bağlamda yeteneğin yeniden tanımlanması çok kritik. Organizasyonlar yeni neslin liderlere ve organizasyonlarına verdiği mesajları çok daha iyi okumalı ve insan yönetiminde konvansiyonel stratejilerle maceraya atılmak yerine; ayakları yere basan, kültürü önceleklendiren ve özgün, sahici uygulamalar ortaya koymalı. 

3. Çeşitlilik, hakkaniyet ve kapsayıcılık
Bugünün iş dünyasında, organizasyonların farklılıkları sadece fark etmemesi aynı zamanda bir müttefiklik ruhu ile paydaşlarını buluşturması gerek. Karar alma süreçlerinin her adımında, tüm bileşenlerin ifade alanına sahip olduğuna emin olması gerektiği bir serüvenin içindeyiz. Bizi özgün kılan demografik deneyimi daha iyi anlamalı, hakkaniyetli bir organizasyon kültürü için merakımızı ve empatik ilgimizi korumalıyız.

4. Tersine mentorluk
Hedeflenen gelecek için vazgeçilmez olan yenilikçi bakış açısını geliştirmemizde tersine mentorluğun çok uygun bir araç olduğunu düşünüyorum. Benzemezleri bir araya getirerek birbirlerine temas etmelerine olanak tanımak, sadece yenilikçilik kasımızı güçlendirmeyecek; yaş, kuşak, toplumsal cinsiyet ve sınıf ayrımcılığına karşı yeni söylem ve mücadele alanları kurmamızı kolaylaştıracak.

5. Esnek iş gücü
Birkaç yıl öncesine kadar hayal bile edemeyeceğimiz kadar radikal bir esneklikte çalışıyoruz. Freelance ve gig çalışanlar gibi yeni iş gücünü doğru okumak için yanlılıklardan uzak, gerçekçi bir bakış açısına ihtiyacımız var. Yetenek savaşının kazananının yeteneğin kendisi olduğunu kabul edelim. Otonom çalışanlar için inisiyatif veren liderler olalım. 2022’nin mesaiye değil sonuca ve yaratılan değere daha fazla odaklandığımız bir yıl olmasını temenni ederim.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]