2026’da yapay zekâ ve yaratıcı ekonomi, iletişimi yeniden inşa edecek

desiBel İletişim Grubu Başkanı Mustafa Kutlay ile geride bıraktığımız yılı, 2026 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.

desiBel İletişim Grubu Başkanı Mustafa Kutlay: "2026’da iletişim sadece hızlanmak değil, akıllanmak; sadece kampanya yapmak değil, iş sonuçlarına ortak olmak; sadece görünürlük yaratmak değil, anlam ve değer inşa etmek olacak." desiBel İletişim Grubu Başkanı Mustafa Kutlay ile geride bıraktığımız yılı, 2026 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.

2026’da yapay zekâ ve yaratıcı ekonomi, iletişimi yeniden inşa edecek

2025, desiBel İletişim Grubu için “büyürken ayar yapma” yılı oldu. Bir yandan kur, enflasyon, sıkışan PR ve reklam bütçeleri, Türkiye’nin gergin siyasi gündemi; diğer yandan PR ve pazarlama teknolojilerinde çok hızlı giden bir dönüşüm…

desiBel İletişim Grubu’nda dört şeye odaklandık:

1. “Gürültülü” pazarda markayı sadeleştirmek

Markalar, “Her yerde olalım” döneminden “Doğru yerde, doğru tonla olalım” dönemine geçti. Biz de müşterilerimizle beraber, kampanya sayısını azaltıp etkiyi büyütmeye çalıştık. Daha az mecra, daha fazla derinlik… Pazarlama otomasyonu, CRM datası, sosyal dinleme ve PR’ı aynı masaya oturttuğumuz entegre kurgularla, “görünür olmak”tan çok “anlaşılır olmak” üzerine çalıştık.

2. Yapay zekâyı oyuncak olmaktan çıkarıp iş akışına gömmek

2025’te herkes gibi biz de AI’la epey haşır neşir olduk ama “her şeyi makine yapsın” kolaycılığına düşmedik. Metin yazarını kopyalayan bir araç değil; içgörü çıkaran, varyasyon üreten, taslak temizleyen bir “yardımcı kas” olarak kurguladık.

Brief analizini hızlandıran dahili araçlar,

Basın bülteni ve içerik taslaklarını çoklu dilde çıkaran akışlar,

Kriz senaryoları için simülasyonlar…

Ama son noktayı hep insan koydu. Markaların sesi hâlâ insan işi.

3. Kriz ve itibar yönetimini “niş hizmet” olmaktan çıkarıp standart hale getirmek

Türkiye’de politika, regülasyon, ekonomi; hepsi aynı anda oynuyor. Bu da markalar açısından “kriz” tanımını genişletti. Artık sadece skandal değil; tedarik sorunu da, sosyal medyadaki linç dalgası da, regülasyondaki bir satır değişikliği de kriz tetikleyebiliyor. 2025’te birçok müşterimiz için kriz kitapçıkları, tatbikatlar ve gerçek zamanlı “risk masaları” kurduk. Böylece iletişim ekiplerini sadece kampanya yapan birimler olmaktan çıkarıp, risk yöneten iş ortakları haline getirmeye çalıştık.

4. desiBel – Spark işbirliği ile influencer marketing’e ciddi yatırım yapmak

Bu yılın en kritik adımlarından biri de Spark ile kurduğumuz işbirliği oldu. Influencer marketing’i “yan kanal” olarak değil, kampanyanın merkezine koyan bir model inşa ediyoruz. Spark’ın geliştirdiği ölçümleme ve influencer matching teknolojilerini; bizim strateji, PR ve içerik kaslarımızla birleştirerek markalara net bir paket sunmaya başladık:

Doğru creator’ı veriyle seçen,

Marka dilini PR, influencer ve mecra planlamasında aynı hikâyeye bağlayan,

Sonunda da sadece “erişim” değil, satış, trafi̇k, topluluk büyümesi gibi net sonuçlar üreten kurgular…

2026’da bu yapıyı büyütmek, Spark’la beraber daha çok markayı “creator ekonomisi”nin içine akıllıca sokmak bizim için net bir yatırım alanı.

Özetle 2025, desiBel için yeni kaslar geliştirdiğimiz, eski kasları sadeleştirip güçlendirdiğimiz; Spark iş birliğiyle de influencer marketing tarafında vites artırdığımız bir yıl oldu. Zorlayıcıydı ama fazlasıyla öğreticiydi.

2026’da yapay zekâ ajanları ve creator ekonomisi iletişimin oyununu değiştirecek

2026, bence iki başlıkta şekillenecek: yapay zekâ ajanları ve yaratıcı ekonomi 2.0.

AI “araç” olmaktan çıkıp “ortak”a dönüşüyor

Bugün kullandığımız AI araçları daha çok hız ve verimlilik sağlıyor. 2026’da PR ve pazarlamada AI ajanlarının, kampanyayı planlayıp optimize eden, hatta medya satın almada karar destek mekanizması olan yapılara evrildiğini göreceğiz. 

Bu ne demek?

Gerçek zamanlı içerik üretimi,

Dinamik fiyat ve mesaj optimizasyonu,

Çok kanallı kampanyalarda anlık öğrenen sistemler.

Biz desiBel olarak 2026’da şunu yapacağız:

Her müşteri için, veriye dayalı “mini komuta merkezi” yaklaşımı kurmak,

AI’ı  ciroyu artıran bir kaldıraç olarak konumlamak,

Strateji ve yaratıcılığı tamamen insanda bırakıp, geri kalan her şeyi mümkün olduğunca otomatikleştirmek.

Influencer’dan “creator ekonomi ekosistemi”ne geçiş

Influencer marketing artık yan kanal değil, iletişim mimarisinin göbeği. Dünyada standartlar sıkılaşıyor; ölçümleme, sahte takipçi, içerik sahipliği, telif, hepsi yeniden yazılıyor. Türkiye’de de markalar “kaç influencer çalıştırdık?” sorusundan “hangi creator’la birlikte ne ürettik, nasıl satışa döndü?” sorusuna geçiyor.

Sonuç olarak; 2026’nın kazananları, “bir proje ya da kampanya daha yapalım” diyenler değil, müşterinin işine ortak olup, teknolojiyi insan zekâsı ve sezgisiyle birleştirenler olacak. Biz de desiBel’de tam olarak bu çizgiye yatırım yapıyoruz.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir