2023, her şeyi ‘reset’leyeceğimiz bir yıl olacak

Yeni nesil danışmanlık şirketi olarak faaliyet gösteren Canvas’ın Kurucusu ve Ajans Başkanı Murat Avalin ile iletişim sektörünün içinde bulunduğu dönüşümü, PR’da yeni trendleri, 2022’nin öne çıkan konularını ve Canvas’ın 2023’e dair öngörülerini konuştuk.

Canvas, özellikle teknoloji alanında faaliyet gösteren kurumlara PR, dijital iletişim stratejileri, kurumsal sosyal sorumluluk ve içerik geliştirme alanlarında danışmanlık hizmeti veriyor. Canvas’ın Kurucusu ve Ajans Başkanı Murat Avalin ile iletişim sektörünün içinde bulunduğu dönüşümü, PR’da yeni trendleri, 2022’nin öne çıkan konularını ve Canvas’ın 2023’e dair öngörülerini konuştuk. Medya ve iletişim sektörünün son yıllarda yaşadığı dönüşüme dikkat çekerek 2023’te stratejik iletişimin ve yaratıcılığın daha fazla önem arz edeceğini ifade eden Canvas Kurucusu ve Ajans Başkanı Murat Avalin, sürdürülebilirlik ve toplumsal etki odaklı yeni nesil uygulamaların alışılagelmiş iletişim reflekslerini rafa kaldıracağının altını çiziyor.

İklim, ekonomi, beklentiler, alışkanlıklar, dünyaya bakış değişiyor…
2022 iyimser karşıladığımız ve pandeminin küresel ekonomi üzerindeki etkilerinin geride kalmasını umduğumuz bir seneyken ne yazık ki bu etkileri birçok açıdan derinleştiren bir dizi yeni gelişmeye sahne oldu. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, enerji krizi, uluslararası tedarik zincirindeki kırılmalar gibi olumsuzlukların gölgesinde geçen bu dönemde iş dünyası ekonomik belirsizliklerin yönetimine dair adaptasyon kaslarını güçlendirmek zorunda kaldı. Kurumsal süreçler, iş yapış şekilleri ve pazarlama stratejileri baştan başa yeniden gözden geçirildi. Öte yandan, büyük metropoller başta olmak üzere şehirli yaşam pratiklerinin değişmekte olduğunu, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik taleplerinin arttığını ve hem sosyal hem ekolojik açıdan sorumlu tüketim alışkanlıklarının daha geniş kitlelerce sahiplenildiğini gördük. Özellikle Z ve Y kuşaklarının başını çektiği bu dönüşüm aslında pandeminin orta vadeli etkilerinin bir sonucu olarak hayata karşı yeni bir perspektifi sahiplenmek olarak karşımıza çıktı. Deyim yerindeyse, pandeminin neden olduğu gaz ve toz bulutu 2022’de dağılınca şunu gördük: Dünyaya bakış değişiyor ve bu değişimi doğru kavramadan iletişim yapmak mümkün değil. 

Enerji hem maddi hem manevi olarak hayatımıza damgasını vuracak
Sosyal etki odaklı ve doğa temelli sistemler üzerinde daha fazla çalışılmaya başlandığından bu yana her zamankinden daha çok sahiplenilen sürdürülebilirlik kavramı günümüzde artık inovatif katma değerin en önemli ölçütlerinden biri haline geldi. 

Sürdürülebilirlik arayışı geçtiğimiz sene hemen her sektörün başlıca gündemleri arasındaydı ve konunun gerektirdiği aciliyet uyarınca aksiyona geçen her şirket kendi yapısına en uygun modellemeler üzerine çalıştı. Teknoloji şirketlerinin başka alanlarda olduğu gibi sürdürülebilirlik konusunda da dönüştürücü rolü üstlendiğini gördük. Örneğin karbon emisyonunu 2050’ye kadar tamamen sıfırlamak için atılan adımlar arasında teknoloji şirketlerinin attığı adımlar daha fazla dikkat çekti. 

Gerek iklim değişikliğine karşı alınan önlemler kapsamında gerekse uluslararası enerji krizinin bir uzantısı olarak enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen ülkelerin çalışmaları kapsamında enerjide verimlilik arayışlarının artacağı öngörülüyor. Ben bu konuda bir adım ileri gidiyorum ve diyorum ki enerji yalnızca maddi olarak değil manevi olarak da hayatımıza damga vuracak. Çünkü bu konu teknolojik, politik ve ekolojik birçok nedenle ilişkili olduğu kadar bireyler olarak bizlerin hayatı algılama biçimiyle de ilgili. 

Beyin göçü iletişim sektörünü de vuruyor, uzmanlık fenerle aranıyor…
Bilgi akışının ve haber üretiminin hızlanmasıyla birlikte bireylerin doğru bilgiye erişimi, markaların ise hedef kitlesine etkili bir şekilde temas etmesi zorlaştı. Öte yandan ülkemizde son yıllarda artan yetenek açığı iletişim sektöründe de ciddi bir sorun haline geldi. 

Ülkece muzdarip olduğumuz beyin göçü bir yana üniversitelerin iletişim sektörünün dönüşümüne ayak uydurmakta zorlandığını, sektöre giren genç iletişimcilerin yeterli uzmanlık seviyesine gelmelerinin önceki yıllara göre daha uzun sürdüğünü görüyoruz. 

Özellikle teknoloji alanındaki kurumların ve markaların iletişim süreçlerini yürüten tecrübeli profesyonellerinse sektöre dair sürekli güncellenen veri akışını takip etmekte ve bu verileri yeterli düzeyde analiz edebilmekte zorlandığını söyleyebilirim. Halbuki bugün artık içerik geliştirmeden tutun da kriz yönetimine kadar birçok alanda uzmanlık konuşuyor, konuşturuyor.

Markaların hedeflerine somut katkıda bulunan iletişimciler daha da önem kazanacak
Global resesyon beklentisinin olduğu bir seneye girdik. PR danışmanları marka itibarına ve iş sonuçlarına uzun vadede değer katabilecek çalışmalar yapmak için en verimli aksiyonları planlamak zorunda. 

PR ajanslarının, kurumların elde ettikleri iş sonuçlarını iyi bir iletişim malzemesi olarak kurgulamak ve hedef kitleye ulaştırmak için dışarıdan destek veren partnerler olmanın ötesine geçtiği bir dönemdeyiz. 

Biz Canvas olarak, iletişimini üstlendiğimiz markaların, mevcut iş süreçlerine en başından dahil oluyor, PR stratejisini işin başında kurguluyor, markanın ticari hedeflerine ve iş geliştirme süreçlerine somut katkıda bulunacak stratejiler ve yaratıcı fikirler üretiyoruz. Toplumsal fayda üretmeyi de hiçbir zaman unutmuyoruz.

İletişim kendine yeni yollar arıyor
PR sektörünün içinde bulunduğu dönüşümü; konvansiyonel medyanın yapısal değişimleri, yeni medya platformlarının ortaya çıkışı, alternatif iletişim kanallarının çoğalması, özel sektörün koşullarının farklılaşması ve yeni jenerasyonların algılayış farklılıkları gibi birçok farklı eksende değerlendirebiliriz. 

Yine bu dönemde, dürüst ve etkili iletişimi sağlamakla yükümlü PR profesyonellerinin, sosyal bilimcilerin “hakikat ötesi” olarak adlandırdığı çağımızın tüm dezenformatif unsurlarına karşı durma sorumluluklarının daha fazla artacağını düşünüyorum. 

Kısacası iletişim kendine yeni yollar arıyor ve aramaya devam edecek. Ancak bu arayışta kilit nokta medya, marka ve insan arasındaki güven ilişkisinin yeniden tesis edilmesi olacak.

 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir