Yapay zekâ son yıllarda çok önemli bir ilerleme kaydetti. En kritik adımlardan biri ise Microsoft’un ortağı olduğu OpenAI tarafından geliştirilen yapay zekâ destekli dil modeli ChatGPT'nin geçen yılın sonunda kullanılma sunulması oldu. Yapay zekâ yarışında oyunun kurallarını değiştiren bu teknoloji, tartışmaları da beraberinde getirdi.
Filmi en başına saracak olursak; her şey geçen yılın kasım ayı ortasında OpenAI’da bir yöneticinin ekibine “Hızlı bir şekilde chatbot” yayınlayın talimatı ile başladı. Çalışanlara verilen bu görev iki hafta gibi kısa bir süre içinde tamamlandı ve “Chat with GPT-3.5” olarak bilinen ilk sürüm ücretsiz olarak yayınlandı. İsmi kısaltılarak bugün ChatGPT olarak anılan uygulama kısa sürede küresel bir fenomen haline geldi. Mart 2023’te piyasaya sürülen ve günümüzde iş insanları, pazarlama şirketleri, haber kanalları tarafından hızla benimsenen ChatGPT 4; dünya genelinde şimdiye dek milyonlarca kişi tarafından araştırma yapmadan kod ve mail yazmaya kadar birçok konuda kullanıldı ve kullanılmaya da devam ediyor.
Gaza mı frene mi basılmalı?
Rekabetin kızıştığı bu alanda Google, Meta ve Çinli Baidu şirketleri metin üretebilen yazılım ve araçlar geliştirme yarışına dahil olurken; OpenAI’ın yapay zekâ yarışında vitesi 5’e taktığı konuşuluyor. ChatGPT 5’in bu yılın sonunda piyasaya sürüleceği söylentileri kulaktan kulağa yayılırken, bu yeni versiyonun yapay genel zekâ (AGI) seviyesine ulaşarak insanlardan ayırt edilemez yeteneklere sahip olabileceği iddia ediliyor. Hal böyleyken yapay zekâ devrimi olarak gösterilen ChatGPT’nin “sonun başlangıcı” olduğu, “temkinli” bir yaklaşım izlenmesi gerektiği sesleri de bir yandan yükseliyor.
Araştırmalara 6 ay ara verin çağrısı
İnsanlığın karşı karşıya olduğu küresel felaket ve gelişmiş yapay zekâdan kaynaklanan varoluşsal riskleri azaltma amacını taşıyan kâr amacı gütmeyen kuruluş grubu olan Future of Life Institute tarafından kısa süre önce yayınlanan ve başta Tesla’nın kurucusu & Twitter’ın CEO’su Elon Musk, Apple kurucu ortağı Steve Wozniak olmak üzere aralarında bilim insanlarının da bulunduğu binden fazla kişinin imza attığı açık mektupta, bu tür tasarımlar için güvenlik protokolleri geliştirilene, uygulanana ve bağımsız uzmanlarca denetlenene dek, ileri yapay zekâ araştırmalarının durdurulması talep edildi. “Son aylarda yapay zekâ laboratuvarlarının hiç kimsenin anlayamayacağı, öngöremeyeceği veya güvenilir bir şekilde kontrol edemeyeceği daha güçlü dijital zihinler geliştirmek ve dağıtmak için kontrolden çıkmış bir yarışa kitlendiğini gördük” denilen mektupta "Tüm yapay zekâ laboratuvarlarını, GPT-4'ten daha güçlü bir sistem geliştirmeye en az 6 ay ara vermeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verildi.
ChatGPT ne diyor?
Tam da bu noktada “Yapay zekâ alanındaki hızlı gelişim dünya için bir tehdit mi?” sorusunu bir de ChatGPT’ye soralım. Tabii bu noktada ChatGPT’nin yanıtlarının 2021 yılı Eylül ayına kadar olan bilgilere/verilere dayandığını da unutmayalım. İşte ChatGPT’nin konuya ilişkin yorumu: “Yapay zekâ alanındaki hızlı gelişim, bazı potansiyel tehditler içermekle birlikte, tehditlerin yönetilmesi veya dönüştürülmesi mümkündür. Yapay zekâ teknolojisinin nasıl kullanıldığı ve yönlendirildiği, sonuçlarının belirlenmesinde kritik öneme sahiptir. Yapay zekânın potansiyel tehditleri arasında istihdam kaybı, veri güvenliği ve gizliliği, insan kontrolü kaybı, yanlılık ve ayrımcılık ile toplumsal etkiler yer alır. Ancak, bu tehditleri ele almanın yolları da mevcuttur. Etik, hukuki ve sosyal sorumlulukla yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanımı, olumsuz etkilerin minimize edilmesine yardımcı olabilir. Etik ilkelerin benimsenmesi, şeffaflık, hesap verebilirlik ve kullanıcı güvenliği prensiplerinin uygulanması, yapay zekânın olumlu sonuçlar yaratması ve adaleti sağlaması için önemlidir.
ChatGPT: "Denetim mekanizmaları oluşturulmalı"
Yapay zekâ teknolojisinin ilerlemesi, potansiyel tehditleri yönetmek için etkili politikalar, düzenlemeler ve denetim mekanizmalarının oluşturulmasını gerektirir. Çeşitli paydaşların, araştırmacıların, endüstrinin ve hükümetlerin iş birliği yaparak yapay zekânın sorumlu bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması için çözümler üretmeleri önemlidir. Sonuç olarak, yapay zekâ teknolojisinin potansiyel tehditlerini yönetmek ve faydalarını en üst düzeye çıkarmak için dikkatli bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu şekilde, yapay zekâ toplumumuz için gerçekten yararlı bir araç haline gelebilir ve ilerlememizi destekleyebilir.”
ChatGPT’nin konuya ilişkin yorumunun ardından Koray Bahar olarak toparlamam gerekirse; ChatGPT’nin yapay zekâ alanında oyunun kurallarını değiştiren bir teknolojiye sahip olduğu su götürmez bir gerçek. İnsana benzer şekilde yanıtları anlama ve üretme yeteneği, pek çok sektörlerde dönüşümü beraberinde getirebilir. Ancak unutmamak gerekir ki; bu ilerlemelerin toplumun yararına kullanılmasını sağlamak ve bu teknolojinin olası sonuçlarını ele almak yine bizim elimizde. Bu noktada önümüzdeki günlerde neler olacağını hep birlikte bekleyip göreceğiz. Şahsım adına tek dileğim; “insanlık” kazansın!