omg! iletişim Genel Müdürü Elmas Nida Baykal Alkan "Yapay zekâ destekli araçlar iş akışımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi ve 2024'te de böyle olmaya devam edecek. 2024 yılında, yapay zekâ destekli araç ve kaynakların benimsenmesinde sürekli bir artış bekleyebiliriz. " diyor. Alkan ile 2023 yılını, 2024 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
2024 yılının en büyük trendlerinden biri veriye dayalı PR olacak
2023 yılının zaten toplumsal kutuplaşma, ekonomik belirsizlikler, seçim süreci vb. etkilerle zorlu geçeceğini öngörüyorduk. Bunun üzerine bir de Şubat ayının başında hepimizi derinden etkileyen bir felaket yaşadık. Tabii ki, belirsizliklerle mücadele ettiğimiz bir dönemde bir de böylesine sarsıcı bir felaketle yüzleşmek, bütün planlarımızı değiştirdi. Hem kriz ve afet yönetimi hem de sorumlu iletişim tarafında biz iletişimcilerin üzerine çok fazla görev ve sorumluluk düşen bir süreçti. Felaketin ilk anından itibaren tüm markalarımızla depremin yaralarını sarmaya odaklandık. Markalarımız için dönemsel yardımların ötesinde “gerçek” bir fayda sağlayacak, sürdürülebilir projeler geliştirerek deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkmasına elimizden geldiğince destek olduk ve olmaya devam ediyoruz.
Ekonomik krizin derinleşmesi, seçim süreci, dünyada meydana gelen savaşlar derken yılın büyük bir kısmı iptal edilen veya ertelenen iletişim çalışmalarının yeniden ve doğru zamanlanması için mücadele ederek geçti. Eylül ayı itibarıyla da hem yıl boyunca ertelenen projeleri hayata geçirdiğimiz hem de Cumhuriyetimizin 100. yılı vesilesiyle planladığımız iletişim çalışmaları ile çok yoğun bir döneme girdik.
Biz iletişimciler değişen durumlara ve koşullara adapte olmak konusunda oldukça iyiyiz. Yıl boyunca yaşadığımız tüm bu zorluklara rağmen omg! iletişim olarak 2023’ü hem müşteri hem de ekip anlamında büyüyerek kapattığımızı söyleyebilirim. Trendleri yakından takip eden, teknolojik gelişmeleri erken benimseyen, medya, mecra ve sektör bağımsız düşünen, sağlam stratejik temeli korurken, her markayı, markaya özel bir yaklaşımla ele alan bir ekibiz. Bu sebeple 2024 yılı için de büyüme odaklı planlarımız var.
2024 de tıpkı 2023 gibi ajanslar için zorlu ancak dönüştürücü bir yıl olacağa benziyor. Ekonomik belirsizliklerin sürmesi ve markaların iletişim bütçeleri konusunda daha seçici davranmaları PR ajansları için de zincirleme bir etki yaratıyor. 2024 yılında markalar, iletişim bütçelerini nereye yatıracakları konusunda her zamankinden daha seçici olacaklar. Yine yıl içerisinde bir seçim atmosferi ile karşı karşıya kalacağız. Bu nedenle mevcut ekonomik koşullarda iyi yetenekleri kaybetmeden ve iş kalitesini düşürmeden sunduğumuz somut değeri sergileyebilmemiz büyük önem taşıyor. Halkla ilişkiler uzmanlarının, medya ortamının bu kadar hızlı değişmesiyle birlikte, kariyerlerinde güncel kalmak için becerilerini sürekli olarak ayarlamaları ve yeni şeyler öğrenmeleri gerekiyor.
Çevik ve uyarlanabilir olmak her zamankinden daha kritik hale geldi. Daha sınırlı bütçeler, artan beklentiler ve enflasyon, halkla ilişkiler alanında çalışanların yaratıcı bir şekilde daha azıyla daha fazlasını başarmasını gerektiriyor. Özellikle de PR yatırım getirisini kanıtlamak ve kazanılan medya kapsamının etkisini göstermek için verimli kaynak yönetimi kritik hale geliyor.
2024 yılının en büyük trendlerinden birinin veriye dayalı PR olacağını düşünüyorum. Veriye dayalı PR, bilinçli kararlar alınmasına, performansın izlenmesine ve sonuçların daha hassas bir şekilde ölçülmesine olanak tanıyor. Somut verilere dayalı stratejiler geliştirmenin daha iyi sonuçlar verdiğini de biliyoruz. Kişiselleştirme ve özgünlüğün çok önemli olduğu bir çağda, mesajlarımızı hedef kitle segmentlerine göre uyarlamak için verilerden yararlanmak oyunun kurallarını değiştirecek. Bu sayede daha güçlü bağlar kurabilir, gerçek zamanlı kampanyaları optimize edebilir ve PR çalışmalarımızın somut etkisini gösterebiliriz.
Yapay zekâ destekli araçlar iş akışımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi ve 2024'te de böyle olmaya devam edecek. 2024 yılında, yapay zekâ destekli araç ve kaynakların benimsenmesinde sürekli bir artış bekleyebiliriz. Yapay zekâ trendlerini takip etmek ve yapay zekâ destekli araçları etkili bir şekilde kullanmak, ayrıca tüm bu gelişmeleri bizden beklenen "insani dokunuş" ile dengelemek ve yapay zekâyı özümsemek kolay bir iş değil. Ben yapay zekânın bizi daha verimli hale getirdiğini düşünüyorum. Elbette tehlikeli bölgeleri de yok değil. Tembellik eder ve hiçbir düzenleme ya da hikaye anlatımı yapmadan sadece tek bir komutla bize verdiği her şeyi kullanırsak, insan sezgisini ve yaratıcılığını kesinlikle kaybedeceğiz. “Kopyala/Yapıştır" yaklaşımının işe yaramayacağı kısa sürede anlaşılacaktır. Bunun yerine, yapay zeka yardımıyla yazılan her içerik parçası bir insan tarafından iyice incelenmeli ve doğruluk, şeffaflık ve kapsayıcılık için etik yönergelere karşı ürettiği her şey doğrulanmalı. Ayrıca, yapay zekânın etik doğasına ilişkin zorlukları ele almak ve deepfake teknolojisinden, hatta yanlış bilgiye dayalı kampanyalardan nasıl kaçınılacağını ve bunlara nasıl yanıt verileceğini bilmek, PR profesyonellerinin 2024'te yüzleşmesi gereken önemli bir konu.
Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin ardından da açık bir şekilde gördük ki, tüketiciler, markaların sosyal amaçlara sözde hizmet etmenin ötesine geçmelerini ve söylediklerini gerçek eylemlerle desteklemelerini bekliyor. Sosyal sorumluluğun artık bir trend olmadığını, ana akım haline geldiğini bile söylemek mümkün. Tüketicilerin destekledikleri markaların etik uygulamaları ve sahip oldukları değerler konusunda bilinçli oldukları bir çağdayız. Bu nedenle sosyal sorumluluk ahlaki bir zorunluluk olmaktan çıkıp stratejik bir zorunluluğa dönüştü. Sosyal sorumluluk kampanyaları artık markaların özgünlüklerini de ortaya koymalarına yardımcı oluyor.