Brandfocus Ajans Başkanı Tülin Çeneli: "Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlerken insan davranışları giderek daha seçici ve bilinçli hale geliyor. Artık kimse mekanik konuşan, otomatik cevaplayan markaları duymak istemiyor. Bu yüzden 2026’nın ana meselesinin; verimlilik için yapay zekâ, etki için insan dokunuşu olduğunu düşünüyorum." Brandfocus Ajans Başkanı Tülin Çeneli ile geride bıraktığımız yılı, 2026 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
2026'da sektörü şekillendirecek trend anlamlı bağlar kurabilmek olacak
2025 bizim için yalnızca “hıza yetişme” yılı değil, aynı zamanda hızı doğru yönetmenin ve anlamlandırmanın yılı oldu. Teknoloji, pazarlama ve ekonomi aynı anda dalga boyu değiştirirken, biz Brandfocus’ta bu dalganın nereye aktığını okumaya odaklandık. Sektörün artık klasik tanımları aşan bir dönüşüm içinde olduğunu net biçimde gördük ve tüm süreçlerimizi bu doğrultuda yeniden kurguladık.
Brandfocus olarak 2025’te;
- Veri okuma ve içgörü kasımızı sistemli biçimde güçlendirdik; böylece iletişim stratejilerimizi hissiyata değil, ölçülebilir sezgilere dayandırdık.
- Dijital platformlarda yenilikçi içerikleri test ettik; markaların görünürlüğünü ve etkisini artıran cesur, yaratıcı kampanyaları hayata geçirdik.
- Medya ilişkileri, gündem yönetimi ve paydaş iletişimi alanlarında daha güçlü, daha proaktif olmaya özen gösterdik.
- Sürdürülebilirlik iletişimi ve özellikle kriz dönemlerine özel iletişim modelleri üzerinde yoğunlaştık; her marka için özelleştirilmiş ve gerçek zamanlı odaklı iletişim aksiyonları ürettik.
- Ekonomik dalgalanmalara rağmen ekibimize yatırım yapmaya devam ederek; çevik, odaklı ve öğrenen ajans kültürümüzü daha da büyüttük.
Kısacası 2025, bizim için yalnızca odaklı bir iletişim yılı değil; öğrenmenin, sezginin ve stratejik cesaretin birleştiği bir dönem oldu.
2026’nın ana meselesi; verimlilik için yapay zekâ, etki için insan dokunuşu olacak
2026'da sektörümüzü şekillendirecek asıl trendin, dijital dönüşümün ötesinde anlamlı bağ kurabilmek olacağına inanıyorum. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlerken insan davranışları giderek daha seçici ve bilinçli hale geliyor. Artık kimse mekanik konuşan, otomatik cevaplayan markaları duymak istemiyor. Bu yüzden 2026’nın ana meselesinin; verimlilik için yapay zekâ, etki için insan dokunuşu olduğunu düşünüyorum. Biz Brandfocus’ta bu ikiliyi sadece bir araya getirmiyor, adeta birbirine öğreten ve birbiriyle konuşan bir sistem haline getiriyoruz.
2026 için stratejik yaklaşımımız;
- Markaları birer “iletişim makinesi” olmasından öte, insanlarla aynı duygusal frekansta konuşan canlı organizmalara dönüştürmek.
- Verinin içindeki anlamı bulup, markaları tüketicisine yaklaştırmak.
- İletişimi bir çıktı değil, kalıcı bir ilişki biçimi olarak konumlamak.
Ajansımıza özgü tescilli “Öğrenen Marka İletişimi” modelimiz doğrultusunda uyguladığımız yapı bize şunu öğretti: Her temas bir sezgi yaratır. Her sezgi stratejiyi yeniden şekillendirir. Bu nedenle 2026’da markalarımızın daha iyi duyan, ekosistemini daha iyi algılayan ve içgörüyü sezgiyle birleştiren daha sahici bir kimliğe bürünmesi için çalışacağız.
Bu bakış açısının yalnızca yeni fikirlere değil, daha güçlü ve daha derin ilişkilere de kapı açacağına inanıyorum. 2026’yı tam da bu nedenle, markaların kalpte iz bırakan işler yapabileceği bir yıl olarak planlıyoruz.