Yüz Tanıma Teknolojisi ile Niyet Okumak

BBC Türkçe'nin paylaştığı habere göre; "Polisler artık duygularınızı yüz tanıma sistemiyle tespit edebilecek". Başlığı okur okumaz insanın aklına "nasıl olabilir?" sorusu gelirken aynı zamanda bir tedirginlik de hakim olmuyor değil...

Basit yüz tanıma teknolojileri bile pek çok tartışmaya yol açarken ileride pek çok alanda kullanılması muhtemel duygu tanımlama, potansiyel suçlu tespiti gibi teknolojik gelişmeler konuşulmaya hatta kısmen uygulanmaya başlanmış durumda. Yüz tanıma teknolojisi uzun bir zamandır vardı ve bazı durumlarda sabıka kaydı olan, polis veya mahkeme tarafından aranan suçluların yüzleri kameralar aracılığıyla tespit edilerek suçluların yakalanmasını hızlandırabiliyordu. Fakat şimdi tartışılan durum biraz daha farklı, güvenlik güçleri tarafından potansiyel suçlular için kullanılabileceği gibi satış, pazarlama hatta hırsızlık gibi ticari amaçlar için de kullanılabilecek ve  hızla gelişen bir "niyet ölçme teknolojisi"nden bahsediyoruz.

Öncelikle potansiyel suçlu kavramına değinmek istiyorum. Bir insanın ileride suç işleyebileceğini biliyor olmak o insanı cezalandırmak için yeterli değildir ancak suç işleme potansiyeli olan kişilere farklı yardım ve takviyeler ile işleneceği suçlar önlenebilir.

İşin ticari boyutu ise çok daha tehlikeli. Zaten artık reklama maruz kalmadığımız herhangi bir alan yokken, gelişen bu teknolojiler sayesinde markalar herkesle ilgili her şeyi tüketici davranışlarına göre algoritmalar oluşturarak bilebiliyordu ancak artık tüketicilerin duyguları da tespit edilebiliyor ve bu duyguları tespit edebilen markalar satışlarını bu duyguları kullanarak gerçekleştirmeye çalışıyor.

Örneğin; pazar araştırması şirketi Kantar Millward Brown, ABD'li Affectiva şirketi tarafından geliştirilen teknoloji ile tüketicilerin TV reklamlarına tepkisini analiz edebiliyor. Şirketin inovasyon direktörü Graham Page "Bu teknolojiyle reklamın hangi kısmının tam istenen sonucu verdiğini, insanların bir reklamın hangi noktasında ne hissettiğini net olarak görebiliyoruz" diyor. Şirket bu uygulamayı kullanıcıların izniyle yapsa da bu izin alma olayı ne kadar sürer ya da söz konusu kazanç olduğunda kaç kişi etik gözetir bundan emin olamayız.

Zira IHS Markit analiz şirketinin video gözetim uzmanı Oliver Philippou da duygu gözetiminin doğruluk oranı konusunda şüpheli:

"Basit bir şekilde yüz tanımlama yapıldığında bile büyük hata payları var, en iyi şirketler insanları yüzde 90-92 oranında doğru eşleyebiliyor. Duyguları teşhis etmeye çalıştığınızda hata payı büyük oranda artacaktır." diyor.

Bu durum yüz tanıma teknolojisiyle yanlış veya önyargılı kararlar alınmasından endişelenen mahremiyet savunucularını rahatsız ediyor.

Yakın bir zamanda Brezilya'da yüz tanıma teknolojisi ile metroya konumlandırılan panolara gelen tepkileri ölçmeye çalışmışlardı ve bu bile bir panik ortamına yol açarak metro kullanan vatandaşları rahatsız etmişti. 

Bahsettiğimiz teknolojiler hala gelişme aşamasında olduklarından yasal olarak kullanımlarıyla ilgili düzenlemeler yapılmış değil. Bu boşluktan faydalanılabilir ancak sonrasında bu konuyla ilgili yasal düzenlemelerin gelmesi gerekecek. Aksi taktirde distopik bir ortam oluşabilir ve kimse kendisini güvende hissetmeyebilir. Birilerinin ne hissettiğinizi sürekli anlamaya çalıştığını düşünsenize, bu sizi rahatsız eder miydi?

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir