Türkler Televizyonu Sadece İzliyor

Televizyon, her ne kadar tahtı internetin sunduğu mecralar tarafından sallansa da, hayatımızdan kolay kolay çıkmayacak bir teknoloji. Tüplü televizyonların evlere girmesi ile başlayan serüven, şimdilerde  daha büyük ekranlar, daha iyi görüntü kalitesi ve ek pek çok yeni teknolojik özellik ile devam ediyor. Ancak bu serüvende ülkemiz adına değişmeyen en büyük gerçek, televizyon tercihlerimiz. Türk tüketicisi geçmişten bu yana, TV alırken hala yabancı markaları tercih etmekte. Ki televizyon üretiminde eskiye nazaran Vestel gibi güçlü bir markamız mevcut. LCD TV üretimi konusunda ve bu televizyonların Avrupa'ya ihracatı ile öne çıkan markamız Vestel, maalesef iç pazardaki yabancı marka üstünlüğünü kırabilmiş değil. GfK Türkiye'nin araştırmasına göre son dört yılda yabancı markalar pazarı domine etmiş durumda. Yerli TV üreticileri, 2012 rakamlarına göre pazardan sadece %28 oranında pay alabiliyor.

Picture1

Peki ithal televizyonların bu üstünlüğünün sebepleri neler ?

Türk markalarının genel olarak pek çok pazarda yaşadığı, yabancı markaların pazara daha önce girmiş olmaları. LCD TV'lerin çıktığı ilk dönemlerde tüketiciler tarafından ithal ürünlerin, haklı gerekçeleri ile çok daha öne çıkmasıydı. Tasarım ve teknoloji konusunda yerli markaların onları yakalaması için biraz daha zaman gerekiyordu o dönemlerde.

LCD TV'ler ile birlikte Türkiye'de aynı anda birde teknoloji perakendeciliği büyümeye başladı. Ardı ardına açılan mağazalar ile teknoloji perakendeciliği yapan markalar birer zincir haline geldiler ve bu zincirlerde yabancı markalar için çok rahat ve agresif bir oyun alanı yarattı. Bayi sistemi ile satış yapan Vestel, Arçelik gibi markalar, bu zincirlerin getirdiği "teknoloji alışverişindeki yeni alışkanlıkları" iyi yakalayamadılar (bana göre hala daha anlamamakta direniyorlar, ya da her şeyin eskiye döneceğini bekliyorlar) ve pazarı yabancı üreticilere bıraktılar.

Örneğin, Vestel ürettiği televizyonları hala kendi bayilerinde teşhir ediyor. Fakat tüketicilerin teknoloji ürünü alışkanlıklarına bakarsak, televizyon satışlarının öncelikle zincir perakende mağazalarından, daha sonra da internetten yapıldığını göreceğiz. Televizyonu beyaz eşyadan ayrı görmemek, yerli firmaların en büyük yanlışı kanımca. Çünkü, teknoloji ürünleri tüketicisi pek çok seçeneği aynı anda görüp, deneyip öyle karar vermek istiyor. Burada da, yerli markalar o ortamlarda bulunmadıkları için önemli bir potansiyelden kendilerini mahrum bırakıyorlar.

Bir diğeri ise, teknoloji alışverişlerinde tüketiciler genellikle taksitli alışverişi tercih ediyorlar. Burada da yerli firmaların bayileri tüketicilere kredi kartları konusunda kısıtlı seçenekler sunuyor veya vadeli satış seçeneği ile artık günümüzde pek çok tüketicinin bıraktığı bir alışkanlığı sürdürmeye çalışıyorlar. Bu da yerli TV tercih edecek müşterileri yine perakende mağazalara yönlendiriyor ve tercihlerini yabancı markalardan yapmalarına neden oluyor.

Basit olarak bu sebeplerden dolayı Vestel, 2012 yılında ürettiği 9 milyon televizyonun, 8 milyonunu ihraç etmesine rağmen, Türkiye'de yabancılarla yarışamıyor. Bunu tüketicilerin kendi ürünleri hakkındaki ön yargılarına ve yabancı markalara olan hayranlıklarına bağlıyorlar. Çünkü onlara göre, müşteriler ürünlerini kullandıkça, diğerleri ile aralarında hiç bir farkın olmadığını görecekler. Bu doğru bir tez olabilir ama bunun ne kadar zamanda olacağını kimse kestiremiyor, çünkü ürünlerini bırakın satın almayı deneyebilen tüketici sayısı bile oldukça az.

2012 sonu itibariyle, %25 büyüme oranı ile 3 milyon adede ulaşan Türkiye panel televizyon pazarında lider Samsung. Türkiye'de satılan her 4 panel televizyondan 1'i Samsung'a ait ve Samsung giderek daha çok tercih edilen bir marka haline geliyor pazarda. Özellikle mobil cihazlar ile birbirine bağlı televizyon teknolojilerinin gelişmesi ve internetin de televizyona girmesiyle Samsung'un burada önemli bir avantaja sahip olması bekleniyor. Diğer üreticiler arasında öne çıkanlar ise LG, Sony ve Philips.

Yerli firmaların belini büken bir diğer nokta da, çılgın fiyat rekabeti olabilir. Çünkü fiyatlar oldukça düşük seyrediyor ve rekabet nedeni ile kar marjları oldukça az durumda. Bu durumun kısa vadede değişmesini kimse beklemiyor, çünkü Türkiye elektronik pazarına girmek isteyen pek çok global şirket mevcut.

Tüketiciler bu ucuz fiyat ortamında gelecek yıllarda daha fazla televizyon satın alıp, eskilere veda edecekler. Seçimlerini de yaptıkları iyi araştırmalar sonucu en iyisi olduğuna inandıkları markalardan yana yapacaklar. Tüketiciyi tarafına çekmek isteyen televizyon üreticileri bunun ancak teknoloji-tasarım-kalite ile sağlanabileceğinin farkında. Fakat yerli üreticilerin, tüketiciye daha fazla kanalda ulaşması gerektiği de önemli bir gerçek. Televizyon pazarı önemli bir gelecek vaat ediyor ve belli ki televizyon hep evimizin bir köşesinde yer alacak.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir