Türkiye FinTek sektörü pozitif ayrışmasını sürdürecek

Figopara Kurucu Ortak & CEO'su Koray Gültekin Bahar: "Dünya nüfusunun yüzde 30’unun finansal hizmetlere erişemediği bilgisinden yola çıkarsak finansal teknoloji alanında potansiyelin büyüklüğünü görmüş oluruz. Kısaca sektörümüz manşetlerde olmaya devam edecek."

Türkiye, FinTek sektörü 2022 yılını oldukça başarılı sonuçlarla kapatıyor. Aslında dünyadan da pozitif olarak ayrışıyoruz. Zira tüm dünyada FinTek’lere yapılan yatırım oranlarında geçmiş yıllara oranla bir gerileme dikkat çekiyor ancak Türkiye’de gerçekten bir yatırım rekoru kırıldı diyebiliriz. En son açıklanan Startups.Watch rakamlarına bakarsak, oyun, e-ticaret, finans teknolojileri, yazılım ve bulut teknolojilerinin başı çektiği ilk 9 ayda tüm zamanların yatırım rekoru kırıldığını görüyoruz.

Yılın ilk dokuz ayında 208 anlaşmaya toplam 1 milyar 495 milyon dolar yatırım yapıldı. Ayrıca ağustos ayında TCMB, 12 ayrı şirkete elektronik para lisansı verdi ki yatırımların gerilemeye başladığı bu dönem için çok önemli bir gösterge. Lisans alanlar için de büyük grupların olduğunu görüyoruz bu da gösteriyor ki, gelecek yıllarda da hızlı büyümelere tanıklık edeceğiz. Bu büyümenin birkaç nedeni var ancak en önemlisi, son yapılan yasal düzenlemelerle sektörün yasal bir altyapıya kavuşmuş olması.

Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar, yasal olarak kendilerini güvende hissedecekleri ortamları tercih ettiği için bu düzenlemeler sektörün önünü açtı. Yapılan anlaşmalara bakıldığında finans sektöründeki regülasyon kararları yatırımların artışında etkili oldu. Sektörümüz açısından bir diğer olumlu gelişme de Girişim Sermayesi Yatırım Fonu kategorisinde yaşandı. Yılın ilk 9 ayında kurulanlarla birlikte toplam fon sayısının 80’i aştığı tahmin ediliyor. Fonların artışı, var olan şirketlerin daha kolay ve daha çok sermayeye ulaşacağı anlamına geliyor. Bu olumlu tablo, gelecekte de sektörümüzün hızla büyüyeceğini gösteriyor. Zira kamu, Orta Vadeli Program’da da (OVP) FinTek’lere özel bir vurgu yaptı. OVP’nin “Finansal İstikrar” bölümünde “Finansal sistemde tasarrufların artırılması, kaynak dağılımında etkinliğin sağlanması, sermaye piyasaları geliştirilerek finansmana erişimin kolaylaştırılması ve finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılması suretiyle finansal istikrarın desteklenmesi amaçlanmaktadır” deniliyor. 

“Finansal sektörün boyutuna, karmaşıklığına ve gelişimine uygun denetleyici teknolojiler odaklı yeni denetim uygulama ve yöntemleri hayata geçirilecektir” vurgusu yapılan OVP’de Dijital Lira’nın testlerine başlanacağı, finansal teknoloji alanında uzun vadeli stratejinin açıklanacağı ve yurt içi ve yurt dışı yatırımcılarla girişimciler için Türkiye FinTek Rehberi hazırlanacağı da belirtiliyor.  

Dünyadaki büyüme oranı düşüyor
Yukarıda özetlemeye çalıştığım manzara net bir şekilde gösteriyor ki, Türkiye dünya FinTek haritasındaki yerini güçlendirecek. Dünyada da benzer bir durum var ancak büyüme oranları geçmiş yılların altında kaldı. 

CB Insight tarafından açıklanan son rapordaki rakamlar da trendin devamını gösteriyor. Üçüncü çeyrekte de FinTek’lere yapılan toplam yatırım tutarında azalma devam etti, üç dönemdir düşen yatırım tutarı 2019-2020 yılı ortalama rakamlarına indi (12.9 milyar dolar). Yatırım sayısında da düşüş devam etti, rakam 2021 yılı öncesi rakamlara geriledi.

Üçüncü çeyrekte FinTek sektörü 6 adet yeni unicorn kazandı ve toplam sayı 307’ye çıktı. Bu kategoride de 5 dönemdir düşüş sürüyor. 19 adet, 4.4 milyar dolar mega yatırım gerçekleşti ve bu rakam, 2018’in ikinci çeyrek rakamından sonraki en düşük tutar olarak göze çarpıyor. Sektörün ana aktörleri ödemeler ve bankacılık sektöründe de yatırımlar 2018 rakamlarına geriledi. 

2023’te bizi neler bekliyor?
Dünya nüfusunun yüzde 30’unun finansal hizmetlere erişemediği bilgisinden yola çıkarsak finansal teknoloji alanında potansiyelin büyüklüğünü görmüş oluruz. Kısaca sektörümüz manşetlerde olmaya devam edecek. Bankacılık sektörü dışındaki bu kesimin beklentilerini doğru okuyup çözümler geliştirilmesi gerekiyor. Kısaca yurt dışında geliştirilen bir uygulama ya da hizmetin olduğu gibi yurt içine uygulanmasının başarıyı getirmeyeceğini bilmek gerekiyor. Önce yerele odaklanıp daha sonra globali düşünenlerin daha başarılı olacağını söyleyebilirim. 

Türkiye’de güçlü bir bankacılık sistemi var, tüm bankalar dijitalizasyona ciddi biçimde yatırım yapıyor. Şu anda bankacılık işlemlerinin önemli bir kısmı dijital kanallar üzerinden yapılıyor, bu da aslında FinTek’ler için bir avantaj. Halkın teknolojiyi kullanmaya olan ilgisi, yeni ürün ve hizmetlere de uzak durmayacağını gösteriyor. Müşterilerin yeni araçlarla tanıştırılması, daha hızlı, daha düşük maliyetli hatta avantaj sağlayan çözümlerle sektörümüzü büyütmek mümkün. 

Kısa bir süre önce KPMG tarafından açıklanan 2023 yılı trendleri de benzer bir yaklaşıma sahip. Araştırmaya göre, gelecek yıl sektörümüze şu başlıklar damga vuracak: 

  • Sermaye maliyeti arttıkça Fintek girişimlerinde değerlemeleri de buna göre değişmeye devam edecek. 
  • Özel sermaye şirketleri daha uygun şartlarda yatırım imkanı ararken, birleşme ve satın almalar artacak. 
  • Siber güvenlik otomasyonuna olan ilgi artmaya devam edecek. Siber güvenlik endişeleri her geçen gün daha fazla şirketin radarına girerken, bu alanda yetenek açığını kapatmak da önem taşıyor. 
  • Dünya muhtemel bir resesyonun eşiğinde iken, FinTek yatırımcıları muhtemelen şirketlerin daha verimli hale gelmesine yardımcı olmaya veya değer önerilerini genişletmelerini sağlamaya odaklanan B2B girişimlerine daha fazla ilgi gösterecek. 
  • FinTek’ler hem şirketlerin hem de tüketicilerin gözünde farklılaşmak için veri toplamanın, değerlendirmenin ve kullanmanın benzersiz yollarını bulmaya odaklanmaya ağırlık verecek. 
  • Kripto ve blok zinciri yatırımları giderek daha fazla altyapıya odaklanacak. 
Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]